Hayat *Öğretmenler odasına çıkarım ve kalemliğimle 12. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı ders kıtabımı alırım.*
Seher "Kız kantine gidiyorum diyip Ömür'ün yanına niye gidiyorsun bakayım?"
Hayat "Sanki bilmiyorsun kantini bahane ettiğimi."
Ömer "Niye bahane ediyorsun ki?"
Hayat *İçimden: Aha şimdi sı•tık.* "Yani şimdi desem 'Ömür'ün yanına gidiyorum' diye yanlış anlaşılabilir o yüzden."
Ömer "Haklısın. Biz yanlış anlamayız da öbürleri var."
Ahlas *İçimden: Yanlış anlayan sensin zaten biz gayet doğru anlıyoruz.*
*Eşyalarımızı toparlayıp sınıflara dağılırız.*
*Okul bittikten sonra;*
Hayat *Öğretmenler odasına çıkarım.*
Melda "Ben çok yoruldum yaaa."
Hayat "Aynen, bende yoruldum. Ayakkabıda vurdu ayağım zonkluyor."
Melda "Kıyamam ben sana yaaa."
Seher "Valla ben yorulmadım."
Hayat "Neden acaba hm?"
Seher "Bilmiyorum, heyecandan olabilir."
Hayat "Ne heyecanı?"
Seher "Omuzlarımdan büyük bir yük kalkacak, onun heyecanı."
Ahlas "Ne yükü?"
Seher "Birazdan öğreneceksin zaten."
Ahlas "Peki."
Ömür *Öğretmenler odasına girerim.*
Ömer *Ben de öğretmenler odasına girerim.*
Ömür "Ay çok şükür eve gideceğimde şu sıcaktan biraz olsun kurtulacağım."
Hayat "Aynen valla ben de piştim."
Ömür "Hayır anlamıyorum hava nasıl bu kadar sıcak oluyor pişiyoruz resmen ya."
Hayat "Bilmiyorum ki."
Seher "Kış gelsin gene aynı şey oluyor."
Melda "Valla yaa."
Ahlas "Aynen."
*Eşyalarımızı toparladıktan sonra;*
Ömer "Hadi görüşürüz ALLAH'a emanet olun."
Ahlas "Sağol, sende."
Seher "Sağolun, sende ALLAH'a emanet ol."
Hayat "Sağolun, sizde ALLAH'a emanet olun."
Melda "Sağolun, sizdeee."
*Ömür ve Ömer okuldan çıkarlar.*
Hayat "Hadi bende kaçtım." *Okuldan çıkarım.*
Melda "Bende gideyim artık." *Okuldan çıkarım.*
Seherden
Seher "Şey, müsaitsen bir kafede oturup konuşalım mı?"
Ahlas "Tabii, müsaitim."
*Okuldan çıkarlar ve bir kafeye gidip otururlar.*
Ahlas "Bir şey istiyor musun?"
Seher "Kola isterim."
Ahlas *Gülümserim.* "Tamam." *Garsonu çağırırım ve iki büyük boy soğuk kola söylerim.*
Seher *İçimden: Of acaba ne diyecek? Direkt söylesem mi? Alıştıra alıştıra mı söylesem?*
Ahlas "Hazırsan seni dinliyorum."
Seher *Dudağımı kemiririm.* "Ben..." *Yutkunurum.*
Ahlas "Sen?"
Seher "Ahlas ben..." *Yutkunurum. * "S-Sana a-aşığım." *Kafamı eğerim.*
Ahlas *Kalbim hızlı atmaya başlar ve heyecandan konuşamam.*
Seher *Gözümden bir kaç damla yaş akar. Kısık bir sesle;* "En-Engel olamadım..."
Ahlas *Göz yaşlarını silerim.* "Seher, ağlama... B-Ben heyecandan konuşamadım." *Ellerini tutarım.* "Seher... Seher'im be-ben de sana a-aşığım."
Seher "Gerçekten mi?"
Ahlas *Kafamı sallarım.* "Evet."
Seher *Yerimden kalkarım ve Ahlas'ı da kaldırıp sıkıca sarılırım. Kokusunu içime çekerim. Titrek bir sesle;* "Çok bekledim, çok istedim, çok dua ettim..."
Ahlas *Hemen kollarımı beline dolarım ve burnumu saçlarına gömüp derin derin koklarım.* "Ben de Seher'im... Ben de."
Seher *Gülümserim.*
Ahlas *Kafasına öpücük kondururum.* "Siparişlerimiz gelir şimdi içelim sonra biraz dışarıda dolaşalım olur mu güzelim?"
Seher *İçimden: Güzelim dedi ay cidden güzelim dedi bayılacağımmm.* "Olur, olur." *Ahlastan ayrılıp yerime geçerim. Kalbim pır pır atarken bu olanların gerçek mi yoksa rüya mı olduğunu idrak etmeye çalışırım.*
*Kolalarımız gelir ve içmeye başlarız.*
Seher "Ben hayal görmüyorum değil mi?"
Ahlas *Gülerim.* "Hayır, görmüyorsun."
Seher *Derin bir nefes alırım.* "Rüya da görmüyorum değil mi?"
Ahlas "Görmüyorsun bebeğim, ben gerçeğim... Aşkımız gerçek." *Elini öperim.*
Seher *Kolamdan bir yudum alırım.* "Sıcak mı burası sanki biraz?"
Ahlas *Gülerim.* "Utanmana gerek yok güzelim."
Seher *Kafamı sallarım.*