4)

52 19 57
                                    

Arda da derin bir nefes aldı ve Çağla'yı işaret ederek" Anne, baba. İşte hani size sevgilim var demiştim ya. Bahsettiğim kadın, Çağla." dedi.

Arda hepimize gülerek tek tek baktı ve " E, bir şey demeyecek misiniz? Niye hepiniz, far görmüş tavşan gibi bize bakıyorsunuz?" diye sordu.

Annem ve babam da birbirine baktı. Ardından da annem yüzüne sahte bir gülümseme takınırken " Hoş, geldin kızım. Demek, oğlumun dilinden düşürmediği, ballandıra ballandıra anlattığı sevgilisi sensin. Ay, pek güzelmişsin maşallah. " dediğinde anneme şok içinde baktım.

Ah, anne bu, Çağla'nın gerçek yüzü olduğunu bir bilsen. Hayatta izin vermezsin.

Çağla da yüzüne takındığı sahte gülümsemeyle Arda'ya baktı ve " Demek, öyle. " diyerek göz kırptı..

Arda da aynı şekilde gülümsedi ve iç çekerken " Zamanı geldi, işte ailemle tanışma vakti." dedi.

Ardından da Çağla anneme doğru ilerledi ve " Öpeyim teyzecim." dediğinde ise annem de gururla elini ona öpmesi için uzattı.

Çağla da kibarca gülümseyerek annemin elini öptü.

O an kendimi tutamadım ve Sinirle " Sen, sen ne arıyorsun burada?" diye üzerine doğru yürümeye başladım.

Herkes merakla ne olduğunu anlamaya çalışırken başını çevirip şaşkın bakışlarla bize bakıyordu.

Çağla'nın kolundan tutup sinirle " Bana bak, kardeşimi kandirabilirsin. Ama beni asla. Sana iki gün müddet, kardeşimden ayrılacaksın. Yok, ayrılmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim." dedim.

Yiğit de arkamdan geldi ve kolundan tutarak beni sakinleştirmeye çalıştı.

Bana baktı ve sessizce " Sakin ol, herkes bize bakıyor. Yeri değil evde konuşalım." dedi.

Sinirle kolumu " Bırak, " diyerek ondan kurtardım. Çağla da Yiğit'e baktı ve " Bırak ya! Ne diyecekse desin. İçindeki zehri döksün." dedi.

Ardından da bana baktı ve
" Derdin ne kızım senin? Anlıyorum, sen kardeşini paylaşamıyorsun, ama Arda da küçük çocuk değil, kararını verebilir değil mi?" diye sordu.

Onun, saçını başını yolmamak için kendimi zor tutuyordum, ama yapamazdım. İnsanlar vardı bir kere. Ah! Başka yerde olacaktık var ya. Sen o zaman görürdün.

Bir şey demeden Çağla'ya baktım. O da bana hadi, ne duruyorsun cevap versene der gibi bakıyordu.

Bu, anı bozan babam oldu. Bize baktı ve " Tamam, şimdi eve gideceğiz. Bunları, orada konuşuruz. " diyerek önden ilerledi.

Hepimiz arabaya bindik ve eve doğru yola koyulduk. Bizim, İzmir hayali de böylece suya düşmüştü.

Eve geldiğimizde ise hepimiz salona girdik. Babam Arda'ya baktı ve " Anlat, bakalım. Ne oluyor?" diye sorduğunda Arda da " Baba, ben şimdi sana." dedi.

Ama o an ben de ondan önce davranıp hemen babama baktım ve " İstersen, babacığım. Ben, anlatayım. Bu, Çağla var ya?"  Diye sordum.

Tam o esnada ise Arda'nın da paçaları tutuşmuş olacak ki bana abla, lütfen der gibi bakıyordu.

Ona baktım ve başımı ya! Nasılmış der gibi salladığım sırada babamın sabırsızlıkla
" E? Kim, bu Çağla?" Diye  soran sesini duyduğumda hemen ona döndüm.

Derin bir nefes aldım ve
" Çağla, Yiğit' in." Dediğimde ise Arda da hemen gülümseyerek " Babacığım, ablam, Çağla'yı ne kadar sevdiğinden bahsediyordu. Onu, söyleyecekti. Değil mi ablacığım." Diyerek bana kaş göz işareti yaptı.

Sokak Lambası 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin