Komiser, polis memuruna baktı ve başıyla arabaya bindirmesini işaret ederek
" Hadi, arabaya bindirin." Diye emretti.Çağla'yı arabaya doğru götürmeye başladılar. Donuk gözlerle onun arkasından baktım ve tam o esnada Yiğit'in polise bakarak " Bize bir saniye müsaade eder misiniz?" Diye sorduğunu gördüm.
Polis memuru da başını salladı ve biraz ötede beklemeye başladı. Yiğit, Çağla'nın kolundan tutup ona baktı ve hesap sorar bir ses tonuyla " Neden yaptın, sen hani Amerika'daydın?" Diye sordu.
Çağla da ona baktı ve " Ben, Amerika'ya hiç gitmedim ki." Dedi. O an gözlerim kocaman olmuştu.
Yiğit de anlamayan bakışlarla ona baktı ve " Ne demek bu?" Diye sordu. Çağla da " Ben, size oyun oynadım demek. Siz, benim yurt dışında olduğumu zannederken, ben burnunuzun dibindeydim. Ruhunuz duymadı. Sizi, bitirmek için plan yapıyordum." Dedi.
Olanlara hala inanamıyordum. Bu, ruh hastası az daha bebeğimi benden alacaktı. Yok yok! Tımarhane yolu ona gözükmüştü. Böyleleri bana değil başka insana da zarar verirdi.
Çağla derin bir nefes aldı ve
" Niye yaptığıma gelince. Onun yüzünden. O, kızım bizim aramıza girdi, seni benden ayırdı. Eğer o olmasaydı, biz şimdi çok mutlu olacaktık. Belki de o, bebek bizim olacaktı." Dediğinde Yiğit de dayanamayıp sert bir ses tonuyla " Çağla, yeter artık! Sen, hastasın, tedavi olman gerek. Rüya'nın bir suçu yok. Bizim ilişkimiz zaten çoktan bitmişti." Diye bağırdı.Bunun üzerine Çağla da sinirle bana baktığında ise ben de zafer kazanmış bir edayla ona gülümsedim.
Polis memuru " Bu kadar yeter. Hadi, arabaya bin." Diyerek ikisinin arasına girdi ve Çağla'yı kolundan tutup arabaya bindirdi.
O an bebeğimin nerede olduğunu tamamen unutmuştum. Merakla etrafıma baktığımda yanımıza doğru gelen kadın polisin kucağında pembe battaniyesine sarılı bebeğimi görünce derin bir oh çektim
Kadın polis bebeğimi bana vermeden ben ondan önce davranıp bebeğimi onun kollarından aldım. " Hoş geldin, anneciğim. Kavuşmamız biraz uzun sürdü. Korkma tamam mı? Bir daha asla ayrılmayacağız." Diyerek onunla konuştuğum sırada Yiğit de yanımda durmuş, saçımdan usulca öptü.
Ona, gülümseyerek baktım ve başımı onun omzuna dayadım. Bir süre bebeğimizi izlemeye devam ettik.
Polis aracı da oradan ayrıldı. Biz de arabaya doğru yürümeye başladık. Ben, o kadar korkmuştum ki Yiğit ön kapıyı açtığında başımı iki yana salladım ve " Ben, arkada oturacağım." Dedim.
Yiğit de bunun üzerine bir cevap vermedi. Arka kapıyı açarak bebeğimin yanına oturdum.
Eve geldiğimizde ise arabadan inerek eve doğru yürümeye başladık. Evin önünde annemler bizi görmüş olacak ki daha biz zile basmadan kapıya çıkmışlardı.
Annemin tam önünde durduğumda annem de bebeğime baktı ve " Ay, kimler gelmiş. Annanesinin prensesi gelmiş, hoş gelmiş." Dediğinde o an bizi tamamen unutmuştu.
Derin bir of çekerek anneme baktım ve " Ne, oNergis Sultan? Bakıyorum da kızımı gördün bizi unuttun. Hadi! Anneciğim, izin ver de içeriye girelim." Diyerek hayıflandım
Annem de o sırada kendine geldi ve sert bir bakışla bana bakarak " Ah! Ah! Kurt kocamış da koyunun maskarası olmuş, anne olunca anlarsın diyeceğim ama zaten anne oldun. Daha dur sen! Bu, senin iyi günlerin, hele bir kızın büyüsün. O zaman göreceğim ben seni. Hem! Anneye çemkirme. Ben, senin az altını almadım." Dediğinde ise Yiğit'le ikimiz de kahkahayı bastık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sokak Lambası 2
RomanceMacera Kaldığı yerden devam ediyor. Rüya, anne olmanın heyecanını yaşarken, bir yandan da işini büyütme kararı alır Bu, bebeğin aileye gelmesi herkes için büyük bir mutluluk olur. Ama hiç hesapta olmayan bir şey vardır. Bu, ikili intikam almak is...