fall in love

186 19 28
                                    


Regulus...

O gece kafamı dolu tutamadım. Ne yapsam elim titriyordu. Ben...asamı kaldırmış ve birini lanetlemeye kalkmıştım. Ben canavarlaşmıştım.

Yorganımın altında terlemiştim ama dışarı çıkmak istemiyordum. Titriyor olmalıydım. Pek hissetmiyordum.

Maçtan sonra...Gryffindor'dan üçüncü sınıf iki çocuk yanıma gelmişti. James değildi süpürgeme büyü yapan, onlardı. Kendileri itiraf etmişlerdi. Pişman olduklarını söylemişlerdi ki bu beni daha da delirtmişti.

Ben masum birini lanetliyordum, her şeyi geçtim ben birini lanetliyordum.

Nasıl olduğunu ben de bilmiyordum, bir anda gözüm dönmüştü. Sinirden, stresten ne yaptığımı görememiştim.

Çok, çok pişmandım.

Özür dilemeliydim. Bir şekilde, özür dilemeliydim.

.

Boş zamanlarımı geçirmeyi sevdiğim bir yer de kütüphaneydi. Orada kitaplarla iç içe olmayı, kitap okuyanlarla birlikte olmayı seviyordum. Ve genellikle ben ne zaman kütüphanede olsam Lupin de orada olurdu.

O olaydan sonraki günün sabahında ilk işim kütüphaneye çıkmak oldu. Şansıma Lupin de oradaydı. Büyük bir kitabı önündeki masaya yerleştirmiş, büyük bir ciddiyetle okuyordu. Yanına gittiğimde sayfada bir kurtadam resmi gördüm. Herhalde kurtadamlarla ilgileniyordu.

"Merhaba."

Hızla kitabını kapatıp bana baktı. Neden böyle acele ettiğini anlayamamıştım. Bir süre beni inceledi sonra kim olduğumu anlarcasına bir tavır takındı. 'Neden buradasın?' der gibi rahatızca baktı bana.

"Merhaba." dedim tekrardan ama cevap vermedi. "Ben," dedim sonra direkt konuya girerek. İletişimde pek iyi olmadığımı söylemiştim.

Aşağıdaki ellerimle oynayarak konuşuyordum, stresliydim ve ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Ben, şey..."

Yerimde biraz kıpırdandım, aşırı aşırı rahatsız hissediyordum. Sirius'un sevgilisi ile karşı karşıyaydım ve dün olanları bildiğine emindim.

"Ben...James'den özür dilemek istiyorum. Bir anda gözüm döndü, ne yaptığımın farkında bile değildim. Maç için çok hazırlanmıştık ve bir anda öyle olunc-"

"Tamam, benden istediğin ne?"

Sadede gel diyordu yani.

"Ben James'den nasıl özür dileyebilirim bilmiyorum. Yani...bir şekilde gönlünü almak istiyorum. Onu ne mutlu eder biliyor musun?"

Kendi kendine gülüp önüne döndü, ki neden güldüğünü anlamamıştım.

"Bir koli Çikolata Kurbağa al, anında unutur."

"Gerçekten mi? Yani bu kadar mı?"

"Hmhm." dedi kitabını tekrardan açarken.

.

İksir derslerinin çıkışına kadar onu bekledim. Biliyordum arkadaş grubu ile birlikte çıkacaktı...ama çaresine bakacaktım bir şekilde.

how to be 'the villian' | jegulusHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin