how to be 'the villian' | jegulus

die as a hero

James...

Uzun zaman, çok uzun zaman geçmiş gibiydi. Ama sadece 2 yıl geçmişti.

Regulus o gece ortadan kayboldu, Hogwarts'dan kimse onu bir daha görmedi. Ne olduğunu hiç bir zaman öğrenemedim. Sirius, bir ölüm yiyen olduğunu söylüyordu. Onun dışında kimsenin bir fikri yoktu.

Onun için üzülüyordum çünkü kimse yokluğunu hissetmiyordu. Arkadaşları olmadığını biliyordum ama Sirius'un bile üzülmemesi beni dahil kırmıştı.

Açıkçası ben ne hissedeceğimi bilmiyordum, bazen onu özlüyordum ama o kadardı. Onu üzdüğüm için suçlu hissediyordum ve gitmesinin sebeplerinden biri olduğumu düşünmek bazen beni delirtiyordu.

Ama dediğim gibi, bu kadardı. Hayatımda bir mutsuzluğa yer açmıyordu, sadece bazen üzülüyordum. Belki de acıyordum, bilmiyorum.

Uzun süre sonra Regulus'dan bir haber aldım. Hiç beklemediğim bir haber, bir anda odamda bulduğum, ev cininden geldi,
"Sen de kimsin?" dedim bir anda şokla. "Ev cini Kreacher Efendim, Black ailesinin ev cini Kreacher." dedi o da önümde eğilerek. "Efendi Regulus Black, size bir haber getirmemi istedi." İki yıl sonra Regulus'un adını duymak beni germişti. O an tetikte hissetmiştim.

Cinin çok fazla ağladığını burnunu çekip elinin tersiyle sildiğine anlamıştım. Kocaman gözleri dolu dolu bakıyordu ve kıpkırmızıydılar. "Benden sadece sizi, onun odasına götürmemi istediğini söyledi. Ancak şimdilik size başka bir şey söyleyemem." diye boğuk sesi ile konuştu ancak ben ne olduğunu bilmediğimden güvenememiştim.

Yine de içimdeki sese kulak verdim ve cin ile Regulus'un odasına gittik.

.

Yazar anlatımı...

James, Regulus'un odasına girdi. Cin sayesinde eve girmeyi başarmıştı.
Cin odada James'i yalnız bırakmadan önce ona tek bir şey söyledi, "Efendi Regulus...bugün öldü. Ve size...bu odadaki her şeyin sizin olabileceğini söylememi istedi."

James bu bilgiyi öğrendiği an bir süre kendine gelemedi. Odanın girişinde öylece durdu ve donakalarak dakikalar geçirdi yalnız başına.

Ancak bir süre sonra kendine geldiğinde odaya bakabildi.

Oda o kadar karanlık ve iç bunaltıcıydı ki James olabildiğince hızlı çıkmak istedi oradan. Regulus'un burada yapmış olabileceği şeyler ve onun anıları...Bir ölünün anıları. Ama bir şey onu orada tuttu.

Masada gördüğü, açık, iki adet Çikolata Kurbağa paketi.

Birinde Albus Dumbledore diğerindeyse Godric Gryffindor vardı.

Bu onların açtıkları paketlerdi. Regulus, onları paketleri ile birlikte çerçeveletip masasına koymuştu.

Aslında ironikti ki, aynı Regulus'un dediği gibi James ne zaman o koliden bir paket alsa ve açsa asla Godric Gryffindor çıkmadı ve bir türlü 150. Gryffindor kartını alamadı.

James sonunda zar zor bakışlarını çerçeveden kaldırdı ve masada gözlerini gezdirmeye devam etti. Tam ortada duran, siyah, küçük bir defter vardı. Üstünde gümüş işlemeler ile R.A.B yazıyordu.