Hey babes, are you jelly? 'Cause jam don't shake like that🔥🔥(3. Şahıs)
Türkiye'nin Nato binasından çıkması ile Amerika yalnız kalmıştı. Türkiye'nin arkasından biraz kendi kendine düşündükten sonra en sonunda aklına gelen fikirle biraz kıkırdayıp Türkiye'nin verdiği evrakları sonra incelemek üzere dolaba kaldırdı. Çok da beklemeden binadan çıktı.
Çok geçmeden ünlü BM binasının otoparkına lüks bir araba girdi.
(Ame)
Nato'dan çıkmamla tekrar BM binasına geldim ama bu sefer en sonkinin aksine 1. binaya, yani resmi binaya gittim. İngiltere, namıdeğer abim oradaydı çünkü.
Bu bina diğerlerinin aksine daha sakin ve az gürültülüydü. Birkaç ülkenin toplantılarından başka genel toplantı olmadığı için bina oldukça boştu. İngiltere'yi orada bulacağımdan emin olduğum için müdür odasına çıktım. Kapıda şekilli mekilli bir tarzla "Müdür: İngiltere" yazıyordu, bu adam lüksü çok seviyor amk.
Kapıyı sözde saygı için çaldım ama cevap beklemeden içeri girdim. İngiltere tahmin ettiğim gibi odanın ortasındaki masada oturup evraklar inceliyordu, kapının ani açılma sesiyle ilgisi aniden bana kaydı.
🇬🇧: Cevap bekle, Amerika. Cevap bekle.
Tiz bir sesle fısıldar gibi söylendi, benim ne kadar umrumdaydı tartışılır.
🇺🇸: Affet sayın biladerim.
Sinir edici bir seste söyledim, onu sinirlendirmek nedense ruhumu okşuyor sanki ama sonra ona işim düştüğü için geldiğimi hatırlayınca sesimi düzeltmeye karar verdim.
🇬🇧: Dökül.
🇺🇸: Aman be, kardeşini gördüğüne sevinsene biraz!
İngiltere sadece iç çekmekle yetindi, ben de yalakalıkta pek iyi değilim zaten.
🇺🇸: Tamam tamam! Bak sana bir iyilik yapacağım, seni tekrar yalnızlığın kollarına bugün biraz daha erken bırakmamı istiyorsan bana küçük bir yardım yapabilirsin.
Sesimi hiç değiştirmeden, aynı tonla söyledim. İngiltere bana sert bir bakış atıp yine kağıtlara döndü ve bir tanesine imza attı.
🇬🇧: Hızlı konuş o zaman.
🇺🇸: Ne kadar da acelecisin~.
Bunu bilerek uzatarak söyledim.
🇺🇸: Neyse neyse! Ben de sana, sevgili abime laf anlatmaya pek ilgi duyuyor değilim, bilirsin ya. Sen, büyük İngiltere, BM'nin başkanı olarak birçok izne sahipsin değil mi?
🇬🇧: Az gegelen, Amerika.
Onu görmezden geldim.
🇺🇸: Ve birçok kamera kayıtlarına da iznin var...
İngiltere ben cümlemi tamamlamadan ne isteyeceğimi anlamış olacak ki sesli bir şekilde iç çekti.
🇬🇧: İmkanı yok.
🇺🇸: Hadi be! Neden olmasın? Kardeşin için küçük bir iyilik sadece!
🇬🇧: Gören de senin için kaç yıldır BM'nin başkanıyım sanacak. İmkanı yok diyorum, hiçbir kamera senin oyuncağın değil.
İngiltere'nin her zamanki ciddiyeti işlerimi yine bozuyordu.
🇺🇸: Hadi ama! Kaç yıldır başkansın ama sanki çok da umursuyorsun!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tamu & Uçmağ | AmeTürk
Fanfic"Sorry Catherine, i don't seem to be in a mood for prayers tonight." (Deadly Yours) - Tamu & Uçmağ (Öz Türkçe): Cehennem & Cennet