kayalıklar, choi taeyang

5

"taeyang?"

"hey, uhm..."

"sana ne oldu böyle?"

"..."

"tamam, sorun yok, geçti. gel, içeri gir."

***

"daha iyi misin?"

"iyiyim. teşekkür ederim. ben, sadece... gidecek başka hiçbir yerim yoktu ve..."

"joohyun mu? onunla alakalı mı?"

"..."

"taeyang, senin bana bir işaret olarak geldiğini düşünüyorum. seninle tanıştığımdan beri, senin iyiliğin için attığım her adımda yenileniyor ve yaşam amacıma biraz daha yaklaşıyorum. ama sana yardım etmem için, bana dürüstçe her şeyi anlatman lazım."

"..."

"bunu konuşmasak? bana yine simit alırken seni sinirlendiren satıcıyı, abuk subuk şakalar yapan komşu çocuğunu, yaramaz ama sevimli sokak kedini ya da ne istersen onu anlatabilirsin."

"...tamam. ama sen de kendinden bir şeyler anlatacaksın, olur mu? konuşma tanışma iki taraflı olur."

"nasıl istersen kira."

***
"bu iyi bir fikir mi bilmiyorum."

"yerine sana şiddet uygulayan ve senden 10 yaş büyük bir kadının yanına dönmeyi mi isterdin?"

"..."

"teşekkür ederim."

"etmeyiver, taeyang."

"..."

"... neye gülüyorsun?"

"işine odaklıyken yüzün çok tatlı duruyor."

"..."

"ver, ben sereyim çarşafları."

"... pekâlâ. ama bana tatlı falan dersen bu evde kaldığın müddet boyunca güvenliğin tehlikede olur."

"...?"

"hahahahaha, şaka yapıyorum yahu! yüzünün halini görmeliydin..."

"ah... demek öyle."

"..."

***

"bir sorun olursa söyle, olur mu?"

"hmhm..."

"susarsan diye bardağı buraya bırakıyorum."

"..."

"gece üşürsen fazladan battaniye alabilirsin, şu çekmeceden."

"..."

"ben sabah 8 gibi kalkıyorum, seni de uyandırayım mı-"

"kira."

"...hm?"

"seni seviyorum."

***
ikisinin de sessiz olduğu anları daha iyi ifade etmek için italik kalın beraber "..." yazma fikrini keşfettim... ikisinin sessizliği birbirine karışmış, dillerinin suskunluğunda gönülleri birbirine akmış gibi:" neyse çok girmeyeyim bu yalın ve fluff bir metin olacak öhm