taeyang ve kira'nın birbirine sarf edeceği tek bir söz bile kalmamıştı.
gülümsedi, siyah saçlı, soluk tenli. yeryüzünün acılarının sarsamadığı, ama genç kadının kalbini her defasında sarsan o gülümsemeyle parlamıştı ortalık.
kollarını açtı, kurtarıcı meleği. tıpkı o kayalıklarda suya karışacağı gün kendisini sarıp sarmalayan şefkati gibi, bu defa da sıcaklığı onun için hazırdı.
iki beden, bir oldu.
galaksinin yansıması olan insan vücudunun tadabileceği en güzel birliktelik, birleşmiş olan göğüslerinin katmanları altındaki kalplerinden birbirine aktı.
onların bağını ne toprak ana'nın tehditleri, ne de gökyüzünün kızgınlığı koparabilirdi.
zaten en başından beri yalnızca ikisi değil miydi bu hikayenin odağı?
söylesene, ismin ne senin? ben kira.
demişti koruyucu melek. kendisi bile bu unvanı aynı saniye üstlendiğinden habersiz, o anda başlamıştı ömür boyu sürecek olan görevi.
taeyang.
demişti karanlığa bürünmüş olan genç. bu hikayede olduğu gibi kalın, boğuk ve düşük tonlu sesi hiç geçmeden yırtılan ipek gibi yumuşayacak, kendisini tutup o kayalıklardan çeken kolun getirdiği neşeyle şakıyacaktı.
ve şu sefil yazarınız bile araya girememişti, tek bir kelimesi yoktu onların bağını anlatacak. zaten ilk andan beri kendi kendini yazmış olan bu aşkı, kelimelerin anlatması söz konusu bile olamazdı.
koruyucu meleği mi kendini daha çok korumuştu, taeyang mı koruyucu meleğini yoksa? hayattan yediği silleler kendini sarmalayacak bir çift koldan çoktandır vazgeçmesine sebep olan kızın tek derdi alamadığı sevgiyi vermekti etrafa. o kalan ekmeği kuşlar için ufalayıp sokakta hakkı yenen birini görünce savunurdu, hiç düşünmezdi ki kaç gecedir kendisi tek yatıyordu. hiç düşünmezdi, ne zamandı dünyanın kurak topraklarına ekip gözyaşlarıyla yeşerttiği bitkilerin teşekkürü.
belki de o yüzdendi, genci kurtarmaya attığı her bir adımda, birkaç adımla kendine mukabele edilmesine diyecek bir şey olmaması. belki de o yüzdendi, dışarıda kendisine tek bir laf edene haddini bildirmeye hazır olan genç kızın, o iki kelimeyi, seni seviyorum'u duyduğu an kalakalması. o yüzdendi, gencin sıcak bir yuvada rahatça uyuduğundan emin olup kabuğuna çekileceği zaman kendini yanına çekip sarmalayan kollara karşın o daima açık olan yüzünün kızarması.
genç kadın ve genç adam, birbirini tutan kollarla dengede kalacak, hayatın türlü zorluklarına beraber göğüs gerecekti. neden miydi? zaten zorluklardan gelip birbirinin sırtını sıvazlamayı öğrenmiş bir ikili için, birbirilerine verdikleri güçle dahasını aşmak zor değildi.
kayalıklara kendini bırakıp gitmesine ramak kalmış choi taeyang ve onu kolundan tutup acılar dolu hayata bağlayan park kira'yı bir tarafta acısıyla tatlısıyla yeryüzü, diğer tarafta sıcak dalgalar ve ketum kayaların belirsiz sonu bekliyordu. fakat bu portrenin önemli kısmı, şaşırtıcıdır ama, ikilinin hangi tarafı seçtiği değildi.
birbirine sımsıkı tutunan kollarıydı.
***
klasik bir yazar bitirişiyle "içime sinmeyen bir final oldu" deme sıram geldi mi? geldi değil mi, diyeyim o zaman...
ben anlatamadım ama, siz anladınız diyeyim ya da, zira daima başından sonuna kendini anlatmış bu ikilinin hikayesine böyle bir final sözü yakışır :")
kendinize iyi bakın, lokum ve çileği unutmayın, sevdiklerinize kibar davranın ♡
+ anlamışsınızdır ama belirtmek istedim, medyada ilk bölümde kayalıklar'da duran taeyang'a benzer şekilde, bu defa renkli bir gökyüzünün altında, kıyıya değil de yukarı bakan, renkli kıyafetleri ve saçlarıyla bir taeyang duruyor. ilk bölümde umutsuzluklarını, kaybedişlerini almış ve oraya gelmiş olan taeyang, şimdi renklenen hayatıyla, kameranın arkasında o hayatı renklendirmiş olan kişiyle, yeni başlangıcını kutlamak için geliyor o kayalıklara:""")
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kayalıklar, choi taeyang
Fanfictiongenç kira, kayalıklarda intihar etmeye çalışan taeyang'a hayatı sevmeyi öğretir. tw: [üstü kapalı da olsa] intihara teşebbüs çağrışımları içerir