GİRİŞ 𒋿 Zehri Öldüren Zehrin Doğuşu

90 15 13
                                    

10.07.23

Ruelle - Come Fly With Me

Merhabalar, bu benim ilk kurgum. Okuyup desteklerinizi esirgemeyiniz lütfen, keyifli okumalar!🤍


Bir yıldız, bir kalp atışı.
Bak! Gökyüzündeki gök taşı.
Yüreğine düşeceğim,
Kaburgalarını kırıp içini oyacağım,
Ama sana in yaptıracağım.

Ağaçlık bir ormanlık alanda, Sirius gökte parlarken kızıl tilki kurban edilecekti, canı o askere bağışlanacaktı. Yaşlı kadın koca bıçakla tilkinin göğsünü yardı ve yüreğini çıkardı, son asker ise iki göğsünün arasındaki kaburga kemiğinin hizasından itibaren yara açtı, kanlar bedeninden akıp giderken yaşlı kadın askerin akan kanları ile tilkinin yüreğini yıkadı. Sirius'un iki yıldızından biri söndü, gökyüzü kararıp diğer yıldızın yanında kızıl dolunay doğdu. Her şey daha kötüye gitmişti, tilki kurban edilmeyecek, yıldız sönmeyecekti.

Akçaağacın altına gömüldü yüreği, tilkilerle özdeşleşen akçaağaç tilkilerin zehriydi artık. Bu zehirden onu arındıran tek şey Sirius'un kızı olacaktı.

Çünkü zehri öldüren zehir şifanın habercisiydi.

Saat gece yarısı ikiyi bir geçti, asker Atela onu zikretti, "geri döneceksin parlak yıldız gökyüzü ihtişamınla boğulacak tekrar." Zırhını kuşandı ve yemin içkisini içti, kan kustu, yüreği parçalanacak gibi hissetti.

İçi korku dolu zehirli zemheri gecesi, gökyüzünde saklı olan bir yara izi.

O gün doğmuştu; Sirona.

"8,611 ışık yılı uzaklıktasın, Sirona."

O gece yarısında kızıl tilki öldü, iki yıldızdan biri söndü. Şifası çıkagelecekti son ayın dördü.

Adımlarım beni terasın sağ tarafına yönlendirmişti, üzerimdeki elbisenin kısalığına aldırış etmeden bir ayağımı yukarı atarak çatıya çıkmıştım. Gözüme ilk ilişen gökyüzündeki tüm ihtişamıyla duran yıldız olmuştu; fakat yanındaki yanıp sönüyordu. Kalp atışı gibiydi, bir duruyor, bir hızlanıyordu. Ortası yoktu. Göğüs kafesimi yarıp yüreğimi çıkarsam yerinden gökyüzüne sersem asla yadırganmazdı.

Yanıma birinin yaklaştığını hissettiğimde irkilerek arkama baktım. Büyük kırmızı bir tilki. Çığlık atmadım, atamadım ya da atmak istemedim. Neden ve nasıl bu kadar sakin olabiliyordum bilmiyordum ama ondan korkup geri çekilmemiştim hatta bir yanım ona yakın olmamı söylüyordu. Elimde hâlâ tutmuş olduğum kırmızı posta baktım, bir de kırmızı tilkiye. Bu bir tilki postu muydu?

Karşı karşıyaydık. Tek odağı bendim, gözlerimi kaçırmam imkansızdı. Boyu bacaklarımdan biraz daha uzundu ayaklandığında benden daha uzun olacağına yemin bile edebilirdim, kızıl ve gür tüyleri vardı, ağız kısmından aşağısı iç gövdesi bembeyazdı, dikilen kulaklarının iç kısmı beyazdı fakat içinde tek tük siyahlık da mevcuttu, kalın ve gür tüylerden oluşan kuyruğunun uç kısmı beyaz tamamı ise kızıldı, çekik gözlerinin rengi şarap ve kan karışımı kırmızısıydı. Çok güzeldi, olağanüstüydü ve ona daha çok bakma isteği doğuyordu içimde. Başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı, ben de baktığımda az önce bakmış olduğum yıldızlara bakıyordu. Çünkü gökte hiçbir yıldız yoktu, sanki tüm yıldızlar yeryüzüne inmiş gökyüzünü kendi ihtişamına bırakmıştı.

"İnin benim," dedi kalın bir ses. Sonsuz kez yankılandı zihnimde, tanıyordum bu sesi. Aşinaydım bu ses tonuna. Kalbim tekledi. Korkudan mıydı? Üşüdüğüm için artık hissettiklerimi bile algılayamıyordum. Kızıl tilki bana son kez baktı ve çatıda koşup inmek için birkaç yere zıplayıp koşarak uzaklaştı. Onu izlemiştim, bana zarar vermemişti.

"İnin benim Akis." Ensemde bir ürperti hissetmemle arkamı döndüm, saçlarım havalandı, görüş alanım kapandı. Büyükçe ellerini saçlarımdan geçirdi ve yüzümden uzaklaştırarak kulağımın arkasına itekledi. "Keran," dedim fısıldayarak. Bakışları aşağı indi ellerime bakıyordu rüzgârdan uçup gitmesinden korktuğum postu sımsıkı tutmuştum. Sağ eliyle uzanıp onu kavradı ve omuzlarıma geçirdi.

Asırlar önce kılıçlar kuşanıldı, ritüel gerçekleştiğinde gökyüzünün en parlak yıldızı söndü, vakti geldiğinde inleyecek miydi gökyüzü?

ASİLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin