step brother.

8

Ivy'nin sesini duymamla olduğum yerde kaldım. Bir şeyler yapacağını tahmin etmiştim fakat bunu ben bile beklemiyordum. Bill'i arkadaşlarımdan uzak durması hakkında uyarmıştım. Üstelik bir saat öncesine kadar elleri benim üzerimde gezinirken şimdi en yakın arkadaşlarımdan biriyle sevişiyordu.

Ivy'yi suçlayamazdım. Üvey abimle böyle bir şey yapacağımı bilmesi mümkün değildi. Fakat onu da net bir dille uyarmıştım. Düşüncelerimi kafamdan silerken viskimi almak için bara yöneldim.

Bara gittiğimde viskiyi açıp direkt kafama diktim.

Ne diye ona bir şans vermiştim ki. Anlattığı şeylerle aklımı bulandırmasına izin vermiştim. Eski halime dönecektim.

Odama döndüğümde kendine bir sigara yakmış olan Ivan'ı gördüm.

"Hadi kalk."

Şaşkınla bana bakıyordu.

"Yavrucuğum kalk dedim ne mal mal bakıyorsun?"

"Nereye gidiyoruz?"

"Evde çok sıkıldım biraz gecelere akalım."

"Oh ne zaman bunu söyleyeceksin diye bekliyordum! Şu halimize bak evde oturmuş atıştırmalık yiyoruz!"

Elinden tutup odaya tekrar götürdüm ve yatağa oturttum.

Hiç utanmadan önünde üstümü değişmeye başladım.

Dolaptan kırmızı bir elbise çıkardım ve giydim.

Parmağıyla etrafımda dönmemi işaret etti. Dediğini yapıp etrafımda bir tur attım ve ağzıyla onaylamayan bir ses çıkardı.

Deri siyah straplez elbisemi giydiğimde bu sefer onaylamıştı. Normalde kimsenin düşüncelerine önem vermezdim. Kıyafet konusunda da yardım almazdım ama Ivan'ın fikirleri benim için önemliydi.

Aynanın karşısına geçtim ve her zaman yaptığım makyajımı yaptım. Son olarak da kırmızı rujumu sürdüm. Sarı saçlarımı açık bırakmaya karar verdim. Artık hazırdım.

Ivan ile birlikte aşağı indiğimizde salondan gülme sesleri geliyordu. Ivan arabayı getirmek için evden çıktı. Ben de onları kontrol etmek için salona gittim. İçeri girdiğimde Bill'in kucağına çıkmış Ivy'yi gördüm.

Ivy beni görünce Bill'in kucağından inmek istedi fakat Bill benim gözlerimin içine bakarak onun belinden tutup kalkmasını engelledi.

"A-abby?"

"Ivy? Neden şaşırıyorsun burası benim evim?" son kelimelerimi bastırarak söylemiştim.

"Ben şaşırmadım sadece..."

"Sadece ne?"

"Hiçbir şey! Sen nereye gidiyorsun?"

"Ivan ile birlikte çıkıyorum, gidebilir miyim anneciğim?" bana hesap sorma hakkını nereden bulmuştu?

Bill hemen lafa atladı.

"Ne diye tersliyorsun? Yoksa seni tatmin edemedi diye sinirini bizden mi çıkarıyorsun?"

Bill, Ivy'yi kucağından indirip ayağa kalkmıştı. Onun üstüne yürüdüm.

"Haddini bil Skarsgård. Sınırları aşıyorsun."

"Bilmezsem ne yaparsın? Hm?"

Omuzlarından tuttum ve kasıklarına sertçe dizimi geçirdim. Ivy elleriyle ağzını kapatarak hemen ayağa kalktı ve Bill'in yanına koştu. Bill sarsılmıştı fakat hemen kendine geldi.