"Beni özledin mi meleğim?"
Ağzıma kapanan elle neye uğradığımı şaşırırken bir yandan kapıyı kapatıyordu.
"Şimdi ağzını açacağım ve sen de sesini çıkartmayacaksın. Anlaştık mı?"
Gözlerimi onunkilerine dikip kırpmadan bakıyordum. Mesajı almış olacak ki ağzımı açtı.
"Hemen odamdan çıkmazsan tanrı şahidim olsun ki sana öyle şeyler yaparım ki döndüğüne pişman olursun."
Histerik bir kahkaha atıp kollarını birbirine bağladı.
"Hadi ya öyle mi?"
Adım adım üstüme gelmeye başlamıştı fakat olduğum yerde kalıyordum. Ben onun giderken bıraktığı küçük kız değildim artık.
"Ne yaparsın?"
İğrenç nefesini yüzümde hissettiğimde diyaframına yumruk geçirip nefesini kestim.
Bir yandan karnını tutarken yaşına rağmen oldukça gür olan saçlarını tutup kafasını kaldırdım.
"Bilmem anlatabildim mi, şimdi hemen odamdan siktir git."
Ağzını açıp konuşacağı sırada odamın kapısı çaldı. Gelen Bill'di.
"Abby?"
"Beş dakikaya geliyorum Bill! Sen arabaya gidebilirsin."
Kapının öbür ucundan bıkkınla nefes verdiğini duydum.
"Şimdi... Odamdan çıktığın gibi hayatımdan da çıkıyorsun."
"Anlaştık mı?" diye de ekledim onu taklit ederek.
Elimi saçından çektiğimde cevap vermeden odamdan çıktı.
Dokunduğu yerleri yıkamak için lavaboya yöneldim. Çıktıktan sonra dolabımın karşısına geçip siyah bir elbise ve topuklu botlarımı alıp giydim. Kırmızı rujumu da sürdükten sonra Bill'in yanına gitmek için odadan çıktım.
Bahçeye indiğimde Bill arabaya yaslanmış nir şekilde sigara içip beni bekliyordu. Yeni yakmış olduğu sigarasını ağzından alıp kendi ağzıma götürdüm.
"Beklediğin için teşekkür ederim."
Bunu dediğim için şaşırmış olacak ki yeşillerini direkt bana dikti ve sonra hemen toparlanıp tapılası gülüşlerinden birini sundu.
Elini kulağının arkasına götürdü.
"Pardon, ne dedin duyamadım da?"
Gülüp kafamı iki yana salladım ve sigaramı atmadan arabaya bindim çok geçmeden o da arabaya bindiğinde Bill kemerini bağlarken konuştu.
"Kemerini bağla."
Giydiği siyah gömleğinin kollarını dirseklerine kadar sıvamıştı. Kemerini takarken bile oldukça seksi gözüküyordu.
Sigaramın dumanını yüzüne üfleyip dediğini yapmadım. Ne yapacağını az çok tahmin ediyordum.
Gözlerimin içine bakarak bana yaklaştı. Elleri elbisemin açıkta bıraktığı bacaklarımda dolaşıyordu. Yavaşça belimden göğüslerime doğru bir yol izleyerek parmakları köprücük kemiğimi buldu. Vücudumun her yerini keşfedercesine dokunuyordu.
Sigaramın son dumanını çektikten sonra izmariti camdan attım. Dumanını üflemeden Bill'in dudağına yapıştım. Kısa bir öpücükten sonra Bill dumanı ağzından çıkardı.
Gözlerine baktığımda koyulaşmış yeşilleriyle karşılaştım. Boğazını temizleyip kemerimi bağlayacakken onu durdurdum.
"İsteseydim kendim de bağlayabilirdim küçük Billy."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
step brother.
General Fiction"Tenin, dudakların, her şeyin o kadar yasak ki... Yine de seni istiyorum ve sen hiç yardımcı olmuyorsun. Altımda kıvranırken, benim için ıslanırken nasıl durabilirim ki?" dedi elleri her yerime dokunurken. "Durmanı isteyen olmadı senden Billy. Seni...