14

2.2K 40 6
                                    

Gözlerimi açtığımda altımda yatan Bill ile karşılaşmayı beklemiyordum. Koca kollarıyla vücudumu sarmış, birbirimize sarılarak uyumuştuk. Açık konuşmak gerekirse hayatımın en güzel uykusunu çekmiştim.

Uyanıp uyanmamasını umursamayarak üstünden kalktım ve yatağa oturdum. Duvarda asılı olan saate baktığımda saatin öğlen 2'ye yaklaştığını gördüm. Nasıl bu kadar fazla uyumuştuk?

Telefonumu elime aldığımda gece babamdan bir sürü arama gelmiş olduğunu gördüm. Aramalar belli bir saatten sonra kesilmişti. Telefonumun sesi her zaman açık olurdu, nasıl olmuştu da bu aramaları duymamıştım?

Ellerimi dağılmış saçlarımda gezdirdim. Gözlerimi kapatıp bir süre kendime gelmeye çalıştım. Belimdeki eli hissetmemle Bill'in altına girmem bir olmuştu.

"Günaydın ufaklık."

"Küçük Billy senden daha önce uyanmış sanırım, hm?"

Neyi kastettiğimi anında anlayıp yüzüne çapkın bir gülümseme yerleştirmişti.

"Üstümdeyken hareket ettiğinde sürekli bana sürtünen küçük bir kız çocuğu olunca, malum."

"Küçük kız çocuğu dediğin senin kardeşin-"

"Üvey kardeşim." dedi ve göz kırptı.

Ani bir hamle yaparak ikimizin yerini değiştirdim. Şimdiyse o benim altımdaydı.

Bir elimi boğazına getirip hafifçe tuttum ve kulağına yaklaşıp fısıldadım.

"Üvey kardeşler kardeş olmuyor mu amına koyayım?"

Tahrik edici bir şey diyeceğimi sandığı için bu dediğime şaşırmıştı.

Üstünden kalkıp lavaboya doğru yürümeye başladım. O sırada arkamdan seslenişlerine kulak asmamaya karar verdim. Ben oradan ayrılınca Bill de duş almak için kendi odasındaki banyoya gitmişti.

Babamın aramalarına hala dönmemiştim. Telefonumu açmadığım için bana epey kızgın olmalıydı. Aradan on beş dakika geçtiğinde onu aramak için odaya tekrar döndüm fakat biraz önce yerinde olan telefonum şimdi yerinde değildi.

Odanın altını üstüne getirmiştim, yine de bulamıyordum.

"Nerede bu siktiğimin telefonu!?"

"Bunu mu arıyorsun?"

Arkamı dönmemle banyo kapısının yanında belinde havluyla duran Bill'i görmem bir olmuştu. Elinde de telefonumu tutup sallıyordu.

"Telefonumun sende ne işi var? İki saattir onu arıyorum!"

"Bugün burada kalacaksın da ondan."

Gözlerimi sinirle açıp ona diktim.

"Hadi ya, kim karar veriyor peki buna?"

"Ben."

"Bill, fazla boş yaptın. Ver şunu bana."

"Hmm bir düşüneyim."

Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. 24 yaşında olmasına rağmen 15 yaşında ergenler gibi davranması sinirimi bozuyordu.

Yanıma yaklaştı ve iyice dibime girdi.

"Vermemeye karar verdim."

Sinirle gözlerimi açtım, telefonu elinden almak için hamle yaptığımda belimden tuttu ve kendi üstüne çekti. İkimiz de yatağa düşmüştük.

"Üstte olmayı çok seviyorsun herhalde küçük kardeşim?"

"Sen benim altımda olmayı daha çok sevdin gibi geldi bana."

step brother. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin