" Masum "
İyi okumalar:)Yatağımda uzanmış boş boş tavanı izliyordum.
Bunu yaparken bir yandan da bugün olanları düşünüyordum.
Kaçırılmış ve Taehyung tarafından kurtarılmıştım. Tabii ben buna kaçırmak demezdim. Seokjin ve Namjoon oldukça nazikti. Ben onların yanında berbat bir insandım.
Tekliflerini kabul etmediğim için kendimi kötü hissediyordum.
Sonuçta onca yıl sonra ellerine bir şans geçmişti.
Ve ben o şanslarını ellerinden almıştım.Korkaklığımdan mıydı?
Taehyung'u bırakamadığıma inanmak istemiyordum ama bu bir gerçekti.
Sahi o neredeydi?
Yeterince sakinleştikten sonra benim evime gelmiştik.
Beni kucağında odama kadar taşımıştı.
İtiraz etsem de onun yanında pek bir söz hakkım olduğu söylenemezdi.
Yatağıma yatırdıktan sonra iyi olduğuma emin olmak ister gibi bakmış ve odadan çıkmıştı.
Şuan neredeydi bilmiyorum.
Belki de gitmişti.
Ya da hala evin içinde bir yerlerdeydi.
İkinci fikir ürpermeme neden olmuştu.
Derin bir iç çektim.
Nasıl oluyordu bilmiyorum ama bir şekilde o bana dokunduğu zaman kriz geçirmiyordum.
Bu değişik bir histi.
Birinin dokunuşlarını hissetmeyeli uzun zaman olmuştu.
Aşağıdan bir takım sesler geldiĝinde gitmemiş olduğunu anlamıştım. Derin bir nefes çektim içime ve yatağımdan kalktım.
Aynamın karşısına geçip kendime baktım.Bitiksin Jungkook.
Birazcık saçımı düzelttim ve odamdan çıktım.
Etrafa bakındığımda Taehyung'un elinde bir fincanla pencereden dışarıyı seyrettiğini gördüm.
Büyük ihtimal kahve yapmıştı.
Hemen mutfağa gittim. Gerçekten kahve yapmıştı ve hala biraz vardı. Bende bir fincan alıp kahve doldurdum ve yanına gittim. Bakışları anlık bana döndü. Hiç şey demeden onun gibi dışarıyı izlemeye başladım.
Bir süre öylece kaldık. Ne o konuştu, ne ben. Sonra hareketlendi ve kahvesinden bir yudum aldı. Ben ise kahve aldığımı çoktan unutmuştum bile.
" İyisin. " dedi.
Değildim.
Ama sustum.
Bir süre sonra merakıma yenik düşmüştüm.
" Beni kaçıranlar... Kim olduklarını biliyor musun? "
Derin bir nefes çekti içine. Bakışları hala dışarıdaydı.
" Kim olduklarını görmedim ama tahmin etmek zor değil. " dedi.
Bu biliyorum demek mi oluyordu?
" Neden onlarla gitmedin? " bu sefer soru soran o olmuştu.
Ne diyecektim ki? Senin için mi?
" Daha fazla zarar görmek istemedim. " deyiverdim.
Dudakları hafif yana kıvrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Swan | Taekook
FanfictionDeliler gibi sevmek ama bir kere bile dokunamamak... Belkide en acı şeylerden biriydi. Kendini tüm dünyadan soyutlamış yalnız bir çocuk. Biran bile düşünmeden, acımasızca insanların yaşamına son veren bir adam... Bu iki zıt kişiliğin yan yana gelmes...