" Kim Taehyung'un zafı."
İyi okumalar:)
Burada günler asla geçmek bilmiyordu.
O yüzden bir süre sonra saymayı bırakmıştım.Tek tesellim geçen süre boyunca yeni bir cinayet olmamasıydı. Belkide Taehyung bana zaman vermeye karar vermişti. Veya yeni kurbanını henüz bulamamıştı.
Ama eninde sonunda harekete geçecekti. O bir seri katildi sonuçta.Derin bir nefes alıp pencereden dışarıyı izlemeye devam ettim. Son bir kaç gündür yaptığım gibi. Odamdan dışarıya yemek yemek, tuvalete gitmek gibi nedenlerle çıkıyordum. Onun dışında hep bu dört duvar arasındaydım. Taehyung'la çok fazla konuşmuyorduk. Yoongi'yi ise o günden sonra hiç görmemiştim. Açıkçası merakta etmiyordum.
Kapımın gıcırdayan sesini duyduğumda kafamı hızlıca o tarafa çevirmiştim. Gelen kişinin kim olduğunu tahmin etmek zor değildi.
Taehyung kapıyı çalma gereği bile duymadan içeri girmişti.Bir kaç metre gerimde durup yüzüme baktı. Oturduğum koltuktan kalkmadım. Bu koltuğu özellikle pencerenin önüne çekmiştim. Dışarıyı izleyebilmek için. Onu incelediĝimde şaşırmıştım. Her zamankinin aksine üzerine bir takım elbise giymişti. Eline giydiği siyah deri eldivenlerle çok etkileyici görünüyordu. Yutkundun.
Biranda " Hazırlan. " dedi sadece. Bu tek kelimeyle içimi derin bir korku sarmıştı bile. Onu incelemeyi bırakıp düşündüm. Ne için hazırlanacaktım?
" Neden? " diye sordum endişeli olduğu her halinden belli olan sesimle. Tekrar mı başlıyorduk? Bir cinayet daha kaldıracak bir bünyeye sahip değildim.
" Bir kerede sadece dediğimi yapsan olmaz değil mi Jeon? " sorusuyla ne diyeceğimi bilememiştim. O ise derin bir nefes alıp yanıma geldi ve gözümün önüne kadar gelen saçlarımı kulağımın arkasına koydu. Yüzüme hafif bir gülümseme sunduktan sonra " Hazırlan güzelim. " dedi ve cevabımı beklemeden odadan çıktı.
Bazen gerçekten Taehyung'un katil olmasa çok iyi bir adam olacağını düşünüyordum. Ama hayır o asla iyi biri deĝildi.
Hâlâ içimdeki o korku parçasıyla birlikte günlerdir bakmaya çekindiğim aynanın yanına gittim. Herzamanki gibi bitik bir haldeydim. Oflayarak oradan çekildim ve yerdeki küçük çantama uzanarak içinden giyecek bir şeyler çıkarttım. Üzerime siyah bir pantolon ve beyaz bir sweetshirt giydikten sonra aynaya kısaca bakıp saçlarımı düzelttim.
Odadan çıktığımda bacaklarımın titrediğine yemin edebilirdim. Taehyung'u aradım ama hiç bir yerde yoktu. En sonunda dışarı çıktığımda arabasının içinde oturmuş beni beklediğini fark ettim.
Oyalanmadan arabanın yanına gidip bindim. Binmemle Taehyung'un beni süzmesi bir olmuştu. Biranda " Güzel olmuşsun. " demesiyle ağzım açık kalmıştı resmen. Bu gerçekten Kim Taehyung muydu?
Ne diyeceğimi bilemediğim için sadece kafamı sallamış ve önüme dönmüştüm.Yaklaşık 15 dakika kadar gitmiştik ama daha çok yolumuz var gibiydi. Sıkıntıdan ölmek üzere olduğum için müzik açmaya karar verdim.
Tabii bunu önce yanımdaki katile sormalıydım." Müzik açabilir miyim? " dedim aramızdaki uzun süren sessizliği bozarken. Göz ucuyla bana bakmış sonra tekrar yola odaklanmıştı. " İstediğini yap. " dedi herzamankinin aksine normal çıkan sesiyle. Bunun üzerine radyoya uzanıp güzel bir şarkı aramaya başladım. En sonunda birinde karar kılmış ve sesini açmıştım.
🎶
What would I do without your smart mouth?
(Ukalaca sözlerin olmasa ne yapardım ben?)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Swan | Taekook
FanfictionDeliler gibi sevmek ama bir kere bile dokunamamak... Belkide en acı şeylerden biriydi. Kendini tüm dünyadan soyutlamış yalnız bir çocuk. Biran bile düşünmeden, acımasızca insanların yaşamına son veren bir adam... Bu iki zıt kişiliğin yan yana gelmes...