Kolyeyi polislere vermeli miydim?
Bilerek çaldığımı düşünürler miydi?
Ama annem kimseye göstermemem gerektiğini söylemişti.Ben bu düşünceler arasında kaybolmuşken kapı çaldı. Delikten baktım. Cılız yaşlı bir adam ve sanırım Koreli şişman bir kadın vardı. Elimdeki kolyeyi gazateye sardım, çantama koydum ve kapıyı açmadan "Kimsiniz?" diye sordum.
Kadın " Merhaba Hoseok Jung. Biz çocuk esirgeme kurumundanız. Bizimle bir yemek yemeye ne dersin?" dedi. Sesi çok sevecen geliyordu. Yavaşça kapıyı araladım.
....
Kadın ve adam -isimleri Yun Hee ve Gregor idi- beni sokağımızda ki bir lokantaya getirmişlerdi."Hoseok, annen için çok üzgünüz. Böyle olmasını hiçbirimiz istemezdik. Babanın ismi neydi?" dedi Gregor. Yun Hee ise elimi tutmuş endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Benim babam yok." dedim.
"Peki yanında güvende olucağın bir tanıdığınız var mı? Yoksa seni yurda yerleştirmeniz gerekicek." dedi.
Biraz düşündüm. Annemin çok yakın bir arkadaşı vardı. Kim Namjoon. Ama o geçen ay Amsterdam'a taşınmıştı.
Aklıma hiç kimse gelmiyordu.
Gülümsedim. Birisi vardı aslında. Bay Benjamin ve Bayan Soo Jin. Annemin arkadaşıydılar. Ve benim yaşımda bir çocukları vardı. Taehyung. Eskiden çok yakın arkadaştık ama aramıza biraz mesafe girmişti artık. Hem durumlarıda iyiydi zorluk çekmezlerdi bana bakarken.
Düşündüklerimi onlarada anlattım. Onay verdiler. " Onlarla görüşücez eminim kabul ediceklerdir Hoseok."
Hava aydınlanmaya başlıyordu. Polis merkezindeydim. Yanımda da Bayan Soo Jin vardı. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Sonra polisler beni sorguya çekti. Kaybolan eserler hakkında sorular soruyorlardı. Gerçekten bunalmıştım ve Bayan Soo Jin bunun farkındaydı. " Bilmediğini söylüyor. İzninizle artık çıkabilir miyiz? Yeterince stresli ve yorgun zaten." dedi.
Rahatlamıştım. Polis merkezinden çıktık ve Bayan Soo Jin'in arabasına bindik. Eve gidiyorduk. Birkaç gerekli eşyamı alıcaktım ve sonra Taehyungun evine geçicektik.
Çantama kolyeyi ve birkaç kıyafetim koydum......
Evlerine vardığımızda herkes uyuyordu. Bayan Soo Jin Taehyung'un odasına gitti ve onu uyandırdı.
Taehyung uykulu bir şekilde bana doğru geliyordu. Cılız bir çocuktu. Sürekli zorbalığa uğrardı ve benden başka arkadaşının olmadığını biliyordum. "Günaydın V." dedim ve gülümsedim. Bu onun takma adıydı 6 yaşındayken koymuştum.
V kalın camlı gözlüklerini taktı ve bana sarıldı.
Bay Benjamin de uyanmıştı. " Selam evlat." dedi. Bay Benjamin, Bayan Soo Jine göre baya yaşlıydı ve huysuzdu. Bayan Soo Jin ise çok bakımlı ve güzel bir kadındı. Eskiden mankenlik yaptığını biliyordum. Şuan ise sadece hayır işleriyle uğraşıyordu.
Bay Benjamin çantamı aldı ve bir odaya doğru ilerlemeye başladı. Ben de onu takip ettim, arkamdan da V geliyordu. Bay Benjamin çantamı bıraktı " Bir şeye ihtiyacın olunca çekinmeden söyle."dedi ve odadan çıktı.
Yatağa oturdum. V de yanıma.
"Çok üzgünüm Hoseok."dedi. Suratında buruk bir gülümseme vardı. Zorla gülmeye çalışarak "Ben de çok üzgünüm V." dedim. Bir süre sarıldık.Ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUBY -Sope-
General FictionJung Hoseok New York'ta annesiyle yaşayan , sorunlu bir babaya sahip 15 yaşında bir çocuktur. Bir gün annesini bir olayda kaybeder ve babasının yanına gönderilir. Ve orda hem kalbini hem de annesinin ona verdiği kıymetli bir eşyayı çalan biriyle ka...