19-ADIM

267 18 4
                                    

"Bana yollarımı geri ver,"diye mırıldandı Sarı Komutan.Odasında,
masasının üzerine yığılmış tonla dosyayı inceliyordu üsteğmen.
Oturmuyordu,ayaktaydı ve masanın üzerine eğilmişti.Yaraları yüzünden canı öylesine yanıyordu ki bu yüzden karnını gergin tutmaya çalışıyordu.
Derin bir nefes verirken "Uzağın hep sende kalsın,"diye mırıldanmaya devam etti.

Kapı tıklatıldığında kafasını kaldırmadan "Gel,"diyiverdi.Kapı açıldığında "Komutanım,"diyen neşeli sesten kimin geldiğini anlamak kolaydı.Bıkkın bir nefes vererek içeri giren Metin'e baktığında tek kaşını kaldırdı.

"Söyle Metin,"dedi tekrar dosyalara dönerek.

"Rütbeden çıkmayı talep ediyorum,"
dedi Metin,komutanı bu halde görünce yüzündeki gülümseme yavaş yavaş solarken.Onun bu umursamaz haline karşı içinde bir öfke harlanmaya başlamıştı.

"Eğer saçmalayacaksan beni hiç uğraştırma,"dedi Sarı Komutan ona yakışacak derecede ruhsuz bir şekilde.Sarı kirpikleri ile yumuşak bir görüntüsü olsa da tüm tabur bilirdi ki Ateş Komutan'ın ciddi hâli her yeri yakardı.

"Hayır Komutanım,"dedi Metin onun önünde ellerini arkadan bağlamış hizada dururken.

Sarı Komutan bir elini beline koyarken diğeri ile şakaları ovaladı.
Daha sonra ise eliyle devam etmesini işaret etti.

"Bana kötü bir şaka yapıyorsun değil mi?Dinlenmen gerekiyordu.Ne s*kim gelip de ayakta dikilirsin ki,kafayı mı yedin sen?"Metin'in sesi gittikçe yükselirken kendine hakim olmaya çalışıyordu.

Sarı Komutan onu dinlerken dikleşti ama tek kelime etmedi.

"Doktor sana demedi mi,eğer çok fazla hareket edersen yara seni öldürecek boyuta gelir,diye?"

Sarı Komutan, ona ateş saçan gözlerle bakan Metin'i umursamadan dosyalara dönerken "Bitti mi?"diye sordu.

Metin'in tepesi attığında kendini riske atmayı kabullenerek birkaç adımda komutanın yanına varıp onu omzundan itekledi.Sarı Komutan,ona döndü ama sarsılmadı.Gözünde ifade yoktu,bu iyi değildi.Bu hiç iyi değildi.
Bir şeyler oluyordu ve anlaşılan Sarı Komutan gözünü karartmıştı.

"Bundan sonra rütbe umrunda değil.
Biraz daha böyle devam edersen inat ederken geberip gideceksin.İstediğin buysa durma yap ama şehadete bir inat yüzünden gitmek benim tanıdığım komutanıma yakışmaz."

"İşim var Metin,"dedi Sarı Komutan derim bir nefes vererek."Odadan çık."

"Çıkacağım,"dedi Metin onun gözlerinin içine bakarak."Çıkacağım ama gideceğim yer Albay'ın odası olacak."İşaret parmağını komutanın göğsüne yasladı."Ve seni görevden alması için elimden geleni yapacağım."

Tam çıkıp gideceği sırada Çağrı onu kolundan tuttuğunda Metin'in gözleri masanın üstündeki dosyalara kayınca gözleri kocaman açıldı.Komutanı en son gördüğünde bu kadar aptal değildi.

"Bunu yaparsan,"dedi Çağrı kaşlarını kaldırarak."Sana hakkımı helal etmem,asker."

Metin kolunu sertçe kendine çekip yutkundu ve bu olacakları her şeye rağmen Alev'e söylemeyi aklına not etti.Çünkü biliyordu ki şu an ne olursa olsun komutan onu dinlemeyecekti ve bu Metin'i daha da sinir edecekti.

Metin kollarını yanlarına sabitledi ve başıyla selam verdiğinde "Emredersiniz komutanım,"diyerek ciddiyete büründü.

Tekrar kafasıyla selam verip kapıya yöneldiğinde elini tam kapı koluna atınca durakladı."Alev gerçeği öğrenince size  kızmayacak mı sanıyorsunuz?"diye sordu bu sefer çünkü o dosyaların altında duran mesaj kayıtlarını görmüştü."Resmen ondan habersiz kızın mesaj kayıtlarını istemişsiniz.Yaptığınız ne kadar doğru bir şey Komutanım?"

SUÇLU /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin