"Ee, sordun mu abine?" diye sordu Yasu'ya Mikayo. Yasu kafasını Mikayo'ya çevirdi, "Eh, onu sınıfında bulamadım. Bulduğum an soracağı.."
"Ne soracaksın?" diye bir ses geldi arkadan. İki kız arkadaş arkalarına ürpererek döndü, döndüklerinde Reinar'ı görmüşlerdi. Yasu bir süre sustu, "Ne soracaksın Yasu?" diyerek tekrarladı Reinar. Yasu kendine gelip Reinar'ı bir kenara çekti, "Şimdi.. Mikayo bugün okulun ilk günü olduğu için festival yapıldığını söyledi. Bugün oraya gidiyor musun?" Reinar kafasını sağa sola salladı, "Hayır gitmeyeceğim. Bugün özel bir okula başvuru formu göndermem lazım, cevapta akşam gelecek." Yasu meraklı gözlerle abisine baktı, "Ne okulu bu?" Reinar omuzlarını silkti, "Bende bilmiyorum. Hoca önerdi, ha bide seninde başvurmanı istedi."
"O zaman bende başvurayim!"
"Bence başvurma Yasu."
"Ha? Niye!""Daha nasıl bir okul bilmiyoruz. Senin gelmen biraz.." diyerek sustu Reinar. Yasu sinirli gözlerle abisine bakmaya devam etti, "Biraz ne!"
"Eh.. Saçma olabilir." diyerek yeniden sustu. Yasu bunu duyunca öylece susup kaldı, arkasına döndü ve yavaş adımlarla abisinin yanından ayrıldı, "Bunu dediğin için inadına başvuracağım." Reinar bunu dediğini duyduğunda arkasından bakmaya başladı, "Ha? Bir kez de bunu yapmasan ölür müsü.." Yasu kapıyı yüzüne kapattı..
İki kardeş evlerine dayılarıyla girmişti. Dayıları onları okuldan almıştı, hepsi sırayla ayakkabılarını çıkarıp ev terliklerini giymişlerdi bile. Yasu yengesinin yanağından öpüp yukarı odasına çıktı hemen. Yengesi merdivenlerin yukarısına bakmaya başladı, "Yasu'ya noldu böyle?"
"Evet arabada da hiç konuşmadı. Naptın kıza yine Reinar?" dedi dayısı. Reinar derin nefes vererek dayısına baktı, "Uh, bugün hocalarımdan biri bir okula başvurmamı teklif etti. Bende kabul ettim, Yasu'nun da başvurmasını istedi. Bunları Yasu'ya anlattım, gelmek istedi ama ben 'Gelmen saçma olur.' diyince olan oldu işte."
"İyi halt yemişsin! Neyse ne Yasu giricektir ya. Sınavı da geçe.."
"Başvurmak için sınava gerek yok." diyerek yengesinin sözünü kesti. Bir süre sustuktan sonra konuşmaya devam etti, "Verilen formu dolduruyorsun o kadar. Gerçekleri yazman şartıyla tabi.""Oh, anladım. Umarım ikinizde seçilirsiniz." diyerek gülümsedi dayısı. Reinar merdivenlerden çıkmaya başladı, "Ben Yasu'ya yardım edeceğim. Size iyi eğlenmeler." Reinar ortadan kaybolunca dayıları eşine doğru yaklaştı, "Ee, tek başımıza kaldık?" Eşi bulaşıkları yıkıyordu, "Ee?" Dayıları eşinin yanına geldi ve bulaşıkları gösterdi, "Yardım lazım mı?" Eşi kafasını kaldırmadan, "Eh, peki. Yerlerine yerleştir yeter."
.
Kapıdan içeri Reinar yavaş adımlarıyla girdi, Yasu masasına oturmuş elindeki kalemini masaya vurup duruyordu. Reinar yanına yaklaştı ve formu gördü, "Beni bekleseydin bari." Yasu abisine baktı, "Göz atıyordum sadece. Sınav yapmamalarına şaşırdım doğrusu.."
"Demek ki yetenek isteyen bir okul. Ne güzel işte!"
"Güzel de.. Çok garip! Güzel Sanatlar da sınav yapıyor biliyorsun değil mi?"
"Biz Türkiye'de yaşamıyoruz Yasu. Kendine gel!"
"Evet yaşamıyoruz, ama ya oraya gidersek? Bir düşünsene, o kadar antik eserlerin arasında fotoğraf çekiniyoruz!" Yasu bir anda kendisinden geçmişti, "Ah! Keşke öyle bir şans olsaydı! Dünyalar benim olabilirdi!"
"Bence.. Ancak koca bulursan dünyalar senin olur!"
Yasu sinirli bir ifadeyle Reinar'a döndü, "Ne alaka bu şimdi?"
"Çook alaka! Herneyse, sen.. Forma göz atmıyor muydun?"
"Senin yüzünden bakamadım ki!"Yasu kafasını forma doğru çevirdi, bir yandan elindeki kalemi masaya vuruyordu. İstenen bilgileri okurken bir anda şaşırıp dondu kaldı. Reinar bunu farkedince Yasu'ya yaklaştı, "Noldu?"
"İstenen bilgilerin arasında 'Gitmek istediğiniz ülke' de var! Oraya Türkiye yazmazsan hakkımı helal etmem!"
"Tamam! Sakin. Yazarım."
"Hehe.. İyi! Neyse, ben doldurmaya başlıyorum."
"Bende başlayim o zaman.."İki kardeş yanyana oturmuş, formlarını doldurmaya başlamıştı. İkiside aynı anda bitirmiş, kağıtları katlayıp paketlemişlerdi. Aşağıya paketlerle inip yemek yemeye gittiler. Yedikten sonra hemen postaneye gidip teslim etmişlerdi. Şimdi tek beklemek kalmıştı!
2 gün sonra
Aşağıdan konuşma sesleri geliyordu,konuşmalar bittikten sonra kapı kapanma sesi geldi. Ve bağırma sesi işte geldi, "Reinar! Yasu! Size mektup gelmiş!" Yasu koşa koşa aşağıya yengesinin yanına gitti. Mektubunu aldığı an bayılmamak için kendini zor tutuyordu. O sırada Reinar geldi ve kendi mektubunu aldı. İkiside mektubu aynı anda açtı, ikisinin de yüzleri düştü. Hayal kırıklığına uğramıştı gözüküyorlardı. İkiside durgun bir sesle, "Kabul edilmedi mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Papatya
Teen FictionAnnesi ile babası nedensizce ortadan kaybolduğu için dayılarında kalan iki kardeşin, büyümesi ile birlikte ellerine geçen mektuplar ile hayatları değişiyor. Ellerine geçen bu mektuplar, hayatlarında ki birçok eksiklikleri tamamlayacak gibi görünüyor...