11. bölüm

28 5 12
                                    

Batı'nın beni öpmesini ardından girdiğim şoktan çıktığım gibi Batı'yı odadan kovarak kendimi yatağa bırakmıştım. Kısa süre sonra ise bol Batı'lı rüya alemine giriş yapmıştım. Saat gecenin bilmem kaçı olmasına rağmen çalan kapı sesi kulaklarıma dolduğunda uflaya puflaya ayağa kalkarak laranın odasından çıktım. Evdeki herkes kafayı bulduğu için hatta bazıları aşırı derecede içtiği için kapı zilini duymazken Batı duymuş olacak ki odasından çıkıp kapıya doğru ilerledi. Uzaktan kimin geldiğini izlemek için kolidorda durduğumda açılan kapıdan içeriye kehribar gözlü, uzun boylu, siyahların içine bürünmüş ve yüzünde yara izi olan bir adam girdiğinde kaşlarımı çatarak Batı ile adamı izlemeye başladım. Batı'nın böyle mafyatik adamlarla ne işi vardı şu an onu çözmeye çalışıyordum.

Toz pembe hayata alıştın tabi Ayperi'ciğim böyle adamlar değişik geliyor sana.

Aşkoluğumu sorgulama iç ses Diyerek yaslandığım duvardan ayrılıp Batı ile adamın yanına ilerledim. Adam beni fark ettiğinde yüzündeki sert ifadeyle bana baktığında içimde oluşan gerginliği bir kenara atarak neşeli bir şekilde adama elimi uzattım. "Merhaba. Ben Ayperi." Diyerek sıkmasını beklediğim elimi sıktığında "Bende Gökalp. Tanıştığıma memnun oldum Ayperi Hanım." Dedi. Adamın mafyatik olduğu bu resmiyetinden belliydi. "Ne hanımı canım Ayperi diyebilirsin." Dediğimde Batı ikimizin de konuşmasını bölerek "isterseniz içeriye geçelim." Dedi. İçeriye geçme fikri hepimize cazip geldiğinde hep birlikte eve girerek terasa çıktık. Terasta bulunan koltuklardan birine ben geçerken karşımdaki koltuğa Batı ile Gökalp geçti. "Seni bıraktığımdan daha iyi gibisin." Diyen Batı ile gözlerim Gökalp denen adama döndü. "Bir şekilde toparlandık." Diyerek kısa bir cevap vermesinin ardından "Ne oldu ki?" Dedim merakla. Yani adamın pekte böyle normal konuşmalara alışık olduğunu sanmıyordum. Oturuşundan bile belliydi böyle bir yere ait olmadığı. "Sevgilin değer verdiğim iki kişinin hayatını kurtardı." Dediğinde şokla Batı'ya döndü gözlerim.

Kahraman Batı iş başında.

Diyen iç sesimi susturup "kim onlar?" Dedim tekrardan. Çok mu soru soruyordum ki acaba ben ya? "Şu anda onların kim olduğunu sana açıklayamam Ayperi ama sonra elbet açıklarım. Buraya gizli geldim zaten kalksam iyi olacak. Doğum günün kutlu olsun Batı." Diyerek ayağa kalkan Gökalp cebinden bir kutu çıkararak Batı'ya uzattı. Batı kutuyu açtığında eline gelen yin yang semböllü bilekliği incelemeye başladı. "Neden yin yang?" Dediğinde Gökalp "benim ekibin simgesidir. Bende özel bir anlamı var. Değer verdiğim insanlara özel tasarlattığım bileklikten getiririm. Sendekinin aynısından eğer başkasında görüyorsan o kişi değer verdiğim biridir bilgin olsun. Eğer eldivenli insanlarda bu simgeyi görüyorsan onlarda benim korumalarımdır. Başına bir şey gelirde sana koruma gönderirsem ellerine bak." Dedi ve ayağa kalkarak gitmek için kapının olduğu yere ilerledi.

Batı "bir daha görüşür müyüz?" Dediğinde Gökalp gülerek "Belki aylar, belki de seneler sonra." Dediğinde terastan çıkıp gitti. Batı ile yanlız kaldığımda elinde duran bilekliğe kaydı gözlerim. "Bu adamla ne zaman tanıştın bilmiyorum ama birbirinize değer verdiğiniz belli." Dediğimde Batı'nın da bakışları bana döndü. "Sevdasını en uçta yaşayan bir adam kendisi. Sevdiğine zarar gelmesin diye canını verecek kadar sevenlerden. Bire bir şahit olduğum için kesin konuşuyorum." Dediğinde adama hayran kaldım.

Bu devirde, düşmanların varken bile sevdiğine bu denli körü körüne bağlanmak yer yiğidin harcı değildi. Bazen öyle kitaplar okuyordum ki adam sevdiğine zarar gelmesin diye sevdiğini terk ediyor ve en büyük zararı kendi veriyordu. Batı'nın anlattıklarına göre bu adam öyle değildi. Sevdiğine zarar gelmesin diye sevdiğini üzmeden sıkmadan seven ve koruyan biriydi. "Batı sence bizde böyle olabilir miyiz?" Dediğimde Batı ayağa kalkarak yanıma geldi.

Zırhın Yoksa Sevme// Yarı Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin