12. Bölüm

22 5 7
                                    

3 ay sonra;

Tamı tamına Batı'yla evli olmamızın üstünden üç ay geçmişti. Abimin hâlâ bu durumdan haberi yoktu. Öğrense artık ne tepki vereceğini kestiremiyordum. İçimden söylememek geçse de iş ciddiye bindiğinde illaki söylemem gerekecekti. Bu geçen üç ay içinde Batı'yla birlikte kalmaya başlamıştık. Abimi zor ikna ettikten sonra tamamen Batı'daki evine yerleşmiştik. Lara ile Güney kendi annelerinin yanına döndüğünde bende Lara'nın odasına kurulmuştum.

Güney'in odasında abim kalırken Batı ise çaktırmadan geceleri yanımda uyuyordu. İki buçuk aylık hamile biri olarak her ne kadar bendeki değişimi abimden saklamaya çalışsamda arada sırada fark ediyordu. Çünkü artık eskisi gibi topuklu ayakkabı giyip ortalıkta koşturmuyordum. Abimin başının etini yemiyor, verdiği her emri yapmaya çalışıyordum. Uzandığım yataktan doğrularak dik bir şekilde oturup beynimin kararsız bölümünü susturmaya çalıştım.

Abimden böylesine büyük bir durumu saklamak içimi kavuruyordu. Saat öğlen bir olmasına rağmen odadan çıkamıyordum. Çünkü bu yalanımı öğrenmiş olma ihtimali her gün beni yiyip bitiriyordu. İçimde doldurduğum cesaretle ayağa kalkıp odadan dışarıya çıktım. Evde Batı'nın olmadığını abimle yanlız olduğumu biliyordum. Batı akşam Fotoğraf çekimine gideceğini söylemişti bana. Yani bütün gün abimle birlikte kalacaktık. Evde dolaşan gözlerim abimi ararken odasından elindeki bavulla çıkan abimi gördüğümde kalbim korkuyla atmaya başladı.

"Nereye gidiyorsun abi?" Dediğimde yüzüme bile bakmadan bavulunu kapının önüne bırakıp sırtı bana dönük şekilde "Ne zaman söyleyecektin Ayperi?" Dedi kırılmış sesiyle. Öğrenmiş miydi her şeyi? Ama kimden öğrenecekti ki? Ben veya Batı söylemediğimiz takdirde hiçbir şekilde öğrenemezdi bunu. "Neyi abi?" Dediğimde hâlâ anlamazlıktan geliyordum. Bebeği söylediğimde aldır demesinden korkuyordum. Dese bile asla aldırmazdım.

"Batı'yla evli olup üstüne bir de çocuk yaptığınızı." Diye bağırdığında korkarak bir adım geri gittim. Abim yüzünü bana dönerken "nasıl saklarsın böyle büyük bir şeyi benden Ayperi? Abin değil miyim ben senin? Nasıl iş çevirdin arkamdan?" Diye tekrardan bağırdığında gözlerim doldu. Abim ile defa bana bu şekilde bağırıyordu. İçimdeki hislerimi dudaklarımın arasına alarak "Korktum abi." Dedim titreyen sesimle.

"Bebeğimi aldır demenden Batı'yla beni ayırmandan korktum söyleyemedim." Dediğimde güldü. Bu gülüş hayal kırıklığını yansıtan bir gülüştü. "Sen beni ne sanıyorsun Ayperi? Cani bir adam mı? Küçücük canlara kıyan pislik bir herif olarak mı görüyorsun beni? Senin gözünde bu muyum ben Abim?" Dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. "Değilsin abi ama işte korktum." Dedim göz yaşlarım artarken.

"Tek ailem tek kardeşim olduğunu biliyorsun dimi Ayperi? Annemiz öldüğünde sana bakanın ben olduğumu. Ne olursa olsun bana gelip anlatacağına dair verdiğin sözleri hatırlıyorsun dimi Ayperi? Abinim lan ben senin abin. Tüm ailem senken senin mutluluğunu ben niye göremedim? Onu geçtim. Değinmiyorum bile. Lan annemin son vasiyetini nasıl çiğnedin?" Dediğinde sesi daha da kırgın geliyordu. "Abi yapma böyle." Dedim koltuğa otururken. Sesim ağlamaktan kısılmış, gözlerim ise şişmiş bir durumdaydı.

Evin kapısı açılıp içeriye Batı girdiğinde göz göze geldik. Ağlayan beni gördüğünde koşarak yanıma geldi. "Ne dedin lan kıza?" Diyerek abime bağırdığında Batı'nın kolunu tuttum. "Sana da helal olsun Batı. Çocukluk arkadaşım Dedim. Arkamdan iş çevirmez dedim. Asıl beni yaralayan senmişsin." Dediğinde Batı'nın da yüz hatları değişerek yerini pişmanlığa bırakmaya başladı. "Mirza sevdik." Dediğinde Abim daha fazla bizi dinlemeyerek arkasını dönüp açık olan kapıdan çıkmaya başladı.

"Sevdiyseniz sevdiniz. Bu yolun artık dönüşü yok. Madem evlendiniz aynı evde kalıp bebeğinizi büyütün. Bu hikayedeki rolüm bitti benim." Diyerek kapıyı çekip çıktığında ayağa kalkmayı denedim. Batı'nın kolu buna engel olurken "Bırakta gideyim yanına." Dedim bağırarak. Batı yanıma oturup beni göğüsüne çekip saçlarımı sevmeye başladı. "Bunun olacağını biliyorduk Pembe Basketçim. Abini şu an ne sen ne de ben durdurabiliriz. İllaki üzülüp geri döner. Seni bu halde bırakmaz. Abinin zamana ihtiyacı var. Bırakalım toparlasın kendini." Dedi ve saçlarımın arasına öpücük kondurdu.

Hayatta bir yalan bin sorun doğuruyordu. Bebeğim olduğuna sevinirken Abimin gidişine üzülmekte bana ders oluyordu şu an. Ne olursa olsun abimden gizli gizli bir iş çevirmemem lazımdı. Bir yalanla başladığım bu işin sonu bin yalanla bitmişti. Zırhın Yoksa Sevme kampanyası başkaları için değil aslında bizim için yazılmıştı. Bundan sonra ne diyecek bir sözüm ne de yapacak espirim vardı. Hikayenin başındaki ben değişmiş yerine farklı bir ben gelmişti. Artık darlayabileceğim bir abim yoktu. Odamda canım sıkıldığında bilgisayarını almak için bin takla atacağım abim yoktu. Eve her geldiğimde beni karşılayan güzel kokulu yemekler yoktu.

Abim gitmiş ve giderken de benim bütün enerjimi alıp götürmüştü. Şunu farke diyordum ki abi demek sadece lafta değil her anlamda değerliydi. Abiniz yoksa hiçtiniz. Abiniz yoksa sizde yoktunuz. Batı sevdiği saçlarımı bıraktığında "hiç affetmezse bebek doğduğunda affeder." Dedi. Bende öyle umuyordum ya da öyle olmasını istiyordum. Batı'yı ayağa kaldırıp odaya çektiğimde "Sadece uyuyalım." Dedim. Rüyalarımda belki abim olurdu. Batı beni kırmadan odaya geldiğinde ikimiz de yatağa girip gözlerimizi kapadık. Beynimdeki dönen senaryolarla uykuya daldım.

💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙

Bir dahaki bölüm final bölümü. Final bölümünün şu anda sadece yarısını yazmış olsam da artık kitabı bitirdim. Umarım bu kitabı severek okumuşsunuzdur. Biliyorum olaylar çok hızlı gelişiyor ama beynimdeki senaryo buydu zaten. Bazen kitapları uzun tutmamak gerekiyor. Bu kitapta öyle kitaplardan biri.

Sizce Mirza affeder mi Ayperi'yi?

Finale son kalan şom bölümdü bu siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Özel bölümler gelsin mi gelmesin mi?

Zırhın Yoksa Sevme// Yarı Texting  (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin