14072023
~
Deli gibi evde unuttuğu telefonunu arıyordu. Kendisine öyle sinirliydiki küfür etmek istiyordu.
yeonjun'un var olan telefonu da artık tuzla buz olmuştu. Hemen ayaklarının önünde kanlar içerisinde kalmış bedenle ne yapacağını bilmez halde kalakalmıştı Beomgyu. Olanları henüz kavrayabilmiş gibiydi.
Biraz önce sütler için peşinden koştuğu güzeller güzeli Yeonjun şimdi yerde kanlar içinde acıyla inliyordu. Poşetin içerisindeki sütler yola dağılmış ve bir kaçıda ezilmişti. Ona çarpan her kimse durma gereksinimi dahi duymadan geçip gitmişti.
Beomgyu soğuk kanlılığını korumaya çalışırken yerdeki bedenin hemen yanına çökmüş, gencin kafasını nazik olmaya özen göstererek dizlerinin üzerine yerleştirmişti. Fakat ellerini Yeonjun'un kıskandığı saçlarından çektiğinde görebildiği tek şey kandı.
Tek tesellisi yaşam belirtisi veren güzel gencin acı inlemeleriydi... Ne gelen vardı ne de geçen...Öyle korkuyorduki elleri titriyordu.
Yeonjun'a zarar vermeden hastaneye kadar taşımalıydı fakat ona zarar vermekten deli gibi kokuyordu.
"Adın Yeonjun, değil mi?"
Yeonjun'un kesilen inlemeleriyle korkusu iki katına çıkan genç, onunla konuşmaya çalışıyordu.En azından hastaneyi kadar onunla konuşabilirdi.
"Hayır."
"Tamam. Adın ne peki? Lütfen biraz dayanmaya çalış..."
Zorlukla gülümserken Yeonjun'u rahatlatmak istercesine saçlarını okşamaya başlamıştı. İnatla gözlerine bakmaya ve onunla olan iletişimini kesmemeye çalışıyordu.
Sütler yüzünden bu haldeydi. Kendisi ve saçma sapan inadı yüzünden Yeonnjun'un canı tehlikedeydi.
"Canım yanıyor..."
Yaşadığı vicdan azabının haddi hesabı yoktu.
"Farkındayım. Seni hastaneye kadar taşıyacağım."
Herhangi bir yanıt alamamıştı. Korkusu gittikçe artıyordu. Elinden geldiğince dikkatli olmaya özen göstererek genci sırtına aldığında beklediğinden daha da hafifti Yeonjun. Okuldayken zayıflığı dikkatini hep çekiyordu fakat bu denli zayıf olmasını beklemiyordu Beomgyu.
Bu, yaşadığı kazanın şiddetini daha da arttırırdı. Kafası omzuna düşen gençle birlikte hastaneye kadar konuşmaya devam etti. Uyanık kalması için ömründe anlatmadığı bir çok şeyi anlattı ona...
Öyle korkuyordu ki, o an yapmak istediği tek şey annesinin yanına gidip sıkıca sarılarak ağlamaktı. Güçlü ya da cesur biri değildi. Arkadaşı dahi yoktu. Çocukluğundan itibaren hep yalnızlığa alışmıştı. Kardeşi Chul'ü kabullenmesi bile zaman almıştı...
Ailesine fazla bağlı biriydi. Hayatında hiçbir zaman kavgaya bile karışmamıştı.
Şu an yaşadığı şeyler fazla ağır gelmişti. Eğer Yeonjun'u kaybederse asla kendine gelemezdi. Hassas biri olarak büyütülmüştü.
"Biliyor musun? Eğer gidersen ne yaparım bilmiyorum. Seni tanımasam bile burada olmalısın. Hayatta kalmalısın. Ölmeni istemiyorum tamam mı? Yaşlanınca ve ben yanında değilken ölmelisin."
"Adın Yeonjun değil mi cidden? Neden bu şekilde hatırlıyorum peki?"
"Beni dinle."
"Lütfen ölme."
"Lütfen bana sırtımda bir ölü taşımadığımı söyle."
"Lütfen hayatta kal. Benim yüzümden ölmeni istemiyorum. Ne istersen yaparım..."
"Bana adını söylemeden ölemezsin. Uyanıp benimle sohbet etmelisin. Sana istemediğin kadar süt alırım tamam mı? Özür dilerim lütfen dayan."
Hastaneye yaklaşmıştı iyice. İçten içe yaşadığı sevinci iki katına çıkaran şey ise baygın bedenin sonunda çabalarına karşılık verip mırıldanışı olmuştu.
"Başımı şişirdin."
~
14072023
Syglr
Svglr
Hi