ZAMAN ATLAMASI 6 SENE SONRA
Zaman nasıl geçti bilmiyorum, her şey çok hızlı gelişmişti bizim için.
Önce yıldırım hızıyla evlendik, evlendikten 1 sene sonra da oğlumuz Arslan doğdu.
Şimdi 5 yaşında ve bugün doğum günü idi.
Kuzey ve ben ailemizi ve arkadaşlarımızı çağıracaktık.
Akşam doğum günü sürprizi yapacaktık.
Sevdiği çizgi film karakteri olan Superman pastasından yaptıracaktı Kuzey bu yüzden sabah erkenden gitmişti.
Bende Arslan'la evde yalnız kaldım fakat bu yalnızlığımız kısa sürecekti.
Kuzey'in mesleğinden arkadaşı Mehmet'in eşi Tuğçe gelecek ve kızı Derin ile birlikte Arslan'ı parka götürecekti ve bende onların yokluğunda evi süsleyecektim.
Mehmet ve Tuğçe çok iyi insanlardı. Onları yıllardır tanıyor gibiydim öyle sıcak insanlardı bana karşı.
Kahvaltıyı hazırlayıp Arslan'ı çağırmak için odasına gittim.
Melekler gibi uyuyordu yakışıklı oğlum.
"Yakışıklı, sabah oldu. Uyansan mı artık?"
"5 dakika daha anne." diye mızmızlandı yatağın içinde.
"5 dakika sonra gelirim ama uyanmazsan o zaman cezanı çekmek zorunda kalırsın bak sonra annem demedin bana deme!" dedim ciddi olduğunu umduğum ses tonum ile.
"Tamam anne." diye mızmızlandı yatağın içinde.Odadan çıkıp aşağı mutfağa gittim ve sahanda yumurta yaptım. Yumurtanın sarısını patlamayı seviyordu.
Yumurta da hazır olunca hemen odasına gittim.
"Ohooo, küçük beyimiz hala uyuyor. Bunu sen istediğin." diyip üstünü açtım ve gıdıklamaya başladım.
"Ama anne yaa!" dedi gülerek.
"Ne anne yaa!" dedim gıdıklamaya devam ediyordum.
Bir süre böyle devam ederken kapı çaldı. Gelenler Tuğçe ve Derin olmalıydı.
"Hemen elini yüzünü yıka sonra da üstünü değiş ve aşağı in. Marş marş."
"Tamam komutanım." diyip güldü ve koşarak banyoya gitti. Bende kapıyı açmaya gittim.
"Hoş geldiniz." dedim gülümseyerek.
"Hoş buldum Dilara." dedi Tuğçe.
Ardından Derin konuştu.
"Hoş buldum Dilara Abla." dedi kocaman gülümsesi ile.
Derin anne ve babasının karışımı idi. Anlayacağınız anne ve babasına çekmişti. Çok tatlı bir kız çocuğu idi. Sevecen, sıcakkanlı, etrafına neşe saçan biriydi.
Önce Tuğçe'ye sonra da Derin'e sarıldım ve içeri davet ettim.
Montlarını alıp vestiyere astım.
"Kaynanan seviyormuş. Bizde tam kahvaltı yapmak üzere idik."
"Bilmem, belki de sevmiyordur." dedi gülerek.
"Bulmuş senin gibi gelini. Sevmemesi hata olur." dedim, bende güldüm.
Espri yaptığını biliyordum.
Hemen onlara servis açtım. Tuğçe'ye kahve, Derin'e portakal suyu koydum. Biz sohbet ederken Arslan koşarak yanımıza geldi.
"Aa! Hoş geldin Derin." dedi ve Derin'in yanındaki sandalyeye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEY YILDIZI
ActionBir gün yaralı bir asker hastaneye gelir. Karnından vurulmuştur. Tam o sırada da Dilara ameliyattan çıkmış hemşire ile konuşuyordur. Dilara'yı gören Binbaşı, ona doğru bir kaç adım atar. "Bana yardım edin." der ve yanına bayılıp düşer...