BİR TRİP MESELESİ

11 4 0
                                    

DİLARA'NIN ANLATIMINDAN

Güzel bir gece geçirmiştik. Sabahta  güzel bir kahvaltı edip ailecek dışarıya çıktık.

Arslan uzun zaman sonra ilk kez bu kadar mutlu idi.

Ben, Kuzey'in elinden tutuyorken Arslan'da benim elimden tutuyordu arada bir yoruluyordu bu yüzden de Kuzey kucağına bazen de sırtına alıyordu.

"Kuzey Yıldızı'm." diye seslendi bana.

"Efendim Binbaşı?" diyerek gülümsedim.

"Sensizken ben yolunu kaybetmiş bir avare idim, sen geldin ve benim yolumu ışığınla aydınlattın. Benden hiç bir zaman gitme. Kuzey'i, Kuzey Yıldız'sız bırakma." dedi, duygusallaşmıştı birden.

"Ömrüm yettiğinde seni asla bırakmayacağım çünkü bende Binbaşı'm olmadan yaşayamam, nefes alamam ve bu hayattan tat alamam. Sen benim yaşama, nefes alma ve bu hayattan tat alma sebebimsin." diyip koyu gözlerine gözlerimi yerleştirdim.

Koyu kahve gözlerinde kendimi görüyordum ; bana duyduğu aşkı, merhametli bakışı, duygusal ve çocuk olan Kuzey'i görüyordum. Bu bakışa aşık olup kalbimin en derin yerinden vuruldum ben.

Aramızda oluşan romantizmi Arslan bozdu.

"Ben dondurma istiyorum." diye mızmızlandı.

"Daha az önce yemedin mi sen dondurmayı?" dedi, Kuzey.

"Yedim ama bir daha yemek istiyorum baba."

"Bende istiyorum o zaman dondurma." dedim, gülerek.

"Bu iki dondurma canavarı ile başım dertte." diyip elini alnına götürdü.

Bu hali oğlum ve bana göre komik gelmişti bu yüzden gülmüştük.

"Dondurma seviyoruz biz." demiştik aynı anda.

"Dondurma kadar bu adamı sevmiyorsunuz aşk olsun." diyerek yanımızda bulunan tahta banklardan birine oturdu ve yüzünü astı.

"Bu sefer babayı üzdük oğlum. Gel gönlünü alalım." dedim.

"Tamam, annecim." dedi.

Ben sağ tarafına , Arslan sol tarafına oturdu.

"1, 2, vee 3." dedim. Ben sayarken Kuzey şaşkın bakışlarla önce bana sonra Arslan'a bakıyordu.

Kesin içinden 'Bu deli ne planlıyor yine.' diyordur.

Ben 3 der demez aynı anda Kuzey'in yanaklarından öpmüştük.

Bir yandan da Arslan, babasını gıdıklamaya çalışıyordu.

Arslan üzülmesin diye yalandan bir kaç kahkaha atıyordu Kuzey.

Yalan olduğunu biliyordum çünkü hiç gıdıklanmazdı, bir kaç denemem olmuş ama başarısız kalmıştım. Bu adamdan gıdıklanma sinirleri alınmış olmalıydı. İnsan hiç mi bir yerinden gıdıklanmaz, bu gıdıklanmıyordu.

"Tamam, tamam affedildiniz küçük dondurma canavarlarım benim." diyerek ikimize de sarıldı.

Bir kaç sokak ötede bulunan dondurmacıdan 3 adet çikolatalı dondurma alıp yolda yedik.

Tabii yine önce oğlumla biz bitirmiştik ve Kuzey hala yarısında idi.

Biz iki dondurma canavarı gibi değildi, yavaş yavaş yemeyi tercih ediyordu.

"Bugün ki dondurma kotanız doldu Arslan Bey." dedim, ciddiyetle.

"Ama neden anne?!" diye baktı mahzun mahzun.

"2 den fazla yiyince karnı ağrıyan sonra da hastanelik olan ben değilim küçük bey."

"Annen haklı Arslan. Bir günde sadece 2 tane dondurma yeme hakkın vardı ve sende o hakkını doldurdun."

"Bugün doldurmuş olabilirim ama yarın yine 2 hakkım var." diyerek, gülümsedi.

"Dondurma düşkünü oğlum keşke benim yaptığım yemeklere de bu kadar düşkün mü olsa aceba?"

"Anne, ben yeşil şeyler yemek istemiyorum ya. Tatsız hepsi de." diyerek mızmızlandı yine.

"Tatsız değiller onlar ve senin büyümen için o yeşillikleri yemen gerek." diyerek bana destek çıktı Kuzey.

"Tatsız değillerse neden her  yediğinde yüzünü buruşturup duruyorsun baba." dedi.

"İspiyoncu canavar." dedi ve bana baktı Kuzey.

"Neee! Hani severek yiyordunuz Kuzey Bey?"

"İnsan sevdiği için çiğ tavuk yer ve ben senin için her hafta o tavuğu yiyorum."

"Demek öyle ha. Daha size yemek yapmayacağım. Size başkası yemek yapsın." diyip trip attım ve adımlarımı hızlandırdım.

Arkamdan sesleniyorlardı ama ben duymamazlıktan geliyor, arkama bile bakmadan yürümeme devam ediyordum.

"Özür dilerizz." diyorlardı.

Elimden çekeceğiniz var, beğenmediğiniz o yeşillikleri size afiyetle yedirmez miyim şimdi.

Ayrıyeten Kuzey'e aldıracağım çok şey vardı, iflas ettirecektim onu ve bu elime geçen güzel bir fırsat olmuştu ve ben bu fırsatı sonuna kadar kullanacaktım. Makyaj malzemeleri, bakım ürünleri ve bir kaç elbise aldıracaktım. Evde de ceza olarak yemeği ona yaptıracak ve bulaşıkları yıkatacaktım.

Arslan'da artık küçük bir çocuk değildi ve dağıttığı oyuncaklarını artık kendi toplayacaktı ceza olarak. Ceza olarak diyorum çünkü oyuncak toplamayı hiç bir zaman sevmedi.

Korkun benden beyler.

Bir süre trip atmaya devam edip cezalarını verdim. Mecburen kabul ettiler ve bu olayda en büyük kârlı ben çıkmıştım.

Güzel bir gün geçirip huzurlu bir uyku çektim ama diğerleri için aynı şeyi söyleyemezdim.

KUZEY YILDIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin