Bir gün yaralı bir asker hastaneye gelir. Karnından vurulmuştur. Tam o sırada da Dilara ameliyattan çıkmış hemşire ile konuşuyordur.
Dilara'yı gören Binbaşı, ona doğru bir kaç adım atar. "Bana yardım edin." der ve yanına bayılıp düşer...
Tuğçe ve Mehmet uyumak için odalarına geçtiler. Tuğçe geceliğini, Mehmet'te eşofmanını giydi.
Yatağa geçip sarılarak uyumak istediler ve gözlerini kapattılar fakat bir türlü ikisini de uyku tutmamıştı.
Tuğçe'nin kulağına yaklaştı.
" Yaramazlık yapalım mı?" diye fısıldadı.
"Şimdi hiç sırası değil." dedi, Tuğçe yarı uykulu yarı uyanık.
"Ama bu çocuk yaramazlık istiyor." diyerek Tuğçe'nin yanağına bir kaç öpücük kondurdu önce, sonra boynuna öpücük kondurmaya başladı.
Bir süre böyle devam ettikten sonra Tuğçe gözlerini açtı. Mehmet başarmıştı, Tuğçe uyanmıştı.
Sağ eli ile yüzüne dökülen saçlarını kenara çekti ve elini çenesine götürdü. Dudaklarına baktı ve yavaş yavaş yaklaşıp öpmeye başladı Tuğçe'yi dudaklarından.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tuğçe yerinde doğruldu sonra ve Mehmet, Tuğçe'nin geceliğini yavaş yavaş indirmeye başladı. Mehmet bu gece yaramazlığı sonuna kadar yapmak istiyordu. Karısını, onun tenini özlemişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mehmet'in eli karısının vücudunda geziyordu, Tuğçe'nin de elleri Mehmet'in sırtında idi.
Mehmet'in her bir hareketi Tuğçe'nin dudaklarında iniltilere sebep oluyorken Mehmet'in sırtında da izlere sebep oluyordu. Sabaha kadar böyle devam etmişlerdi ilişkileri.
