Merhaba sevgili okuyucularım, kitabımın kapağını yapan @siyah_okyanus34 e çok teşekkür ediyorum ve aynı zamanda bana bu süreçte yardımcı olan yakın arkadaşım
@seymamerall1 e de teşekkür ediyorum ve kitabımın ilk satırlarını onlara armağan ediyorum
Başlama tarihlerinizi buraya alayım <3
GÜLLÜ SİZİNLE TANIŞMAK İÇİN BİR SES BIRAKTI. ONA SELAM VERMEK İSTERSENİZ BU YORUMA YAZABİLİRSİNİZ
"Ortada kalmak mı kötüdür yoksa bir yere kendini ait olmaya çalıştırmak mı zor? Belkilerin merkezine sığınmaya çalıştıça hayat belkilere izin olmadığını size acı bir şekilde gösteriyordu. Hayatın keskin dönüşleri vardır derler ama insanlar keşfetmek istemezler. Kaybetmişlik.Ben hayatta çok fazla şey kaybettim.En önemli de sevgiyi kaybettim.
Gerçi sevginin ne olduğunu tadamamıştım. Sadece okumuş ya da izlemiştim. Herkesin iki gözü vardır. Biri sizin gözünüz diğeri de dışardan sizi görenlerdir ama benim için üçüncü bir göz daha var.Bunun adı "Geçmiş."
Gerçeklik tam olarak karşımda olanı görmeye çalışmak. Daha o zaman anladığım somut gerçeklik sarışın,mavi gözlü güzel bir kadındı ama benim bir annem yoktu ki. Benim annem, artık sadece babamın anıları,benim gülücüklerim,ailesinin feryadıydı... Şimdi, bu sarışın kadın kimdi? Evin dışında ağlayan ablam ve abim mi gerçekti? yoksa onların hüznün ince ayrıntıları mı?
Babam dolmuş gözleri,kirli sakalıyla yüzüme baktı. Kadının ardından gülümsüyordu bembeyaz dişleriyle. Kapıyı babamın üzerine kapattım. "Gelme!" Kapının arkasındaki uzun adam elini kapı pervazına dayandırdı. "Kızım aç kapıyı." Sesi bana karşı naifti ama hiçbir zaman bu ses abim ve ablama kullanmamıştı. "Hiç gelme.Açmam!" Sesim titriyor ve kalbim pırpır atıyordu bir termometre gibi. Abim bağırıyor ortalığı kaldırıyordu. "Seni hain köpek!" Babamın nefreti duyulacak ki dışarda büyük bir parça çıktı.
"Ne dedin sen!" Babamın sesi konağın bütün duvarlarını deldi geçti. Ağrı sokakları hiç bu kadar sarsılmamıştı. Abimin içindeki korkunun zerre bir parçası yoktu ama benim kalbim sadece korkuyu hissediyordu. Daha annenin ölümü üzerinden otuz iki gün geçmişti. Hani der ya büyüklerimiz. Kırkı çıksın. Benim annemin evi daha gitmemişti bu konakta. Babam abime bütün gücüyle bir tekme savurdu. Bunun ile birlikte ablam, abimi korumak için üstüne kapaklandı.
Ablam,anneme benzerdi. Fiziksel olarak da duygusal olarak da. Annemin olmadığı zamanlar bize annelik yapardı.Bunu kendisine borç bilirdi ama hepimiz bir şey unutuyorduk.Ablamında bir anneye ihtiyacı vardı. Berfin Ablam, Azad abimi korurken karnına bir tekmeyi de o yedi. Ben kapıyı açmış ne olduğunu anlamadığım seyretme ile onları izleyordum. Parmaklarımı hata yapmış gibi ağzıma götürdüm. Gözlerim dolu onları izleyendim.
Babam,Berfin Ablam ve Azad abimin bedenlerini umursamadan kadının elini tuttu ve benim kendimce yarattığım barikata baktılar. Ben annemin hatırasının son korumasıydım. "Keşke annem yerine sen ölseydin." Bunu söyleyen bendim. " Annem olsaydı saçımızı okşardı." Babaannem, benim konuşmam ile birlikte kenara itekledi beni ama dediklerimi köşeye çekip üzerinde güle oynaya geçebilecekler miydi? Abim ve ablamdan bir ses çıkmıyordu. Dışarıya gözlerimi diktim. Herkes bizi izliyordu. Gözlerimi kaçırdım.
Babamlar beni yok sayıp içeriye girdiler. Babaannem de onları sevinç ile karşıladı. " Vay benim güzel gelinim!" Anneme hiç böyle demezdi. Kapıdan koşa koşa abim ve ablamın yanına gittim. Perişan haldeydiler. Sokaktan esnaflar ve yolda yürüyen komşular tutmuştu bedenlerini. Babam hiç arkasına bakmadan konuştu. " Ayıldıktan sonra karşıma dizeleceksiniz. Sesinizi bile duyarsam elinizdeki her şeyi kaybedersiniz." Parayı kaybedecektik. Ablam gülümsedi. Acı bir gülümsemeydi.
Gözlerindeki acı, tek bir kişiye işlemiyordu. Uzun boylu,kirli sakallı adama. Sahi tek kir sakal mıydı yoksa onlar benim geçmişin sarmaşıkları mıydı? Sarmaşık, bir tarafının nerede başladığını bilemediğimiz fakat üçüncü gözden baktığımızda belli olan bir yansımanın aynası gibiydi. Madalyonun iki tarafı vardı. Biri karanlık taraf biri de karanlığın gösterdiği aydınlık.Ben hangisine inanacaktım ya da sadece benim mi bu madalyona bakmam gerekiyordu? Annem bu madalyona mı kanmıştı?
Ablam ve abimi bakkal amcanın dükkanına taşıdık.Kendisi manav abi ve komşu Necla gibi dindirmeye çalışıyordu abim ve ablamın yaralarını. İyi ya annem babamdan her dayak yediğinde Necla Teyzeye gidiyordu. Bakkal abi de Necla ablanın eşi Fuat abiydi. Manav da Selim amcaydı. Okulun öğretmenin babası olurdu kendisi. Severim onları. "Burada kalamam ben." Bunu diyen ablamdı. Abim kıvırcık saçlarının ardından Berfin ablama baktı. "Ne yapacağız abla?" Berfin abla, kararlı gözlerle bize baktı. Beni yeni fark etmiş gibi hızla yanına çağırdı. " Güllü gel yanıma! Ablası kurban olsun."
Hemen kollarının arasına girdim. Ablam saçlarımı kokladı. Severdi saçımn kokusunu. Annem kokardı. Gül gibi. Ben kokumu fark edemesem bile ailem öyle derdi. Annem de gül bahçesi gibi kokardı. " Bugün bu evden gidiyoruz." Bende gül bahçesinden koparılmış bir güldüm. Dikenlere sebep olan hayatımda acıyı tek tatmak isteyen annemdi. Abim şaşkın ve meraklı sözler ile ağzını açtı. "Nereye gideriz abla? Para yok, kalacak yer yok. Güllü hasta." evet, ben hastaydım. Astımım vardı.
"İstanbul da bir arkadaşım var. Birkaç güne bize kalacak yer ayarlar. Bende o sıra da otobüs biletlerimizi alırım." Necla abla konuşmanın içine bodoslama girdi. Hep yapardı bunu. Gülümsetti beni. " Kız otobüs biletleri bizden. Siz bana can yoldaşımın emanetisiniz." Azad abim, mahcup bir şekilde parayı istemeyecek gibi oldu fakat Fuat abi onu omzuna koyduğu eli ile susturdu. Ablam canı yanmasına rağmen karnını tuttu ve Necla ablaya sarıldı. " Teşekkür ederim. Hakkın ödenmez." Necla abla ortamın biraz sakinleşmesini fırsat bilerek bana sataştı. "Güllü, saçların mı kısalmış kız senin."
Telaşa kapıldım ve omzunun biraz aşağısında olan kahve saçlarımı elime attım. "Abla, annem uzasın demişti. Gitmedi de mi?" Ortam yine annemin yarattığı yokluğun varlığı ile kasvetlendi. "Yok gülüm. Necla abla şaka yaptı." Necla abla, ellerine saçıma koydu. "Ben seninle takıldım." Rahatladım ve Azad abimin yanına geçtim. "Yine güzelim Azad abi." Benim neşeli sesim bakkalda bulunan kişilere de uğraşmış ve enerji vermişti. Hep gülmeliyim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞ İZLERİN GELECEĞİ: ANILAR İLE YAŞAMAK
RomanceBir doğu hikayesidir fakat aşktan daha mühim konular vardır. Geçmişin bıraktığı miraslar... Bu mirasın iki koruyucu meleği olacak Güllü ve Alpay "Orta da kalmak mı kötüdür yoksa bir yere kendini ait edebilmeye çalışmak mı zordur? Belkilerin arkasın...