Öpüşmenin tam ortasında kapı çaldığında geriye çekilip hafifçe gözlerimi kıstım. "Birini mi bekliyordun?"
"Hamburger sipariş etmiştim." dedi öpüşürken dağıttığı saçlarımı geriye doğru itelerken, sonra eğilip alnıma büyük bir öpücük bıraktı. "Beklediğimden erken getirdiler. Hamburger seversin değil mi?"
"Elbette." diyerek kafamı salladığımda geriye çekildi ve onunla beraber ben de aşağıya indim. O kapıya yöneldi, ben de yemek masasına. Kitapları ve bilgisayarı düzgünce üst üste koyup kenara çektim. Profesör de elindeki mis gibi kokan büyük karton kutu ile yanıma geldi. "Hangi sosları daha çok seviyorsun bilemedim, bundan dolayı hepsinden aldım." derken başka bir kutuya konulmuş sosları çıkarttı. "Ve ekstra patates kızartması."
Soslara baktım, otuzdan fazla sos vardı. Hafifçe gülerek gözlerimi profesöre çevirdim. "Bu kadarına gerek yoktu... Bence."
"Tatlarına bakarız." diyerek bana doğru eğildi ve dudağıma bir öpücük bıraktı. Elinde olsa dudaklarını dudaklarımdan hiç ayırmaz gibiydi. "Bir de film açalım mı?"
"Harika olur." Etrafıma bakındım, televizyon yoktu. "Sinema odan mı var?"
"Sayılır." dedi kutunun bir tanesini benim kucağıma bırakırken. Sonra diğerini de kendisi alıp boş duvarın karşısındaki sehpanın üzerine koydu ve duvarı gösterdi. "Duvara yansıtacağız." Yanda duran komodinin çekmecesinden küçük bir kumanda çıkardı ve yeşil düğmeye bastı. Ekrana batmakta olan güneşten ötürü fazla görünmeyen bir görüntü düştü.
"Sınıfta bunu öğrencilerine açtırıyorsun." diyerek duvarı gösterdim.
Güldü ve pencereye doğru adımlamaya başladı. "Onun havası ayrı oluyor çünkü." Siyah fon perdeleri çektiğinde içerisi kapkaranlık olmuştu. Bu sayede de duvardaki görüntü netleşti. Sanki bir sinema havası vardı. Tekrardan yanıma gelip oturdu ve kutuları açıp patates kızartmaları ile hamburgerleri çıkardı. "Korku filmi açıyorum. Bir sorun olur mu?"
"Olmaz." dedim sosları da ben açarken. Göz ucuyla şöyle bir baktığımda 'Korku kapanı' filmi açtığını gördüm. Bu seriyi biliyordum. Korku da vardı ama daha çok gerilimdi ve bolca mide bulandıcı sahne. Yine de ses etmeden izlemeye başladım. O öldürme ve parçalama sahneleri gelmeden bir an önce hamburgerimi bitirmek istiyordum.
O da benim gibi düşünüyor olmalıydı ki hamburgerini patatesten önce yemişti. Uzanıp bir peçete aldım ve bir tanesi kendi dizlerimin üzerine diğerini de onun dizinin üzerine koyup başımı onun omuzuna yasladım. O da kolunu benim vücuduma sarıp beni kendisine daha fazla bastırdı.
"Bu iğrençti." dedim patatesimi sosa bandırırken. Kız beyaz saçlı adama orta parmak çektiği için adam baltayla kızın parmağını koparmıştı. Ve diğer sahnede de kurdukları tuzakla çocukların başları gövdelerinden kopmuştu.
"Katılıyorum." dedi kolasından içerken. "Eğer miden bulanıyorsa daha farklı bir şey açalım."
"Sorun değil." diyerek elimdeki patatesi onun dudaklarına götürdüm. Patatesi dudaklarını arasına alıp yemeye başladı. Dışarıdan bizi gören birin sanki 1-2 yıldır ilişkimiz var sanardı fakat henüz bir gün bile dolmamıştı.
Bu kadar hızlı gitmemiz acaba ileride birbirimizden sıkılmamıza neden olur muydu?
Temiz elini saçlarıma sokup okşamaya başladığında karamsar düşünceleri iteledim geriye. Şu an sadece bu anın tadını çıkarmak istiyordum. Zaten henüz aşk gibi duygular bile baskın değilken aramızda, bunu bu kadar erken düşünmek saçma oluyordu. İleriye attım, ileride düşünceğim bir sorundu. Ne de olsa zaman her şeyi bize gösterecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
profesör , GAY
Roman pour Adolescents"Demek öve öve biteremediğin yeni gelen profesör bu." gülümseyerek elinde bir fincan kahvesiyle kampüste dolaşıyordu, arada bir yanına gelen öğrencileri onu durduruyor o da onları hiç bozmadan sorularına cevap veriyordu, "Bir hafta verin bana, bir h...