3. Bölüm

147 21 6
                                    


_______
Yazar anlatımı

"K-kimsin sen..?"

"Asıl sen kimsin? Benim olan parayı alıp gidicem. İşi uzatma"

"Ne parası ne diyosun??"

"Seo-yeon nerde?"

"NE BİLEYİM BEN O KADINI 4 SENEDİR GÖRMÜYORUM"

"BEN DE PARAMI 5 SENEDİR BEKLİYORUM"

Jisung silahı adama doğrulttu ve bir adım attı

"Çık git evimden yoksa çok kötü olur"

"Ne yani vuracak mısın?"

Jisung böyle bir şey yapmazdı. Daha doğrusu yapamazdı. Sadece korkutmak istiyordu.

"Ne yapıcam gibi duruyor sence??"

"Bak sadece şu lanet parayı istiyorum tamam mı o kadın beni bekletip durdu ve bu hiç iyi olmaz onun için"

"O kadınla konuşmuyorum ve burası onun değil benim evim"

"Kimsin ki lan sen??"

"Han jisung"

"Soy adlarınız aynı"

"LANET OLSUN ÇÜNKÜ O BENİM ANNEM"

Jisung sikahı biraz daha sıkıp biraz daha adama yaklaştı. Bir adım daha atsa karşılıklı olacaklardı.

"Annen mi?"

"Evet ve ben onla görüşmüyorum. Şimdi lütfen kötü bi şey olmadan git."

"Üzgünüm ama sen de geliyorsun"

"BEN NEREYE GELİCEM SANA SÖYLEDİM DİMİ O KADINLA GÖRÜŞMÜYORUM-"

Jisung ağzına konan bi bez parçasıyla anlık duraksama yaşadı ve gözleri yavaş yavaş kapanmaya başladı..

___________
Jisung'tan

Çok büyük bi baş ağrısı.. nerdeyim ben lanet olsun burası iğrenç kokuyor.. biri bağırıyor mu? Kulaklarım çınlıyor. Sadece evde olmak istiyorum. Her yerim ağrıyor..

"Heeey sana diyorum!"

"Noluyo..?"

"Sonunda seni uykucu"

"Uykucu falan değilim ben sadece yorgunum!"

Bir dakika kimle konuşuyorum ki ben?

"Bir daha bana bağırmasan iyi edersin"

Boğazımda hissettiğim metal şey.. hassiktir adam boğazıma bıçak dayıyor. Lan Jisung sus oğlum suss

"Hyunjin abartma"

Hyunjin kim OFFF neredeyim ben?!

"Siz kimsiniz neredeyim ben??"

"Ow doğru sana adımı söylemeyi unuttum"

Bu mutfaktaki adam

"Ben Lee Minho. Bu adı aklından çıkarma sakın"

Ne saçmalıyor bu ?? Ben senin lanet adını nerde kullanabilirim ki ??

"Tanıştığıma memnun oldum han jisung"

"Eeee gözlerimi açabilir misiniz?"

Gözlerimi açtıklarında gelen ışık ile yüzümü buruşturdum . Karşımda iki tane adam durmuş bana bakıyordu. Cidden tüm kötü adamlar ya da her neyse bu kadar yakışıklı olmak zorunda mıydı? Sağımdaki Hyunjin denen adam bi model olabilecek kadar güzel bi yüze sahipti. Ten rengi ve dudakları büyüleyici duruyordu. Gözleri de bi o kadar güzeldi. Diğer adam ise... OHA nasıl ilk gördüğüm an aşık olmadım bilmiyorum. Bu adam aşırı iyiydi. Kızıl saçlarıyla dolgun dudakları aynı rengi taşıyordu. Suratı pürüzsüz ve çok güzeldi. Esmer gibiydi ama tam değildi ve suratı kadar fiziği de iyiydi.

"Bizi izlemen bittiyse konuya gelelim mi?"

Anlık algım gittiği için bi an duraksadım ve her şey beynime dolunca bi anda korku tüm bedenimi ele geçirdi. Bu adamlar (bu manken kadar yakışıklı adamlar) beni kaçırmıştı!! Acaba buna sevinmeli miydim yoksa üzülmeli mi..?

"Ne konusu ben sizden para falan almadım"

"Bu bize parayı ödemeyeceğin anlamına gelmez"

Jisungun aklına felix'in dedikleri geldi. Ve bi anlık "işte şimdi sıçtım" dedi içinden.

"Yani annem seo-yeon ölmüş mü..?"

"Hmhm"

Karşımdaki adam çok umursamaz bi şekilde cevap verdiğinde tekrar korkmalı mıyım yoksa tam tersi mi diye düşündüm. Aşırı umursamaz duruyordu. Ama yanımdaki adam tam tersiydi. Sanki en ufak bi şeyde silahı çekip vuracak gibi bi havası vardı.

"Ben...ne yapabilirim?"

"Yani...ödenecek tutar az değil."

İşte şimdi gerçekten sıçmıştım. O kadından nefret ediyordum. Hem de en saf nefretle ediyordum. Hayatım boyunca bana bi kere bile faydası olmamıştı. Şimdi de şöyle bi düşünmem lazımdı en azından ev kira değildi, satın almıştım, ama bir sürü fatura masrafı vardı. Ve aynı zamanda part-time işten çok bi para elde edemiyordum. Gelenlerde hızlı bi şekilde gidiyordu..

"Ben ödeyemem cidden neredeyse kendime yetecek bile param yok. Tek bi işim bile yok. Sadece part-time çalışıyorum. Lütfen bi kerelik affedin. Annemi hiç bi zaman sevmedim ve onla hiç bir alakam yok lütfen...lütfen yalvarırım-"

"Kes sesini artık!"

Anlık bağırmasıyla oturduğum yerde başımı eğdim ve göz yaşlarımın boşalmasına müsaade ettim. Yanaklarım ıslanırken hıçkırmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Bi daha sakın bana yalvarma"

Karşısında neredeyse beni daha doğrusu annemi affetmesi için diz çökeceğim adam bunu söyleyince biraz garipsedim ve sadece ne yapıcam ben diye düşünmeye başladım çünkü lanet kadın başıma her türlü derdi getirmekten öldüğünde bile bıkmamıştı.

"Elimden başka bi şey gelmiyor.."

Sonunda hıçkırmaya başladığımda sağımdaki adam "uğraşamicam" diyip kalkmıştı ama karşımdaki sanırım hala orda duruyordu.

"Senle bi anlaşma yapalım küçük çocuk"

Çenemi tuttu ve kaldırdı. Eliyle kafamı hareket ettirip suratımı süzdükten sonra konuşmaya devam etti

"Ya parayı öde ya da sana bi kaç gün sonra söyleyeceğim anlaşmayı kabul et"

__________

Bölümler biraz kısa ama ilk ficim olduğu için bazen ne yazacağımı bilmiyorum 🤷‍♀️

Kimsin sen? // MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin