𝟏𝟖 -𝐁𝐨𝐲𝐧𝐮𝐳𝐥𝐮 𝐊𝐞𝐜𝐢-

422 34 23
                                    

Hepinize tekrar merhaba Final yaklaştı bi daha ki bölüm final YEY

DİKKAT; İlk defa bi bölümü ağlayarak yazdım. :')

O yüzden bu bölümü buraya kadar gelen tüm okurlara, hayalet okurlara ithaf ediyorum. <3
____________________

Kafamda hissettiğim namlunun ucuyla anılarım tekrar depreşmişti neredeyse. Kafamı kaldırdığım gibi saçını beyaza boyatmış bi adam gördüm. Yüzünde maskesinin olmasına rağmen gözlerinde ki öldürme tutkusu dışarı fırlayacak kadar belliydi.

Ellerimi arkadan kelepçelerken bi şey yapamadım. Beni bu durumda öldürmezdi ama yaralayabilirdi. Kafamı koca eliyle kahvaltı masasına sabitledi ve ipi sıktığından iyice emin oldu.

"Hadi." dedi bozuk türkçesiyle. Ayak uydurdum ona. Kapının girişinde Oshan'ı gördüm. Bayılmışmıydı yoksa vurulmuşmuydu? "Ney yaptınız ona?"

"Öbür tarafa gidip geldi." Dedi kapının girişinde ki adam. Bunu çok büyük bi hazla söylemişti.

Kolumu tutan adam başımı diğer eliyle öne eğdirdi ve "Yürü." Diye emir verdi.

Onlar beni tuzağın içine düşündüklerini sanıyorlardı. Ve ben hayelleri yıkılmasın diye bi süre daha bu oyuna devam edecektim.

Merdivenlerden aşağıya inerken özellikle gece vakti böyle evi basmayı planlamalarını anlamak için aptal olmaya gerek yoktu. Bedenimi, itilip kakılmaktan görebildiğim kadar, beyaz sıradan bi külüstür arabanın içine çuval gibi attılar.

Yanıma beyaz saçlı adam otururken bana baktı. "Güzel malmış." Dedi Elleriyle gözüme gelen saçlarımı iteklerken. Sonra sağ elinde ki göz bandını gözlerime taktı.

Arabanın sürücü koltuğuna yerleşen adamı hissettim "Çipi böyle güzel bi bedenin içine yerleştirmek aptallık." İğrenç sesi tüm arabanın içinde yankı yaptı neredeyse.

"Senin çürümüş bedenine mi yerleştirselerdi ihtiyar moruk." Karnıma yediğim dirsekle iki büklüm oldum oturduğum koltukta.

"Sevgili babaların sana büyüklerinle nasıl konuşacağını öğretmedi mi?"

"Babalarınmış. Onlar da senin gibi beyinsiz olduğundan çocuk yetiştirmekten ne anlasınlar."

Tekrar dirsek yiyeceğimi hissedip erken bi tavırla ben dirseğimi o kişinin yüzüne hedef aldım ama son anda ki hamlesiyle anlaşılan omzuna gelmişti.

"Yerinde rahat da durmuyor." Ağzımı da kapatmaya çalıştı.

En sonunda ağzımı bağlayınca bi kaç saniye direndim ve kendimi teslim ettim.

"Şöyle uslu dur." Araba çalışmaya başlarken tümsek yollar beni neredeyse cama yapıştırıyordu.

İki el omzumu tuttu ve sabit kalmamı sağladı. "Sürekli bana çarpmandan bıktım."

Aman ben çok meraklıyım.

Yaklaşık saatlerce uzun gelen yol sonunda bitmişti. Arabadan inmeden önce beyaz saçlı adam önce gözlerimi açtı daha sonra ağzımı. Arabadan çıkmam için iteklemeye başladı.

Ayakların çakıl taşlarına batınca etrafa baktım. Yıkık dökük bi binanın önündeydik. "Bu kadar fakir misiniz?"

"Senin sayende zengin olunca seni evimde ağırlamak isterim."

"Çok aptalsınız."

Benim gibi o da güldü. "Hadi gir içeri."

Binaya doğru yürümeye başladık bu sefer. İçeri girince bodrum katına, aşağı merdivenlere indik.

Yakamoz GüzelimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin