Ls:Çok üzgünüm fakat öyle bir isteğim yok
Rs:Öyle mi dersin? Kim hayranı olduğu birisiyle bir yolculuğu istemez ki?
Aslında bunu bana birkaç gün önce deseler hemen kabul ederdim fakat... Nereden bilebilirdim ki bunun gerçekleşeceğini, gerçekte daha da tuhafmış
Ls:Aslında-
Rs:İstersin evet biliyorum. Önce senin için alışveriş yapmaya ne dersin? Ya da gidince mi yapsak? Sana şimdilik kendi kıyafetlerimden vereceğim
Bir anda oturduğu yerden kalkmış, ve odaya gitmişti. Geldiğinde ise elinde bir kazakla eşofman vardı.
Rs:Al, giy bunları
Kıyafetleri bir anda bana atmıştı, ve koltuğa geri oturmuştu. Ben ise bir şey demeden odaya gidip kıyafetleri giydim
Ls:Ah, kıyafetleri gerçekten çok güzel kokuyor...
Rs:Oldu mu?
Rosé'nin sesini duyar duymaz panikle arkamı dönmüştüm ve ister istemez kekeleyerek konuşmuştum
Ls:Sen.. Ne kadar süredir oradasın?
Rs:Giyinmeye başladığından beri
Ls:Ne? Şakadır umarım
O an işte gerçekten utanmıştım
Rs:Utanmana gerek yok, aynısı ben-
Bu sefer daha da utanmıştım ve hızlıca odadan çıkıp banyoya koşmuş ve kapıyı kilitlemiştim
Ls:Aptal Lisa! Ne diye kapıyı kapatmıyorsun sen!
Sanki olayı unutmasını beklermiş gibi bir süre banyoda kalmıştım. Ardından çıkmıştım fakat kafam eğikti. Çünkü ona bakarsam tekrar utanacağımı biliyordum.
Banyodan çıktıktan sonra tüm odalara bakmıştım. Fakat Rosé yoktu. Bu sebeple bende bi rahatlamıştım ve koltuğa yayılarak oturmuştum.
Ls:Sakin Lisa. O burada değil ayrıca utanılacak bir şey yok
Sadece kendimi kandırdığımın farkındaydım. Bir süre gözlerimi tavana diktim ardından bi kapı açılma sesiyle bakışlarımı gelen kişiye yani Rosé'ye çevirdim.
Rs:Gidiyoruz, sadece telefonunu alsan yeter kıyafet işini zaten biliyorsun
Ls:Peki
Rosé'nin dediği gibi yatak odasına gidip sadece telefonumu aldım. Ardından o da yanıma gelip bana bir mont uzattı
Rs:Bunu giy, dışarısı epey soğuk
Gülümseyerek elinden montu aldım ve üstüme geçirdim
Rs:Hadi gidelim
Rosé yürümeye başladığında arkasından bende yürümeye başladım. Otelden çıkıp aşağı indiğimizde adımlarımızı hızlandırarak arabaya binmiştik.
Havaalanına vardığımızda Rosé arabadan inmeden konuştu.
Rs:Al başına belayı. Fanlar başımıza toplanacak
Ls:Ben ne olacağım?
Rs:Hiçbir şey olmayacak. Sadece yanımda yürü
Ls:Peki
Rosé arabadan inmeden önce beklenmedik bir anda elimi tuttu. Bunu gerçekten beklemiyordum. Ben Rosé'ye şaşkınlıkla bakarken beni aldırmıyordu bile.
Arabadan indiğimizde birçok yerden flaş patlamaya başlamıştı. Bu yüzden kafamı kaldıramıyordum. Fanların çığlıkları, bağırışmaları, ve küfürleri. Hepsi kulağımı dolduruyordu ve sanırım küfürlerin sebebi bendim.
Fakat Rosé bunlara aldırmadan insanların arasından hızlıca geçmişti. Korumalar ise fanları engelliyordu zaten. En sonunda fanlardan kurtulmuştuk. Fakat benim pasaportum yoktu ya o ne olacaktı?
Ls:Şey.. benim pasaportum yok
Rs:Artık var
Ben yine Rosé'ye şaşkınlıkla bakarken Rosé yine umursamadı ve görevliye pasaportları verdi.
~~~~~~~~~~~
Her şey halledilmişti. Artık uçağa binecektik ve ben oldukça heyecanlıydım. Hayatımda ilk defa uçağa binecektim.
Rs:Fransa'ya gidiyoruz. Sormanı bekledim fakat sormadın.
Ls:Oraya ne için gidiyoruz?
Rs:Hiç öylesine. Eyfel kulesini hiç gördün mü?
Ls:Hayır tabikide bence bunu sormadan da anlayabilirsin
Rs:Tahmin ettiğim gibi. Hem eyfel kulesini görmen için bir fırsat olur işte ne güzel
Ls:Evet ama-
Rosé beni bir anda çekince cümlem yarıda kesilmişti. Uçağa doğru yürüken ise neden çektiğini anlamıştım. Biz uçağa binip yerlerimize geçene kadar ise uzun süre bir sessizlik olmuştu.
Tiktoktan gelen kişiler ya da bu fic e rastlayıp okuyan kişiler, büyük ihtimal benden beklentiniz yüksekti ve ben sanırım bunu batırdım. Daha yeni yeni fic yazmaya başladığım için gerçekten kötü olduğunu düşünüyorum bu yüzden hepinizden özür dilerimmm♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Otel Odası | CHAELİSA |
RomansaRosé, dünyanın en ünlü şarkıcılarından biriydi. Lisa ise en büyük hayranı. Rosé tarafından sadece fark edilmek isteyen Lisa, fark edilmekle kalmayıp Rosé'nin dikkatini çekmeyi de başarmıştı...