Gök kubbe kızıllaşırken kırılmış bir kemanın cızırtılı sesleri bile romantik gelirmiş kulağa
Belki de bu yüzdendir o ilk öpücüğün üzerimdeki etkisi
Ve gün gelince düşer ya güneş gökyüzünden
Zaman durunca duyular en güzel kahkahalar
Yüzündeki çiller gibi sarar ortalığı ağaçlar, çiçekler, böcekler
Doğa yeminlidir insanlığa
Son gelir en sessiz gürültü ile bu topraklaraAşk ve nefretin harmanlandığı bir savaşta paramparça olmuş bir cesede çevirdin beni
Dikerken uzuvlarımı tek tek öptün gözyaşlarımı
Ve ben yeniden doğdum binlerce yıl boyunca
Bu şehirin sokakları bir daha özlemedi beni çünkü ben yaşadım yıllar yüzyıllar boyu dudaklarının bahşettiği yaşamı.Kırılmış mıdır bir zamanlar ritmiyle dans ettiğimiz o saatler
Durmuş mudur zaman tam o arada biz dans ederken
Sonsuzluğa bahşedilmiştir senin o zarifliğin, saklanmıştır açılmayacak olan kutulara
Gören bir daha görmek için kıymasın diye canaKırılmış şamdanları ezen her bir adımında bu yıkık kilisenin tahtaları gıcırdıyor
Yeminlerimizi ederken bir kuzgun şahitlik etti bizim çığlık ve inlemelerimize
Kapattı Tanrı çocuklarının gözünü ama durdurmadı bizi
Bilirdi birbirimize muhtaç tenlerimizi belki o yüzdendir almadı bizi ne cennetine ne de cehennemine ve bize sonsuz dünya yaşamanı bahşettiGeçti aylar, yıllar, çağlar ve ömürler ama değişmedi bizim birbirimize olan o şehvet ve tutkumuz
Bugün, yarın ve sonsuza kadar bedenimin üzerindeki bedenine muhtacım güzel meleğim
Günahlarımın meleği, Azrail'im ve belki de benden en çok nefret edenim
Söylesene bugün de mi en çok beni sevdin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk, Ölüm ve Yaşam Üstüne [Şiirlerim]
PoezjaÖlüme yürüyen adımlarımda arkamda bıraktığım her izde ayrı bir duygu ayrı bir hikâye varken bunu anlatacak kelimeler bulmaya çalışıyorum. Bazen şiirlerimin anlam karmaşasında boğuluyor bazense tekrar tekrar okuyup o delirmiş duyguya dönmeye çalışıyo...