Yeni bölüm geldi arkadaşlar. Umarım keyif alarak okursunuz çünkü ben keyif alarak yazdım. Ksksksk
Oy verip yorum yapmayı da onutmayın.
---
Ben seni sadece bu gününle değil, geçmişinle ve geleceğinle de sevmeye hazırım.
- Vevelya -
7. Bölüm : Gerçek Hikayeler
Güneş yavaş yavaş batıyordu. Ufukları izlerken bu gün batımı gerçek bir sihir gibi gelebilirdi insana. O kadar muazzam ve o kadar göz alıcı...Bazı insanlar da bir gün batımına benzer aslında. Tepedeyken göremediğimiz insanı alçaklarda görmeye başlarız. Çünkü artık ışık saçsa bile o ışık etkisini yitirmiştir ve gözlere istese de zarar vermiyordur.
Kate ve Roberto bir ağacın altında oturmuş yeni yeni sohbete başlamışlardı. İlk önce ne konuşacaklarını bilemiyorlardı. Sonralar ise bir birileriyle sohbet ettikçe ne kadar ortak yanları olduklarını keşfermişlerdi. Bu da onları çok mutlu etmişti haliyle. Uzaktan bakınca bir birleri için yaratıldıklarını hissediyordu insan.
" Size İspanya'daki anılarımdan da bahsetmemi ister misiniz? " diyerek meraklı bir şekilde Kate'e döndü Roberto.
" Tabi. " dedi Kate hızlıca. " Çok isterim. " Sonra merakla Roberto'nun anlatacaklarını can kulağıyla dinlemeye başladı.
" İspanya küçük bir ülkedir ama muazzam bir yerdir. O dönem gittiğimde Domates Festivali denilen geleneksel bir festival düzenleniyordu. Çocuklarla gittik festivale. " Anlatırken yüzünde geçmişi anımsar silik bir gülümseme vardı. " Bir baktık herkes bir birine domates fırlatıyor. Neye uğradığımızı şaşırmıştık. Sonra birden bir domates fırlatıldı bizim tarafa. Herkes geri çekilirken bir tek Lucca kalmıştı bir şey anlamayan. Anladığındaysa ayrık çok geçti. Domates çoktan yüzünde patlamıştı. "
Kate son cümleleri hayal ederken kendini daha fazla tutamayacağının farkındaydı. Bu yüzden gür bir kahkahaya boğuldu. Roberto da onunla birlikte kahkahalar atmaya başladı. İkisi birlikte o kadar çok eğleniyorlardı ki...
" Sonra da bir amca elinde dimateslerle geldi ve Lucca'ya dedi ki, " diye gülerek anlatmaya devam etti. " ¡Coge los tomates, hombre! Necesitará. "
" İspanyolca mı biliyorsun? Ne demek peki bu? "
" Evet. Orada kaldığım zamanlar az bir şey öğrenmiştim. Şu demek : Domatesleri al, dostum! İhtiyacın olacak. "
" Ee sonra ne olmuş peki? " diye Kate merakla sorunca Roberto vakit kaybetmeden anlatmaya başlamış. " Sonra da Lucca amcanın uzattığı domatesleri eline aldığı gibi ona domates fırlatan adamın üstüne fırlatmaya başladı. Bir görseniz saatlerce onun arkasından koşup doğduğuna pişman etti onu. "
" Hayal edebiliyorum. " diyerek tekrardan gülmeye başladı kadın.
Kumsalda kahkaha sesleri yükseldi. Öyle güzeldi ki kahkahaları insanın dinledikçe dinleyesi geliyordu bu sesleri. Sonra sesler yavaş yavaş yok olmaya başladı. Artık kahkahaları durmuştu. Konuşmayı da kesmişlerdi. Fakat içlerinde öyle bir merak vardı ki, içlerinde tutmaları imkansızdı. Merak ettikleri şeyse şuydu.
Geçmiş.
Bir birlerini geçmişi.
Daha derinlikleri...
Acaba nasıldı geçmişleri. Güzel miydi? Özlem hissi duyacak kadar güzel miydi geçmişleri? Yoksa bir daha o günleri hatırlamak istemeyecek kadar berbat mıydı? Ama geçmiş bazen en mutluluk verdiği anda en acıyı yaşatabilirdi bir insana. Bu yüzden hem geri dönmek istediğimiz anlar olur hem de geçmesini istemediğimiz zamanlar.
" Geride bıraktıklarını özlüyor musun? " dedi Kate Roberto'ya bakarak. Merak etmişti ve bir anda çıkıvermişti ağzından. " Aileni yani. Ya da ailen dediklerini. " Sonra gözleri denizi buldu. Hırçın dalgalarını kıyıya vuran denizi.
" Hayır, özlemiyorum. Böyle çok daha mutluyum. " diye kısık bir sesle cevap verdi Roberto. Gözlerine bir hüzün çökmüştü. Ama bunu dışarıya belli etmek istemiyordu. Kate kaşlarını çatarak ona döndü.
" Neden peki? " dedi yüzüne bakarak. Roberto da yüzünü Kate'e çevirdi. Ve o an gözleri bir birine deydi. Kate'in kalbi hızlanırken Roberto konuşmaya başladı.
" Çocukken olsa bir saat bile ayrı kalamazdım onlardan. " acı dolu bir gülüş geldi ardından titrek sesiyle birlikte. Sonra yine konuştu. " Ne aptalmışım. Meğersem çocuk olduğum için bazı gerçekleri idrak edemiyormuşum. Büyüdükçe anladım, büyüdükçe keşfettim. Onlar aslında sevilesi insanlar değilmiş. Bu yüzden sevmemeye çalıştım onları. Özlemiyorum da artık... "
Acı dolu bir gülümseme yerleştiren Kate'in yüzüne konuşmaya başladı. " Çocukken herkes aptal olur. Sevdiklerine karşı gözü kör, kulağı sağır. Büyüdükçe gözlerin açılır ve daha iyi duymaya başlarsın. " durdu. Kendine biraz zaman tanıdı ve ardında. Yine konuşmasına devam etti. Fakat bu sefer sesi daha yavaş ve titrek çıkıyordu. " Ama en azından sen sevmemeği başarmışsın. Ben ne kadar uğraşırsam uğraşayım olmuyor. Ne kadar kızsam da, yine seviyorum. "
" Niye kızgınsın. " Kırgın bakışlarla Roberto'nun yüzüne bakarak cevap verdi bu soruya.
" Annemle babam çok aşıktı bir birlerine. Aşkın çocuğuyum ben, bununla gurur duyuyorum. Fakat... " tekrar durdu. Boğazında bir düğüm oluştu sanki, konuşmaya izin vermedi o düğüm. "... Babam ben sekiz yaşındayken amansız bir hastalığa yakalandı. Haftalarca şehir şehir dolaştık lakin bir işe yaramadı. Babam hastalık yüzünden öldü. Dedem ise annemi kocasının yasını bile tutmasına izin vermeden bir başkasıyla evlendirdi. Yasını bile tutmasına izin vermeden... "
" Ah, çok üzüldüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. " Kate'in gözünden bir damla yaş süzüldü yanağına. Fakat hemencecik o yaşı elinin tersiyle sildi. Acının verdiği hüzünle tekrardan konuşmaya başladı.
" Kaçabilirdik biliyor musun? Kaçabilir, uzaklara gidebilirdik. Babamın yasını tutabilir ve kendi başımıza yaşayabilirdik. Ama annem kendine biçilmiş bu hayata boyun eğdi ve o adamla evlendi. Bana neler neler yaptı o adam. Ama hiç birinde annemin sesi bile çıkmadı. " Gözyaşları damlıyordu gözlerinden. Bir gözyaşı... İki gözyaşı... Üç gözyaşı.
Ellerinin tersiyle gözyaşlarını silerken onun önünde ağladığı için kendini mahçub hissediyordu. Sonra omzunda bir el hissetti. Ardından bedeni bir beden tarafından sarıldı.
" Hayatım boyunca, " diye konuşmaya başladı Roberto. " hiçbir gözyaşı canımı bu kadar yakmamıştı. Ağlama, çünkü senin gözünden her damla düştüğünde benim kalbime bir bıçak saplanıyor. "
" Yaa? " dedi Kate hüzünlü bir şekilde. " Peki nasıl çıkarabilirim o bıçaklar kalbinden? " Roberto gülümsedi.
" Gülerek. " dedi. " Gülümseyerek. " Kate hızlı bir şekilde gözyaşlarını sildi ve başını kaldırarak Roberto'ya gülümsedi. Bedenleri bir birlerine sarılmış öylece kumsalın ortasında bir birlerine gülümsüyorlardı. Elleri bir bütün olmuş gibi birleşmişti.
Lakin bu durumu çok sonradan farketmiş olacaklar ki telaş içinde bir birilerinden ayrıldılar. Sonra birlikte ne kadar vakit geçirdiklerinin farkına vardılar. Gün çoktan batmıştı ve Kate eve dönmeliydi. Yoksa evdekiler şüphelenebilirdi.
Kate hızlı bir şekilde oturduğu yerden ayağa kalktı. Gitmesi gerekti. Yüzünü hemen Roberto'ya çevirdi.
" Gün batmış, benim gitmem gerek. " diyip eteğini kaldırdı ve sahilin çıkışına doğru koşmaya başladı.
" Ama... " Roberto kadının arkasından seslense bile artık geçti. Kadın gidiyordu. Arkasına bile bakmadan hızla koşarak uzaklaşıyordu oradan. Fakat içi rahattı kadının. Onunla doya doya sohbet ettiği için mutluydu. Genç adam da öyleydi. Kadının gidişini buruk bir gülümsemeyle izliyordu. O gün ikisi de bir birlerinin gerçekten kaderleri olduğunu anlamışlardı. Ve hikayelerine tekrardan kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bir birlerinin ruh ikizi, ortak kaderli iki genç bir gün karşılaşmışlar ve olanlar olmuş.
---
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle. Görüşmek üzere. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güçsüz Kadınlar ( KİTAP OLDU )
General FictionKate Powell 18 yaşında bir deniz seyyahı Roberto Clark'a aşık olan genç bir kızdır. Onunla olmak için ailesini bile reddetmeye hazır olan bu genç kız amacına ulaşabilecek miydi peki? Hayatının aşkıma kavuşabilecek miydi? --- " Kate, bayan Kate, bir...