Gözüme bir mağaza çarptı.
"Oyuncak mağazası!" Diye küçük bir çocuk gibi sevinçle el çırptım.
Zeynep'in de gözleri ışıldadı.
"Oyuncak dükkanı!"
Yağmur'a çevirdik bakışlarımızı başını hafifçe yukarı aşağı sallayınca Zeynep'le beraber mağazaya doğru koştuk.
Mağazanın her yerini dolandıktan sonra peluşlar bölümüne geldim.
Kafamı yukarı kaldırdım ve kocaman bir oyuncak ayı gördüm bakışlarım ona kitlendikten sonra Yağmur:"Sanırım o ayıcığı istiyorsun?"dedi.
"Evet istiyorum."dedim.
"Tamam o zaman alalım."
"Nasıl? O çok yüksekte!"
"Orasını bana bırak ve kasa da bekle."
Dediğini yaptım ve kasaya geldim. Kasaya benim iki katım bir ayıcık gelince Yağmur:
"O nu istediğine emin misin daha küçük bir tane ister misin?""Hayır bunu istiyorum!"
Yağmur'un yanına gelince küçük bir çocuktan farksız oluyorum ama nedenini kimse bilmiyor...
"Tamam o zaman hadi alalım."
Ayıcığımın parasını kartımdan çektik."Hayırlı olsun aşkım."
"Sağol Yağmur'um," Dedim ve iki katım olan ayıyı taşımaya çalıştım.
"Zeynep!" Diye seslendim ve anında yanıma geldi.
"Vay canına! Harika!" Diyerek şaşkınca bakıyordu.
"Taşımama yardım et..." dedim gücüm yavaşça tükenirken.
Hemen yanıma geldi ve taşımama yardım etti.
Hayal'i de alıp çıkışa gittikten sonra erkeklerde gelmişti.
"Kızım siz bu ayıyı hangi akılla aldınız lan?!" Diye şaşırarak bakan Barış'a
"Bıdı bıdı yapma gelde taşımamıza yardım et kollarımız koptu!" Diye bağırdı Zeynep.
Barış hemen yardımımıza geldi ve Enver de yardıma geldi.
Ender ve Kayra oldukları yerden izlerken:
"Hadi durmayın yardım edin!" Diye kızan Yağmur sert bakışlarla onlara bakıyorlardı.
Tabi Yağmur ve Hayal rahattı onlar ellerini bile sürmemişlerdi biz taşırken.
Ender ve Kayra'da taşımaya gelince biz çekildik ve ağrıyan kollarımızı hareket ettirdik.
Ayıcığı ve aldığımız eşyaları arabaya koyduktan sonra tekrardan AVM'ye girdik.
"Evet şimdi ne yapıyoruz?"dedi, Ender.
"Ateşdrink'e gidiyoruz."dedi, Hayal.
"Harika! hadi gidelim. Burda bir tane var." dedi, Enver.
"Evet, o yüzden bu yeri seçtim." dedi, Hayal.
"Neden her şeyin adı ateş?" diye sordum.
"Kimse bunu bilmiyor." dedi, Barış.
Yavaşça yürüyerek konuşuyorlardı bende yavaşça yürümeye başlamıştım. Cebimden telefonumu çıkartıp uğraşınca iyice yavaşlamıştım. Zeynep koluma girdi ve
"Of ya!" Dedi
"Noldu?"
"Kızım bir rahat dur be"
"Ne yaptım lan?" Diye sordum
Etrafına baktı ve sesini alçalttı,
"Kızım seni kimle yakıştırsam bir başkasına kayıyorsun lan!"
"Ulan benim elimde mi? Ben ne yapayım!"
"Seni birisi ile yakıştırıyorum hop! Başka birisi geliyor."
"Ben mi diyorum gelin diye!"
"Ne ara bu kadar erkekler hayranın oldu lan? Bana bak büyü felan mı yaptın?"
"Evet aynen canım sıkıldı ne yapsam ne yapsam dedim aşk büyüsü yapayım!"
"Cidden! Yağmur'un demesi gibi az yerinde dur da seni net birisi ile yakıştırayım be!"
"Sus! Salak salak konuşma."
"Bıdı bıdı yapma adam ol he!"
Dedi ve tam konuşucakken Barış:
"Kızlar?" Diyince konuşamadım ve ikimiz de sessizce Barış'a döndük.
"Buyur?" Diye sordum.
"Geldik." Dedi ve eliyle önünde kocaman Ateşdrink yazan yeri gösterdi.
Yanına doğru gittik. Barış tam ortamıza girerek kollarını omuzlarımıza attı ve
"Ne konuşuyordunuz öyle hararetli hararetli bakayım?"
"Seni konuşuyorduk Barış." Dedim dalga geçer gibi
"Kızlar biliyorum çok yakışıklıyım ama benden etkilenmeyin. Ben aşk adamı değilim güzellerim." Dedi ve ona bir tane vurmam onu güldürdü.
"Öyle deme Barış biz sana çok aşık olduk sen olmazsan biz ne yaparız??" Diye kendini acındırarak konuşan Zeynep gülmemize daha çok sebep olmuştu.
Üçümüz beraber konuşurken
"Geldik!" Diyen Hayal'in sesi o tarafa dönmemizi sağlamıştı.
Ender yanıma gelip. "Acısız" deyip. Bana aldığı içeceği uzattı.
Bir yudum aldım ve yoğun çikolata kıvamı ağzımda dolaştı.
"Dostum! Bunun tadı çok güzel!"
"Ender senin için seçti." Dedi Yağmur kendi içeceğini içerken.
Geldiğimiz yolu geri yürümeye başladık.
"Şimdi ki planımız ne?" Diye sordu Enver.
"Eğlence parkına gidicez. Ecenur'a burda ki eğlence aletlerini göstermemiz gerek." dedi, Zeynep.
Hepimizin yüzünde bir tebessüm oldu. Girişe varmamız fazla uzun sürmedi. Hiç birimiz konuşmuyorduk. Hepimiz içeceğimizin tadını çıkartıyorduk.
Girişteki otoparka geçip limuzine bindik. Ayıcığımı camın yanından çekip canım yanına oturdum. Zeynep'te ayıcığı çekip yanıma oturdu ve onun yanına da Yağmur.
"Sen yokken burada hiç eğlenemedim." Dedi Zeynep bana sarılarak.
"Evet, sürekli Ece diye sayıkladı." Diye Yağmur doğruladı.
"Anlatın bakalım sizin hikayeniz ne?" Diye sordum.
Yağmur anlatmaya başladı:
"Her zaman ki gibi bahçedeydim beni bilirsin.
Elimde de sıcak kahve vardı. Döküldü elimin üstünden buharlar çıkıyordu ama yanmamıştım. Oturdum ve düşünürken beyaz bir çember içinde Bilge Orhan geldi sizin şu sözde 'Bay Melih' yoktu. Sonra işte buraya geldim. Falan filan. Siz?"Sırada ki Zeynepti:
"Beni bilirsiniz evde işler falan vardı onları yapıyordum. Çayın altını çakmakla yakmaya çalışıyordum olmayınca sinirlendim bir anda elimden ateş çıkınca minik bir patlama oldu. Sonra Bilge Orhan gelip her şeyi düzeltti ve bende buraya geldim ama sensiz geçen her zamanım çok sıkıcıydı bu yüzden sık sık dünyayı ziyaret edip yanına geliyordum. Artık sende buradasın ya çok mutluyum!" Dedi ve beni öptü.
Bende kendi hikayemi anlattıktan sonra araba durdu ve gelmiş olduğumuzu anladık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak&Soğuk
Science FictionMerhabalar! bilim kurgu bir kitapla karşınızdayım. Umarım bu hikayemi seversiniz önceden yazmış olduğum bir hikaye ve neden bunu paylaşmayayım diye düşündüm! Ecnr- size iyi okumalar diler... <3