Sabah kalktığımda çok bitkidim. Yerimde gerindim.
Neden uykular bana etki etmiyor ya...
Lavaboya gidip, işlerimi hallettikten sonra geri döndüm ve kızlara baktım.
Yağmur uyanmış telefonu ile uğraşıyordu, Zeynepse hâlâ uyuyordu.
"Günaydın karı." Dedim gülümseyerek
"Günaydın bebiş."
Yatağımın yanına gittim.
Zıplayarak oturduğum için Zeynep hafifçe yukarı sıçradı. Geri düşünce küçük çığlığını atarak uyandı.
Beni görünce rahatça nefesini verdi.
"Deprem oluyor sandım geri zekâlı!"
"Ay ne korktun he." Dedim dalga geçerek, bir tane vurdu ama onun vuruşları benim için nafile.
Hazırlandık ve aşağıya indik, bahçe de büyük bir kahvaltı sofrası vardı.
Üçümüz için yan yana sandalyeler bırakılmıştı.
Oturduk ve kahvaltıya başlandı.Ağzımda ki lokmayı bitirip konuşmaya başladım:
"Dünya ya gitmek istiyorum." Herkes durup bama baktı.
"Ne?" Dedi, Zeynep. Kırgın bakışları vardı.
"Hayır, yanlış anladın ananemi görmek istiyorum o yüzden." Dedim ve rahatladıklarını hissettim.
Zeynep'in kırgın bakışları yok olmuştu.
Bilge Orhan:
"Tabii ki, eminim Melih Bey seni götürmekten mutluluk duyar." Dedi ve hepimizin bakışları Melih Bey'e kaydı.
Çenesi kasılmıştı. Yavaşça nefes alıp verdi ve
"Evet, götürmekten mutluluk duyarım." Dedi bıkkınca ama yüzüne sahte bir gülümseme vermeye çalıştı.
Bilge Orhan gözlerime bakınca bende Bay Melih'e teşekkür ettim.
Biraz zaman geçtikten sonra tekrar konuşmaya başladım.
"Peki önemli bir soruya gelelim ben nerde kalıcam illa ki birgün otelden beni kovucaklar." dedim.
"Hayır çünkü buranın sahibi benim. Ayrıca burası bir otel değil, burayı özel olarak inşa ettirdim. Özel öğrenciler için."dedi, Bay Melih.
Burada ki zenginimiz o oluyor sanırım.
"Yani bu ne demek oluyor?" Diye bir soru yönelttim.
"Siz benim özel öğrencilerimsiniz ve hepiniz burada kalacaksınız. Sizden başka bir grup daha var." dedi, Bay Melih."Umarım düşündüğüm şey değildir Melih Bey."dedi, Ender.
Melih Bey yüzüne kibirli gülümsemesini yerleştirdi ve Ender'in sorusunu cevapladı:
"Evet onlarla aynı yerde kalıcaksınız."
Ender'in çenesi yavaşça kasıldı ve masadan bir hışımla kalkıp uzaklaştı.
"Onları neden aynı yerde tutmaya çalışıyorsun Melih?" dedi, Bilge Orhan.
Melih Bey kendinden emin bir gülümseme ile,
"Orhan Bey lütfen bu kadar endişelenmeyin. Onlar birbirlerine alışmak zorundalar. İsteselerde istemeselerde."
"Bölüyorum ama bu diğer grup kim ve Ender kimi burda istemiyor?" Diye meraklı bir ses ile sordu Barış.
"Yakında öğreniceksiniz," Diye kısaca kestirip attı Melih Bey.
Bakışlarını bana çevirerek,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıcak&Soğuk
Ciencia FicciónMerhabalar! bilim kurgu bir kitapla karşınızdayım. Umarım bu hikayemi seversiniz önceden yazmış olduğum bir hikaye ve neden bunu paylaşmayayım diye düşündüm! Ecnr- size iyi okumalar diler... <3