*Ben nasıl hala keçileri kaçırmadım*

177 14 4
                                    

(Seungmin'den)

Artık çelik kapılardan nefret ediyorum ve tamamen karşıyım kullanımına.Hayır yani hangi akıllı insan otel deposunun kapısını çelikten yapar?Ama pardon burası otel değildi dimi peki biz ne yapacağız.Şimdi Changbin'i de gönderemiyoruz kapıyı kırsın diye bir de onun yamulmasıyla uğraşmamak için.Ben kendi kendime bu düşünceleri mırıldanırken Yeji'nin çığlığı ve ağlama sesi karanlık ve boş depoda yankılandı.Yerinden hareket edemeyen Lia "orada ne oluyor Yeji iyi misin?! Bir cevap verin" bağırmalarıyla Yeji'nin ani çığlığıyla yanına koşan arkadaşlarımın ıslak zeminde çıkardıkları adım sesleri , zifiri karanlık otel adı altında bir yerin deposu, açlık , susuzluk, seri katil yada onu gibi bir şeyle aynı ortamda bulunmak...Ben nasıl hala keçileri kaçırmadım onu düşünüyorum şuan bir dakika belkide ben aklımı kaçırmışımdır ama aklımı kaçırdığım için aklımı kaçırdığımı bilmiyorumdur.Kabul ediyorum aşırı saçmalamaya başladım ama hak verin bana yaşadığım şeyler normal değil yani benim şuan ki durumum gayet normal zaten burada ki en normal olan benim değil mi ?


(Yeji'den)

Giriş kapısı tek bir dokunmayla kopacak kadar ince bir tahtadan yapıp deponun kapısını neredeyse en güçlü çelikten yapmak ne kadar mantıklı olabilir diye düşünürken bu iğrenç kokan depoda ayağım bir şeye takıldı.Tutunmasaydım yere yapışacaktım tam ucuz atlattım yani . Telefonumun flashını demin takıldığım yere tuttuğumda gördüğüm şeyle ağzım bir karış açık çığlığı bastım ve ani korkumla telefonum yere düştü kırıldı bu bir . İkincisi ;

Lia: Arkadaşlar ne oluyor orada Yeji iyi misin ses ver !!

Yeji: Ces- ceset

(Jisung'dan)

Bakın olay tam olarak şu ; ben daha ne kadar kötü olabilir dedikçe işlerin daha da kötü olmaya başlaması.Arkadaşlar ceset var burada biz 13 kişi belki de bir seri katille aynı oteldeyiz bu da yetmiyormuş gibi karanlıkta tanımadığımız birinin cesedi ile aynı ortamdayız. Millet arkadaşlarıyla birlikte Bodrum'a Antalya'ya tatile gitsin biz arkadaşlarla cesetlerle falan depolarda dertleşelim .Hyunjin'in "Arkadaşlar bakın ceset" demesiyle hepimiz ona ' Sen nasıl bir manyaksın' bakışı atarken Minho'nun "Dikkat et de ceset arkadaşının yanına göndermeyim seni " cevabıyla hepimiz rahatlamıştık.En cesurlarımız Ryujin ve Changbin eğilip cesede bakacakken hemen dibindeki Yuna ve Lia'nın bahsettikleri tavşan maskesi ve üzerinde de bir not...


(Lia'dan)

Ben artık hiçbir şeye şaşırmıyorum biliyor musunuz?Şuan birileri bizimle çok fena oynuyordu  ceset var ya ceset arkadaşlar çıldıracağım ah bir de yerimden kalkabilsem...Bir şeyler oluyor şuan önümde herkes ağzı açık cesede bakıyor kimse sesini çıkarmıyor ve bu da beni daha çok gerip daha çok meraklandırıyordu en sonunda ani bir hareketle tek ayağım havada kalktım yerimden Minho da bu sırada kolumdan tutup yardım etmişti bana . Evet şuan çok net bir şekilde anlıyorum bu şaşkınlığın sebebini.Şimdi bu ceset bizim kafes tavşanının mı yani? Eğer öyleyse bizimle hala uğraşan kim??İkinci darbeye hazır olun bir de not vardı Ryujin hızlıca aldı notu ve yüksek sesle okumaya başladı.

"BU CESEDİN SAHİBİNİ MERAK EDİYORSANIZ , LİA'NIN CEBİNE BAKMANIZI ÖNERİRİM SİZİ İZLEMEK ÇOK EĞLENCELİ OLACAK :) "

Birden herkes bana döndü bende anında elimi cebime attım ve cebimde bir fotoğraf vardı arkasında da başka bir not.

Fotoğrafı bizimkilere gösterdim bunu tanıyor musunuz diyerek ve Felix birden konuşmaya başladı.

-"Kahretsin olamaz bu o olamaz "

Bunları söyledikten sonra cesedin yanına eğildi ve sağ koluna baktı .Kolunda bir bileklik vardı ve bilekliğin de üstünde bir yazı falan yazıyordu sanırım.Hızlıca bilekliği kolundan çıkardı ve telefonunun flahını açıp yazıyı okuduğu anda daha da kötü oldu yüzü. Yeji bilekliği elinden alıp üstünü okudu.

"İyi ki doğdun Ha joon"

Artık dayanamadım çünkü inanın bana şuan bir şeyler oluyor ve ben gram bir şey anlamadım.

-"Felix bize de anlatır mısın ne oluyor?"

Ve sonunda anlatmaya başladı.

-"Bu o bu resim bana bu oteli söyleyen o arkadaşımın resmi ve bu bilekliği doğum gününde ona ben vermiştim. O ölmüş..."

Yok artık ama bu kadarı yeminle benim bünyeme fazla gelmeye başladı.

Elimdeki fotoğrafın arkasını çevirdim ve okumaya başladım.

"Eğer bu cinayeti çözebilirseniz buradan çıkabileceksiniz sadece ipuçlarını takip edin ilk ipucunuz Minho'ya attığım taşta iyi şanslar çok eğleneceğim..."

Han: Biz neyiz pardon da bu adam bizi dedektif falan mı sanıyor ya oyun oynuyor resmen dediğini yapmayacağız değil mi?

Yuna: Dediklerini yapmazsak nasıl çıkacağız bu lanet yerden?

Changbin: Kendi yöntemlerimizle 

Jeongin: Kendi yöntemlerimiz derken ?

Chaeryeong: Oyununa katılmazsak buradan asla çıkamayacağız ve çürüyüp gideceğiz burada !

Lia: Hadi diyelim cinayeti çözdük bunları yapan eğleneceği kadar eğlendi ya bizi buradan çıkarmazsa ?

Hyunjin: Gruplara ayrılalım bir grup kendi yöntemlerini denesin diğer grup cinayeti çözsün tamam?

Chan: Hayır Hyunjin grup falan yok birbirimizden ayrılmayacağız hiçbirimiz ve bu cinayeti çözeceğiz o kadar başka çaremiz yok ! Minho taş nerede ?

Minho: Kapının oralarda olması lazımdı

Tartışmamız bitince olabildiğimiz kadar hızlı olarak bu cinayet meselesini çözmeye odaklandık hepimiz.Kapının girişindeki taşı aldım ve üzerinde çok minik bir kağıt vardı hemen açıp okudum;

"İlk ipucunuz: Bulunduğunuz yeri tanımadan hareket edemezsiniz ilk önce depoyu bi gezin  daha sonra bir  bakmışsınız bir kapı birde anahtar çıktıktan sonra 122 numaralı odaya beklerim sizi iyi şanslar..."


...........................................

Karıştırdım yine ortalığı umarım beğenirsiniz okuyorsanız oy ve yorum atmayı unutmayın ayrıca yeni kitabımız "The purge night" hesabımızda bulabilirsiniz okumayı unutmayın İnstagram hesabımızı da takip edip destek olabilirsiniz 

Yeni bölümde görüşelim seviliyorsunuzz





THE IDOL HOTEL | SKZ & ITZYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin