12 yıl önce - 2011
"18 yaşına girer girmez kıyarız nikahı biter." diyordu babam. Onlar evimizin bahçesindeki konuşurken ben de onları dinlemeye çalışıyordum. Yanımda da 9 yaşındaki kardeşim Arda vardı.
Yanlarında bir kadın ve bir adam vardı. Bir de oğulları tabii. Ben daha 12 yaşındayken ne evlenmesinden bahsediyorlardı ?
Doğduğumdan beri erkek arkadaşımın olmasına bile izin vermeyen ailem şimdi de beni reşit olduğum gibi evlendirmeye mi zorluyordu ?
Gözlerimin dolduğunu farkettim. Evlenmek istemiyordum ve evlenmeyecektim de. Odama koştum ve yorganın altına girip daha fazla ağlamaya başladım.
Ağlarken uyuyakalmıştım. Gözlerimi açtığımda annem başımda bekliyordu. "İnci , giy şu kıyafetleri aşağıda misafirlerimiz var"
Hala gitmemişler miydi ? Annem odamdan çıktığında annemin gösterdiği kıyafetleri giyip salona indim.Bir kaç saat önce babamın beni evlendirmek istediği çocuk ve ailesi karşımda duruyordu. Herkese tek tek anlamayan gözlerle baktım. Kimse bir şey demiyordu. Annem gözüyle benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim çocuğun yanına oturmamı işaret etti.
Gerçekten bu çocukla mı evlenecektim ? Yanına oturdum. O da bana bakmıyordu. Annemler gülüşüp sohbet ederken aklımdan o kadar çok şey geçiyordu ki hiç bir şey duyamıyordum.
Her düşündüğümde gözlerim doluyordu. Yaklaşık 1 saat sonra gittiler. Kimse konuşmuyordu. En sonunda sessizliği bozup "Ben evlenmek falan istemiyorum" diyebildim. "Sana evlenip evlenmemek istediğini soran olmadı zaten İnci Hanım" dedim babam. "Reşit olduğun gibi evlenip gidiceksin bu evden" babamı dinlerken daha fazla ağlamaya başladım.
Odama çıktım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ediyordum. Babamdan gerçekten nefret ediyordum.
O günden sonra Nicolo'nun ailesi evimize daha çok gelip gitmeye başladı. Tabii bizde onların evine gidiyorduk. Ama konuştukları konu hep aynıydı. Evlilik.
6 yıl önce - 2017
O lanet gün gelmişti işte. Evleneceğimiz gün. Allahtan düğün olmayacaktı. Sadece nikah kıydırıp bitirecektik. Nikah İtalya'da olacaktı ama evimiz İstanbuldaydı. Nicolo'yla tanıştığımızdan beri hiç konuşmamıştık bile. Sadece ailemiz zoruyla aynı ortamlardaydık. Ama gün geçtikçe daha da yakışıklı oluyordu.
Sonunda bitmişti. Ailelerimizin yıllardır beklediği o an gerçekleşmişti. İmzalar atılmıştı. Uçakla Türkiye'ye geri döndük. Evi ilk defa görüyordum. Bizim için alınmıştı.
"Çıkıyorum ben geç gelirim bekleme beni" diyip kapıya yöneldi Nicolo. "Nereye" diye sordum. Yüzüme anlamamış gibi baktı ve sadece "Sana ne?" diyip çıktı evden. Tanıştığımızdan beri sesini duyduğum nadir anlardandı.
Şimdiden Arda'yı bile çok özlemiştim. Benimle İstanbul'a gelmesine izin vermemişlerdi. Nicolo yokken evi incelemeye başladım. Çocuk odası dışında bir tane oda vardı. Ama tabiki de onunla aynı yatakta yatmayacaktım.
Gece 1 gibi Nicolo eve geldi. Ben ise salondaki koltukta uzanıyordum. Nicolo'ya baktığımda ayakta bile duramıyordu. İçmiş miydi ? "Sen yatmadın mı daha ?" diye sordu. "İçtin mi sen?" diye ona karşılık verdim.
"Sana ne İnci geç yat" sesi bu sefer daha yüksek çıkmıştı. "S-sen yatakta yat istersen ben burda yatarım." dediğimde gülmeye başladı. Gerçekten baya fazla içmişti. "Saçmalama geç yatağa beni bekle." Nasıl yani? Aynı yatakta mı yatacaktık ?