Ben onun kahverengi gözlerinde kaybolurken aramızdaki sessizliği bozan o oldu.
"Neden öyle bakıyorsun" diye sordu.
Neden mi böyle bakıyordum ? Gayet açık değil miydi cevabı ?
"Karım değil misin , istediğim zaman öperim seni." diyince yüzümdeki şaşkın ifade daha da büyüdü.
Aramızda yine uzun bir sessizlik olunca dudakları yine dudaklarıma yaklaştı.
Bu sefer kendimi geri çektim.
Elleri saçlarına gittiğinde deniz suyuyla ıslanmış dalgalı saçlarını karıştırmaya başladı.
Her hareketine nasıl düşebilirdim ki ?
Alt dudağını ısırdığında kendimi daha fazla kaptırmamak için oradan uzaklaştım.
Odaya geldiğimde soğuk bir duş aldım. Duştan çıktığımda Nicolo'nun hala gelmemiş olduğunu gördüm.
Hala o anı düşünüyordum.
Beni öptüğü anı.
Dudaklarımın onun sıcak dudaklarıyla buluştuğu anı.
Beni bu derin düşüncelerden uyandıran pat diye odaya girmesiyle Nicolo oldu.
Yatakta otururken o da yanıma gelip oturdu.
Yine tırnağımla oynuyordum. Tik gibi bir şey olmuştu artık bu.
Nicolo "Yapma şunu. Koparıcaksın tırnağını en sonunda" diyip elimi tuttuğunda onu onaylar anlamında kafamı salladım.
"Tikin mi var senin ?" diye sorduğunda "Evet" diye kısaca yanıtladım.
"Benim dudaklarıma da tikin olsa.. Nasıl olur mesela ?" dediğinde ona yandan bir bakış atıp tuttuğu elimi geri çektim.
Konuşmasıyla , tarzıyla , duruşuyla , bakışlarıyla , her şeyiyle beni etkilemeyi nasıl başarıyordu ?
Yatağın içine girip yine en ucuna yattım. Ona sadece "İyi geceler" diyip gözlerimi kapattım.
Her seferinde beni utandırmayı başarıyordu.
Oda yatağın içine girdi ve arkamdan sarıldı bana. Bunu her yaptığında huzuru buluyordum resmen...
Günümüz
Maçın başlamasına saniyeler kalmıştı. Deli gibi oynamak istiyordum ama Giovanni bunun mümkün olmadığını söylemişti. Yine aynı senaryonun yaşanmasından korkuyordu o da.