ZİŞAN & ARDİL
-Yalnızlığın ve Kaderin Girdabında-
🦂
Hayat, bazılarına yalnızca çıkmaz sokaklar sunar. Onlar, kaçtıkları geçmişin ağırlığı altında ezilen ve bir daha yolunu bulamayanlardır. Zişan Hanoğlu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎞️ ~ SİİRT / ŞİRVAN ~ 🦂 Bugün, Şirvan halkı adeta dikenler üzerinde oturuyordu. Zira, Şirvan ilçesinin en büyük ve tek aşireti olan Hanoğlu aşiretinin oğlu olan Civan, sevda uğruna dökülecek olan nice kanın kokusunun yüreğine sinmesine razı olmuş ve Siirt'in sayılı aşiretlerinin başında gelen Kılıçlı aşiretinin kızı, Evin ile birlikte kaçmıştı. İki aşiret, Evin ve Civan'ın sevdası uğruna karşı karşıya gelmişti. Sevda ateş olmuş, Siirt'e düşmüştü.
Berzan Hanoğlu, tedirgin ve öfkeli bir halde oturmuş derin düşüncelere dalmıştı. Torunu Civan, günlerdir kayıptı ve arkasında onu öldüresiye arayan bir aşiret vardı. Ve bir de bu aşiretin lideri olan ağa vardı... Acımasızlığı nedeniyle adını anacak olanların korktuğu o ağa.
Ardil Kılıçlı.
"Baba, Civan'ı bulmuşlar mı?" işittiği korku dolu ses büyük oğlu Aram'a aitti. Sert bir nefes verdi yaşlı adam, ardından başını olumsuz anlamda ağır ağır salladı. Aram ağa, üst üste yutkunarak sessiz kaldı ağa babasının karşısında, yüreği korkuyla çırpınıyordu evladı Civan için. Bir nefes kadar yakınında hissediyordu ölümü.
Elinde ağır ağır salladığı tesbihi durdurdu ve bakışlarını ağır ağır Aram ağaya çevirdi. Dudakları kıvrılırken, yıllar evvel hissedemediği evlat acısını yıllar sonra iliklerine kadar hissetmesini tüm benliğiyle istedi, Bejno Hanoğlu.
"Bulsalar ne fark edecek? Civan'ı ölüme kendi ellerinle mi teslim edeceksin?" kinayeli sesiyle sorduğu sual üzerine, Aram ağa hafif ak düşmüş olan kaşlarını hızla çatmış ve öfke dolu bakışlarını kardeşi Bejno ağaya çevirerek uzun bir süre öylece baka kalmıştı. Ağzını açıp konuşacağı vakit, Berzan ağanın kelamlarına başlamasıyla sözleri havada asılı kalmıştı.
"Bejno haklıdır Aram. Ya buralar dökülecek olan kanla sulanacak ya da biri o kanın bedeli olacak" Berzan ağanın söyledikleri üzerine, Aram ağa sakallarını ovarak bakışlarını iki kardeşine çevirmişti. Mehmet ağa ve Bejno ağanın bakışları buluştuğunda her ikiside Civan uğruna kızlarını kurban etmek istemediklerini açık açık belli etmişlerdi.
"Rûşa berdel olacak, ağabeyinin kanına bedel olacak" Bejno ağanın dile getirdikleri üzerine, adeta zihnine bir mermi saplanmıştı, derince yutkunmuş ve hızla olumsuz yönde kafa sallamıştı. Bir evladını ateşten çekip almak isterken,diğer evladına o ateşi layık göremezdi. Yüreği izin vermezdi.
"Sakın Bejno! Sakın!" öfkeyle bağıran ağabeyi Aram ağayı aldırış etmedi Bejno ağa. Çünkü haklıydı; ya Civan'ın kanı akacaktı, ya da Civan'ın kanına bedel olup berdel gelini olacaktı bir Hanoğlu kızı. Sessizliğe gömülen ortamda, zihinleri kemiren düşünceler konuşuyordu adeta. Mehmet ağa derin bir nefes vermiş ardından sözlerine başlamıştı.
"Ya Civan'ı seçeceksin, ya Rûşa'yı. Çünkü biz kızlarımızı senin oğlunun hatasına kurban etmeyiz" Berzan ağa oğlu Mehmet'e baktı, ardından günlerdir zihnini meşgul eden fikiri sunmak ve sunmamak arasında gidip geldi, zira edeceği her bir kelamın pişmanlığını yaşayacağını biliyordu. Fakat, bazen her şeye göz yummak gerekirdi. "Zişan" sadece tek bir isim döküldü yaşlı adamın dudaklarından. Ortam tekrar sessizliğe bürünürken, bu sefer adeta ölüm sessizliği esir almıştı Hanoğlu erlerini. Zira, Zişan: yıllar evvel, boyun eğmek istemediklerine karşı baş kaldırıp Siirt topraklarından kaçan o deli yürekli kadındı! Kimselerin o istemediği sürece izini dahi bulamadığı ve iki aşiretin peşinde olduğu o kadındı!
"Baba, Zişan bir daha bu topraklara değil Civan için, kendi cesedinin bile getirilmesini istemez" Bejno ağanın alaylı bir tavırla söyledikleri üzerine Berzan ağa gülümsemiş ve onaylar anlamda kafa sallamıştı. Fakat Berzan ağa biliyordu, Zişan'ın sırf kendisini yaşlı adama karşı borçlu hissettiğinden geleceğini biliyordu.
"Gelecek Bejno, gelecek! Lakin, dördümüz dışında başka kimse bilmeyecek!" Berzan ağanın sert ikazına karşılık, üç kardeş birbirlerine bakmış ardından sessiz kalmayı tercih ederek susmuşlardı. Kısa bir sessizlik geceyi esir alırken, sessizliği ilk bozan Aram Hanoğlu olmuştu.
"Baba, iyi dersin lakin Zişan gelmez" Aram ağanın söyledikleri üzerine Berzan ağa alayla gülümseyerek oğlu Aram ağaya bakmıştı. Aram Hanoğlu'nun baba yüreği Rûşa için titriyordu, Civan için çırpınıyordu lakin Zişan için kapkaranlık bir oda bahşediyordu. Gözlerini sıkıca yumdu yaşlı adam, gencecik bir kız çocuğunun günahını yıllar evvel sessiz kalarak almıştı ve bir daha aynı günaha sessiz kalmak içini acıtıyordu.
"Zişan'ı ara, telefonunu cevaplamazsa mesaj çek Aram" Berzan ağa son sözlerini söylenmiş ve karar Hanoğlu ailesi için alınmıştı. Kurban seçtiği genç kızı yalanlarına kukla eden hayatın acımasızlığı bir kez daha Berzan ağanın yüzüne bir tokat misali çarpmıştı. Aram ağa, kardeşi Mehmet ağanın yardımıyla bulduğu telefon numarasını ilk önce altı defa çaldırmıştı fakat Zişan açmamıştı.
Öfkeyle mırıldanarak Zişan'a yazmaya başlayan Aram ağa, yıllar önce başını herkesin karşısında eğen evladına muhtaç kaldığı için utançla kıvranıyordu adeta. Mesajı yazdı ve Zişan'a attı, anında iki tik olmuş ve oyun Zişan Hanoğlu için başlamıştı.
Zişan Hanoğlu; yıllar evvel çekeceği acılara boyun eğmeyen ve Siirt topraklarını geride bırakarak kaçıp terk eden o kadındı! Sevgisizliğe ve acılarına baş kaldıran o kadındı!
Güzelliğiyle tüm Siirt'i çalkalayan fakat kara bahtıyla tüm Siirt'i karanlığa gömendi Zişan... Geçmişini gizlediği zemheri yüreği kirliydi,kanlıydı, acılıydı. Zemheri yüreği koca bir boşluğa düşmüş gibiydi,çektiği acılar kaybetmişti Zişan'ın ruhunu.
O gece, yıldızlar tüm Siirt'i süslerken yalnızlığıyla tüm Siirt'i aydınlatan ay şahit olmuştu Zişan'ı ittikleri çukura. İşte o gece Zişan Hanoğlu tekrar ve tekrar kukla seçilmişti yalanlara, oysa yalanlar nice acının yuvası olur, nice gözyaşlarının akıp gitmesini sağlardı.
Yalanlar gaddardı, fakat yalanlara başvuran ve o acılara boyun eğen insanoğlu ise aptaldı. Zira göz yumdukları her bir yalan bir urgan misali boyunlarına dolanacaktı. Nefeslerini kesecek, sonsuz bir karanlığa itecekti.
Nice bedel ödenecekti, gaddar yalanlar için.
🎞️
KURGUMDA, GÖRDÜĞÜNÜZ HER ŞEY HAYAL GÜCÜMÜN ESERİDİR. BAŞKA KURGULARDAN BENZERLİK VARSA TAMAMEN İSTEĞİM DIŞI OLMUŞTUR! (Ç)ALINMA GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLDUĞU AN GEREKEN HER NE OLURSA OLSUN, YAPMAKTAN ÇEKİNMEM!
![SEVDA ATEŞ'İ [Töre]](https://img.wattpad.com/cover/346350090-64-k798623.jpg)