Medya : Lena
Lena'dan
Tezgahın üzerindeki dürümü sararken, önüme gelen saçları sinirle üfleyerek arkaya atmaya çalıştım. Bakışlarım tezgahın arkasındaki masada oturan dedeme kaydığında tebessüm ederek baktım.
Bir süredir dedemin yanında kalıyordum. Annem bir kazada vefat etmiş, babam bu duruma dayanamamış memlekete gitmek istemişti. Bu kararına saygı duymuştum. Giderken beni dedeme emanet etmişti.
Önümdeki dürüm hazır olduğunda, masada bekleyen müşteriye doğru yürüyüp önüne bıraktım.
"Afiyet olsun." dedikten sonra dedemin yanına adımladım.
"Dedeciğim, istersen eve git dinlen sen. Doktor dinlenmeni söylemişti."
Evimiz dükkanın hemen üstündeydi. Annemden sonra dedem de çok yıpranmış, çökmüştü.
Sanırım aralarında en dik durabilen bendim.
"Tamam kızım, sen de geçe kalma. Müşteri yoksa kapat eve gel."
"Tamam dede." dedikten sonra dedem ayaklanmış önlüğünü çıkartıp bana vermişti. Tezgahın arkasına geçip önlüğü masaya bıraktım. Dışarıyı izlemeye başladığım anda dükkana doğru adımlayan bedeni gördüğümde sertçe yutkundum.
Dün gece çıplak gördüğüm yeni komşumuz buraya doğru yürüyordu.
"Selam." diyerek dükkana adımını attı.
Boğazımı temizleyip "Merhaba, buyurun." diyerek cevap verdim.
Tezgahın önündeki masaya oturduğunda, tezgah arkasından çıkıp elime menüyü aldım. Yanına doğru yürüyüp menüyü önüne bıraktım. Menüye bakmadan "Ben bir urfa alayım, bir de acılı şalgam." dediğinde şaşırdım.
Şöyle bir kendisine baktığım da fit bir görüntüye sahipti. Kısa ve simsiyah saçları, koyu kahve gözleri, keskin yüz hatları.. Ona yakışıyordu.
"Sen de yiyeceksin galiba?" dediğinde daldığım düşüncelerden çıkmış, utanmış halde tezgahın arkasına geçmiştim. Ben dürümü hazırlarken diğer müşteri hesabı ödemiş gitmişti.
Dükkanda ikimiz kalmıştık.
Ben işime odaklanmışken tekrar sesini duydum.
"Kek için teşekkürler tekrardan. Güzel olmuştu. Bu arada Doğa ben."
Ona bakmadan cevap verdim.
"Lena."
"Lena.. İsmin güzelmiş."
Tebessüm ederek baktığımda dikkatle beni izlediğini fark ettim.
Dürüm hazır olduğunda tabağı elime aldım, dolaba adımladım. Şalgam alıp ona doğru yürüyüp elimdekileri masaya bıraktım.
Beklemeden yemeye başladığında, tezgahın arkasına geçmek için hareketlendiğimde "sen de otursana." demişti.
Onu dinleyip karşısındaki sandalyeyi çekip oturdum. İştahla dürümü yerken bana göz kırpmıştı. Dürümü bitince ellerini ıslak mendille temizlemişti.
"Eline sağlık, elin cidden lezzetli."
"Afiyet olsun."
"Ee Lena neler yapıyorsun?" dediğinde ne cevap vereceğimi bilememiştim. Onu tanımıyordum ve sanırım tanışmak için adım atmaya çalışıyordu.
"Dedemin dükkanında çalışıyorum genelde. Ev ve dükkan arasında gidip geliyorum. Sen peki?"
"Güzel. Yeni taşındım ben de biliyorsun. Güzel sanatlar fakültesinde okuyorum. Ya ne diyeceğim. Ben buraları pek bilmiyorum, eğer sen de istersen bana buraları gezdirir misin? Hem arkadaş oluruz, ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞI | GXG
RomanceGökkuşağını yer yüzünde kim görebilirdi ki? . . . . . Yaşanmış bir hikayeden uyarlanmıştır. 14.09.22