Lena'dan
Sabah ağrıyan başımla uyanmıştım. Dedem erkenden odama geldiğinde hasta olduğumu ve dükkana gelmeyeceğimi söylemiştim.
Yataktan çıkasım yoktu. Dün gece aklıma gelince yüzümü buruşturup yorganı kafama kadar çektim.
Ben öylece yatarken odamın kapısı açılmıştı.
"Dede iyiyim, sadece halsizim."
"Dede olmak için fazla genç değil miyim?"
Doğa.
Yorganı üstümden atıp kapıya doğru baktığımda, mahçup bir şekilde bana bakıyordu.
"Nasıl girdin içeri?"
"Deden sağ olsun anahtarı verdi. Konuşalım mı biraz?"
Yataktan doğrulup sırtımı yatak başlığına yasladım. Ve cevap verdim.
"Seni dinliyorum." dediğimde yanıma adımlamış, yatağa oturmuştu.
"Bak dün ne gördün bilmiyorum ama ben sandığın kişi değilim."
"Kimsin peki? Arkadaşın insanları kendine oyuncak eden, takılıp bırakan, sevmeyi bilmeyen, aşka inanmayan biri olduğunu söylemişti."
"O arkadaşım değil. Konumuz bu değil neyse. Evet öyleydim ama.."
"Ama ne?"
"Seni tanıyana kadar böyleydim. Seni tanıdıktan sonra aslında birini sevmenin nasıl bir şey olacağını merak etmeye başladım."
"Yani merakını gidermek için de beni seçtin öyle mi?"
"Hayır güzelim. Bak, nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama. İlgimi çekiyorsun ve bu yolu seninle öğrenmek, yürümek istiyorum."
Neydi bu? İlanı aşk mı? Ya da bir oyun mu?
"Sana güvenmiyorum Doğa."
"Biliyorum, bana güvenmen için elimden geleni yapacağım. Ve bunun sonunda, kollarıma kendi isteğinle geleceksin biliyorum."
Derin bir nefes alıp cevap vermedim. Öylece yüzüne baktım. Elini elime atıp, parmağıyla üstünü okşarken tekrar konuştu.
"Lütfen izin ver, sana seni sevebileceğimi kanıtlayayım."
"Bak Doğa, senden etkileniyorum bu doğru. Ama, ben yaraları olan bir kızım. Eğer sen de beni yaralamak için hayatımda olacaksan, lütfen şimdi git buradan."
Elimi daha sıkı tutup kaldırdı, avuç içimi dudaklarına götürdüğünde nefesim titremişti.
Dudaklarını avucuma bastırıp öylece kaldığında, gözlerimi kırpmadan onu izliyordum. Elimi dudaklarından çekip tekrar bana baktı. Benden bir cevap bekliyor gibiydi."Sana güvenmek istiyorum." dedim sadece.
"Güveneceksin. Barıştık mı?"
"Barıştık."
"Süper, hadi kalk. Çok açım beraber kahvaltıya gidelim."
"Ben evde hazırlarım, sen de bana yardım edeceksin ama."
"Beni ayakçın mı yapıyorsun bebeğim?"
"Hayır, yardımcım yapıyorum." dedikten sonra gülmüş ve ikimizde yataktan kalkmıştık. Ayağa kalktığımızda bana doğru eğilmişti.
Yüzüme yaklaşıp dudaklarını sağ yanağıma, gamzemin olduğu yere bastırdı. Yanaklarımın kızardığını hissederken, gözlerim kendiliğinden kapanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKKUŞAĞI | GXG
RomanceGökkuşağını yer yüzünde kim görebilirdi ki? . . . . . Yaşanmış bir hikayeden uyarlanmıştır. 14.09.22