GÖKKUŞAĞI | GXG

Chapter 3 - ARKADAŞ

Lena'dan

Karıştırma kabındaki hamuru kek kalıbına boşaltıp şekil verdikten sonra, önceden ayarladığım fırına koyup pişmesini beklemeye başladım.

Bugün Doğa ile sahile gidecektik ve ben çok heyecanlıydım.

Annem öldükten sonra kendimi uzun süre eve kapatmış sonrasında dedemin yanına gelmiştim. Ve Doğa bilmese de bunu bozacak ilk kişiydi.

Bir süre sonra kek piştiğinde, hazırladığım piknik sepetine yerleştirdim. Sepeti elime alıp evin kapısına yürüyüp dışarı çıktım. Kapıyı kilitleyip başımı kaldırdığımda Doğa'nın da benimle aynı anda çıktığını gördüm.

Gülerek birbimize bakarken ikimizde yürümüş ve sokağında ortasında buluşmuştuk.

"Hey, o ne?"

"Piknik yaparız diye bir şeyler hazırladım."

"Yani, pek piknik ortamında bulunmadım. En son ben bebekken ailem götürürdü."

"Beni de öyle." dedikten sonra sahile doğru yürümeye başladık. Sessizce sahile geldiğimizde sepetten getirdiğim örtüyü çıkartıp yere serdim.

Doğa kendini üstüne atıp, uzandığında gülmüştüm. Fazla rahattı..

Ben de yanına oturmuş, hazırladığım şeyleri tek tek çıkartıp dizdiğimde Doğa hayranlıkla bakıyor gibiydi. Ya da ben öyle hissetmiştim.

"Poğaça mı yaptın, neli?"

"Peynirli, sever misin?"

"Bayılırım. Annem burada kendime bakamayacağımı düşünüyordu ama artık sen varsın. Bana bakarsın değil mi?" dediğinde gülmüş ve aynı zamanda utanmıştım.

"Bakarım. Yani elimden ne gelirse yaparım."

"Harikasın." dedikten sonra elini yanağıma uzattığında kendimi kasmıştım.

Parmakları yanağıma değmiş ve bir makas almıştı.

"Tatlısın." demişti.

Utandığım için ne diyeceğimi bilememiştim. O benden önce davranıp yemeklerden atıştırmaya başladığında kendime gelip ben de yemeye başlamıştım.

Bir şeyler yedikten sonra ikimizde denize doğru dönüp derin maviyi izlemeye başladık.

"Lena, hiç sevgilin oldu mu?"

Ne? Bir anda böyle bir soru beklemiyordum.

"Hayır, olmadı."

"İlginç."

"Neden?"

"Senin gibi tatlı, güzel ve aynı zamanda hamarat bir kızı nasıl yalnız bırakmışlar."

"Aslında bence ilginç değil. Okuldayken ders dışında hiçbir şeyle ilgilenmezdim. Her okul da bir inek vardır, işte o bendim." dedim kendime gülerek.

O da gülmüş ve; "İnek ha?" demişti.

Başımı salladığım da aklımdaki şeyi sorup sormamak konusunda kararsız kalmıştım.

"Senin peki, hiç sevgilin oldu mu? "

"Hayır,olmadı."

Cevabı netti. Demek o da benim gibi birini sevmenin ne demek olduğunu bilmiyordu.

"Yani aynıyız. Peki, geçen gün evine gelen kız.. Yani merak ettiğim için sordum. Cevap vermek iste-"

"Okuldan takıldığım bir kızdı." diyerek cümlemi kesmişti.