Herkese merhabalar!
Öncellikle bu hikâye benim Wattpad'de yayınladığım ilk hikâyem o yüzden biraz heyecanlıyım.Gönlüm hikâyemi beğenmenizden yana.Çünkü bu kurgu gerçekten benim için çok ama çok özel.Bundan daha önce de bir iki bir şey yazmıştım ama hiç birini bu kadar önemsememiştim.
Desteklerinizi bekliyorum arkadaşlar.Umarım beğenirsiniz.Şimdiden okuyan okumayan herkese çok teşekkürler.
Multimedia: Berhan ve Nil ☺
John Legend-All Of Me
Ve bu bölümü canım arkadaşım Hatice Gökalp'e ithaf ediyorum.Daha bu kurguyu kaleme almadan,her anımda yanımdaydı.İyi ki benim dostumsun çok teşekkür ederim bitanem...
❤❤❤
"Nasıl olmuşum Suzan Teyze?" diye sordum heyecanlı bir sesle.Gerçekten şu an o kadar heyecanlıydım ki beni tanımayan biri şu ses tonumdan bile anlayabilirdi heyecanımın derecesini. Belki de yirmi üç senelik hayatımda yaşadığım,yaşayacağım en önemli an bu andı.En özel an yine bu andı. En unutulmaz an yine ve yine bu andı.
Bu an ne miydi? Tek kelimeyle söyleyeyim: Evleniyordum.
Bir genç kızın hayatında yaşayacağı en özel,en güzel şeydi evlilik.Üstelik bu mantık evliliği değil de aşk evliliği olunca insan mutlulukla doluyordu.Aşkın bir gün bana da uğrayacağını hiç düşünmemiştim.Doğrusu ben aşkı hiç düşünmemiştim.Yaşadığım acılı hayat buna izin vermemişti.O hayat beni sadece acılarıyla sarmalamıştı.Şimdi ise onca acıdan sonra bana mutluluğu bahşediyordu.
Aşk insanı değildim ben.Müzik insanıydım,şiir insanıydım....Ama aşk insanı değildim!Bu kelimeleri çoğaltıp onlara daha da geniş ve zengin anlamlar yükleyebilirdim.
Ta ki o güne kadar.O günden sonra bütün kelimeler anlamını yitirdi,silikleşti.Bu duyguyu anlamlandıracak değil birkaç kelime ,bir kelime bile bulamadım.
O gün Berhan Haznedar'ın hayatıma girdiği gündü!
Hayatım boyunca annemden başka hiçbir insana bu kadar bağlanmamıştım.Sevmiyordum bağlanmayı ben. Korkuyordum ondan.Büyülü bir lanet gibiydi bağlanmak benim için.
Bu nedenledir ki insanları çok sevmemiş ve çok sahiplenmemiştim. "Sahiplenmek." ve ''Sevmek." bu iki kelime görünüş bakımından olumlu ne yazık ki anlam bakımından olumsuzdu.Bizi kandıran sahtekârlardı onlar.Bunu yaşayan bilirdi,bunu ben bilirdim.Ayrıca sadece yaşamak değil anlamak lazımdı,derinlere inmek lazımdı.Tabii ki bu duygular herkese göre farklılık gösterebilirdi.Ama benim lugatımda tanımları buydu.
Ama bazı şeyler değişti.Ben değiştim,insanlar değişti,hayatın bana öğrettikleriyle, yaşattıkları değişti.
Ben bana ayrılan geniş suitte aynanın karşısına geçmiş bunları düşünürken. "Çok güzel olmuşsun canım kızım,'' diyen Suzan Teyze'nin ağlamaklı sesiyle daldığım derin düşüncelerden uyandım.
Arkamı dönmeden aynadan beni izleyen dört kadının-Zümrüt Anne,Lara,Ebru,Suzan Teyze-yansımasına baktım. Suzan Teyze'nin ağladığını görünce dayanamadım.Gelinliğimin eteklerinden tuttuğum gibi kucağına koştum.
Kollarımı beline sarıp başımı göğsüne yasladım."Ama Suzan Teyze,"diye mırıldandım titreyen sesimle.Ağlamamak için çaba sarfediyordum.
Omuzlarımdan tutup yüzümle yüzünü eşit hizzaya getirdi. "Özür dilerim canım kızım.Bakma sen bana.Kolay mı öyle sanıyorsun? Onca sene büyüt,sonra da gelin et gönder."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİN BENİM CENNETİM
RomanceGözlerim dolu dolu ,elleri cebinde beni izleyen sevdiğim adama baktım."Sen benim aşkıma vuran güneşsin.Biliyorsun değil mi?" diye konuştum çatallaşan sesimle.En ufak bir şey söylemedi.Yüz ifadesi ciddiyetin kıyılarında geziniyordu.Bir kaç adımda yan...