Merhaba arkadaşlar,herkese hayırlı ramazanlar
Nasılsınız? İyisinizdir umarım...
Bu bölüm biraz gecikmeli geldi
farkındayım.Sizleri beklettiğim için çok çok özür dilerim.
Bölümü PART I ve PART II diye iki kısma ayırdım. Tüm kalbimle beğenmenizi umuyorum. Ve o güzel yorumlarınızı da bekliyorum. Bu aralar onlara çok ihtiyacım var.
Bu bölümü canım arkadaşım, dostum, Rumeysa Sırakaya nam - ı diyar Rumy 'e ithaf ediyorum.Çatlağım seni çok seviyorum.
Ayrıca PART I ' in sonundaki Fransızca çeviriler için Özge Nazlı Dalgıç'a çok teşekkür ederim.
Multimedia:Berhan ve Nil afişi
:Kelly Clarkson- Because Of You
Keyifli okumalar dilerim
_
PART I
6 AY ÖNCE
Müzik akademisinden az önce çıkmıştım.Kendime izin verdiğim günlerden birindeydim.Eve gitmeden önce yalnız başıma bir şeyler yapmak istiyordum.Elimde filtre kahvem cıvıl cıvıl İstanbul sokaklarında geziniyordum.
Kadıköy'ün Caddebostan semtindeydim.Burada çok ama çok sevdiğim bir kitapçı vardı.Evimiz karşı yakada olmasına rağmen sırf oraya uğramak için vapura atlar gelirdim.
Mağazadan mağazaya koşmadan veya paramı çarçur etmeden bile bu sokaklarda gezmeyi,satıcılarla muhabbet etmeyi ve en önemlisi de İstanbul'u dinlemeyi seviyordum.Benim rutin hayatımın yanı sıra bir karmaşıklıklar silsilesi olsa da İstanbul güzel şehirdi.
Elimden geldiğince oyalanıp bu anın tadını çıkarıyordum.Kahvemi bitirip çöpe attım.Ardından sürekli beni burada gören satıcı amcalarla selamlaştım.Biraz daha dolaştıktan sonra dar sokaklar boyunca ilerleyip,köşede efsunlu güzelliğiyle beni bekleyen o malum kitapçıya girdim.Bu kitapçının bir adı yoktu.Onun yerine üzerindeki tabelada kalın puntolu el yazısıyla şunlar yazıyordu: "Huzuru dışarlarda arama. Kitap kokusunun arasına sıkıştırılmış olabilir."
İçeri girdiğimde kapıdaki çan çaldı.Ortalıkta kimsecikler yoktu."Tülay Abla!" diye seslendim. Birden rafların arkasından Tülay Abla'nın sevimli silüeti belirdi.Ve tabi eşsiz gülümsemesiyle birlikte."Oy,altın saçlı kızım gelmiş.Hoş gelmiş."
Ben de ona gülümsedim.Tülay Abla'yı çocukluğumdan beri tanırdım.Eskiden evimiz bu kitapçıya çok yakın bir yerdeydi.İstanbul'a gelip gittiğim sıralarda tanışmıştık Tülay Abla ile.O da benim en iyi dert ortaklarımdan biriydi.
"Hoş buldum,biricik ablam.Nasılsın?Uzun zaman oldu görüşmeyeli.Egemen nasıl?Onunla da görüşemiyoruz bu aralar."
"Sorma güzelim ya," deyip bana sarıldı."Ben iyiyim.Egemen de iyi.Onun işleri çok yoğun bu aralar.Sen nasılsın?Özlettin kendini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖZLERİN BENİM CENNETİM
Roman d'amourGözlerim dolu dolu ,elleri cebinde beni izleyen sevdiğim adama baktım."Sen benim aşkıma vuran güneşsin.Biliyorsun değil mi?" diye konuştum çatallaşan sesimle.En ufak bir şey söylemedi.Yüz ifadesi ciddiyetin kıyılarında geziniyordu.Bir kaç adımda yan...