20

656 54 17
                                    




Arayı çok açtım biliyorum ve özür dilerim :(
Umarım bana kızmamışsınızdır. Yeni bölüm bekleyen birileri var mı bilmiyorum fakat uzun zaman sonra yazmak istedim. Bir süredir üstesinden gelmeye çalıştığım problemlerim vardı. Üstesinden gelemeyeceğimi kabul ettim ve hayatımın bu boktan bölümünü yaşamam gerektiği kanaatindeyim. Bu yüzden kendimi toparlamaya çalışıyorum. Yazım yanlışları varsa üzgünüm, kontrol etmeden yayınlıyorum.

Sizi özledim ve buraya geldim.

İyi okumalar ❤️‍🩹






"Nasıl?!" Hoseok ve Namjoon koordine edilmiş gibi aynı anda bağırdılar. Jeongguk şakaklarını ovuyor Taehyung, Ahri ve Fiora'nın yanında otururken konuşmaları dinliyordu.

"Theo şüphelendiğini bana söylemişti."

"Ne zaman?" Yoongi elinde salladığı bira şişesini masaya bıraktı. Sunoo'nun hakkında öğrendiklerini hazmetmeye çalışıyorlardı.

"Her şey boka sarmadan önce konuşmuştuk."


2 hafta önce

Jeongguk tek başına çıktığı kan arayışında yanında beliren elfe rastlamayı beklemiyordu.

"Ne arıyorsun?"

"Farklı bir koku alıyorum. Tanıdık ama aurası farklı." Theo etrafı burnunu kırıştırarak kokladı tekrar.

"Kimin kokusu?"

"Sanırım Sunoo... bir kurt aurası hissediyorum. Sence-"

"İmkansız." Jeongguk kestirip atmıştı arkadaşının düşüncelerini cümleye dökmesini.

"Hayır, mümkün. Jeongguk hissetmiyor musun?"

"Hiçbir sikim hissetmiyorum. Kafanda kurmayı bırak ve beni şüphelendirmeyi kes." Jeongguk kan ihtiyacı artarken öfkelenmemeye çalışıyordu fakat istediğine ulaşamadığı ve oyalandığı her saniye vücudunun canavarı onu ele geçiriyordu.

"Sana yanılmadığımı kanıtlayacağım."

"İstediğini yap ama şimdi, beni rahat bırak."


Şimdi

"Yani sana böyle bir şeyden bahsetmişti ama onu umursamadın mı Jeongguk?" Namjoon sinirle dişlerini birbirine geçirdi.

"Evet, çünkü kimseye güvenmiyordum. Özellikle sikik arkadaşlarına." Jeongguk gözlerini karşısında oturan kadınlara dikti. Taehyung vampirin bu söylediklerine kaşlarını çatmıştı. Arkadaşlarına nasıl böyle bir şey söyleyebilirdi?

"Taşı bulabildin mi? Çiçekler- bulamadın değil mi? Sikeyim..."

"Çiçekleri buldum. Taşı alamadım çünkü lanet olası taş ortadan ikiye ayrılmıştı ve yarısı yoktu."

"Taşı almaya gideceğini bilen birileri var mıydı?" Ahri, Taehyung'un sarı tutamlarını örmeye çalışırken göz ucuyla baktığı vampire sordu.

"Hatırlamıyorum, bilmiyorum! Sunoo'yu geberteceğim." Jeongguk ayaklandığında oturduğu sandalye gürültüyle yere düşmüştü. Hoseok göz ucuyla Yoongi'ye baktığında çoktan kendisine baktığını gördü. Jeongguk'un fevri bir harekette bulunmaması için onu durdurmaları gerekiyordu. Şayet ona engel olamazlarsa ortalık kan gölüne ve cesetlerle dolu bir ormana dönebilirdi.

"Gidiyorum, bu herifi ya içeri tıktıracağım ya da öldüreceğim. İkinci seçenek daha çok tercihim ama neyse..." Jeongguk mırıldanarak yürürken aniden açılan kapıyla adımlarını durdurdu.

Beauty in death - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin