5

2K 214 121
                                        



Jeongguk hızla ulaştığı sokakta az önce çığlığın geldiği yöne, büyük çöp tenekesinin arkasına doğru ilerledi sessiz adımlarla. Şayet bir vampir, minik Taehyung'a saldırıyorsa ve Jeongguk'u farkederse, kaçmak için küçüğün boynunu kırması kaçınılmaz olurdu. Sarı saçları gözüken çocuğu derin nefesler alırken yere çökmüş bir şekilde buldu büyük olan.

"Minik?"

Taehyung yere yasladığı ellerinden destek alarak ayaklanmış, vampirine sarılmıştı hızla.

"Jeongguk o pis vampir bana saldırmaya çalıştı! Ama ben ona babamın verdiği gümüş bıçağı sapladım. Yine de kaçtı." yaslandığı göğüste hızlı hızlı, boğuk sesiyle yaşadığını anlatmıştı sarışın. Jeongguk ona sarılan bedenin hafifçe saçlarını okşamış, omuzlarından nazikçe tutarak ayrılmalarını sağlamıştı.

"Yaralandın mı? Seni ısırdı mı? Tanıyor musun o vampiri?"

"Isırmadı, yaralamadı." Taehyung koyu renge bulanmış ellerini üzerine sildi hızla. Biraz korkmuştu ama küçüklüğünden beri bu tür şeylere maruz kalmış, korunmayı öğrenmişti. Pek etkilenmemişti bu yüzden.

"Yüzünü hatırlıyor musun?"

"Han."

"Ne?"

"Polis memuru Han. Onu garajımızda görmüştüm. Sana anlattım ya-"

"Bir dakika." Jeongguk hızla küçüğün ağzını kapatmıştı büyük elleriyle. Duyduğu adım sesleriyle nazik olmaya çalışarak, gözükmeyecek bir köşeye geçmeleri için küçüğü belinden sıkıca tutmuş ve geri geri yürütmüştü.

Sessiz ol.

Taehyung zihnine sızan ses ile kafasını onaylamak için sallamıştı çünkü ağzını kocaman bir el kapatıyordu. Jeongguk yüzüne düşen perçemleri sayesinde gözlerini gizleyerek sokağın girişinde dikilen iki kişiye bakmıştı. Keskin duyuları sayesinde kokularını tanırken rahatlayarak elini çekmişti sarışının ağzından.

"Kim geldi?" Taehyung fısıldayarak konuşurken parmak uçlarında yükselmiş, kimin geldiğine bakmaya çalışmıştı fakat belini sıkıca saran el bunu engellemiş, sırtının duvarla birleşmesini sağlamıştı.

"Hoseok ve yeni kurbanı." Sessizce konuşan Jeongguk elbette sesinin Hoseok tarafından duyulacağını biliyordu. Fakat bu işine gelirdi. Buradan rahatça çıkmaları gerekiyordu.

"Gözlerine neden lens taktın?"

"Vampir olduğumu insanlar farkettiğinde mesleğimi yapamam." Jeongguk kendisinden kısa bedenin daha yakınına girmiş, üzerinde hissettiği vanilya kokusuyla tek elinin sardığı beli sertçe sıktığını farketmemişti.

"Of belimi acıttın!" Taehyung mızmızca sesler çıkararak Jeongguk'un göğsüne kafasını vurmuştu. Büyük olan elinin sıktığı beli gevşetmiş, önündeki kan kokusuna aldırmadan tekrar sokağın başına bakmıştı. Hoseok sessizce gitmişti. Büyük olanın dudakları kıvrılmıştı usulca.

"Hemen eve gidiyorsun."

"Azıcık kucağına çıkayım mı Jeongguk?" Kendisinden uzun bedene bakarken, gözlerini büyütmüş, dudaklarını büzmüştü Taehyung.

"Hayır. Isırırım seni, derhal eve."

"Çok gıcıksın. Bence burada ayıp şeyler yapabiliriz. Kimsecikler yok. Kesin benimle ayıp şeyler yapmak için beni kandırdın az önce. Evet evet, kesinlikle kandırdın beni. Bak ben razıyım. Hadi öpebilirsin artık beni. Çekinmene gerek yok. Bahane bulmana gerek yok vampirim. Seni öpmek istiyorum deseydin ben izin verirdim zaten. Daha ayıp şeylerde yapabiliriz istersen. Hem elinle dudağımı kapatmana gerek yoktu ki! Dudaklarınla bunu yapabilirdin... Ama utanıyorsan söyle önce ben öperim seni." Taehyung o kadar çok hızlı ve arka arkaya cümleler kurmuştu ki, Jeongguk sıkıntıyla gözlerini yummuştu. Tekrar açtığında ise hınzırca sırıtan küçüğün ona öpücük atması, şaşkınlığından ağzı açık bir şekilde çocuğa bakmasına sebep olmuştu.

Beauty in death - taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin