treize

148 16 6
                                    

Beynimi sikeyim.

Rosé'yi izlerken ineceğim durağı kaçırmışım.

Zalımın kızı da son durağa kadar hiç sormadı sen inmeyecek misin diye.

Neyse, olan olmuştu, iki durak ileride inmek zorunda kalmıştım ve şimdi yürüyordum.

Cebimde telefonum deli gibi titriyordu, kızlar bana sövüyordu grupta büyük ihtimalle.

Uzun süre sonra ilk defa kaliteli bir yemek için güzel bir restorana gitmek istemiştik, onda da ben geç kalıyordum.

Tanrım, bu hafta lanetli miydi?

Yolda Rosé'yi izlemiş, istemeyerek de olsa yine ona hayran hayran bakmış ve onun hakkında düşünmüştüm.

Düşünmüştüm, düşünmüştüm ama bulamamıştım sorularımın cevaplarını.

Neden beni öylece terk ettiğini, neden bir kez bile aramadığını, nasıl olup da beni hatırlamadığını...

Ben bunları düşünürken bir anı gelmişti aklıma.

Seneler önce, Rosé'ye ulaşamamın üstünden bir 6 ay kadar geçtikten sonra, gizli bir numaradan arama almıştım.

Telefonu açtığımda Rosé'nin sesine benzeyen bir ses "Lalisa?" demişti. "Evet, benim" dediğimdeyse ağlamaya başlamış ve telefonu aniden kapatmıştı. Onun sesi olduğundan emin değildim, biraz sarhoştum, bunları doğru bile hatırladığımdan emin değilim. Belki de bir rüyaydı... bilemiyordum.

Ben bunları düşünüp bir andan yürürken mekana varmıştım bile.

İçeri girdim, kapıda beni bir görevli karşıladı.

"Adınız?"

"Lalisa Manoban. Kim Jisoo ve Jennie Kim ile birlikteyim."

"Ah, evet buyrun. Şuradalar."

Onları görünce kocaman sırıtmaya ve el sallamaya başladım ve yanlarına gittim.

"Kızım sen salak mısın koskoca restoranın ortasında niye mal gibi el sallıyorsun?"

"Ne bileyim ya kafam yerinde mi sanki qshaishwush"

"Yemek olarak ne söylesek?"

"Ben bir mozarellalı makarna alacağım."

"Ben de Risotto alayım madem."

Biz yemekleri incelerken garson geldi ve siparişlerimizi sordu. Sipariş verdik ve beklemeye başladık.

"Şaka maka son seneye geldik gerçekten..."

"Ben de alışamadım. Üniversite sonsuza kadar sürecek gibi geliyordu."

"Şimdi tam zamanlı işler bulmamız gerekecek..."

"Yaparız biz yaaaa. Aslında şöyle düzenli bir maaşımız olsa tatile çıkardık, denizde yüzerdik çok güzel olurdu."

"Sen yüzme bilmiyorsun ki IQHSOQHDOWHEISH"

"KWJEODHWODHSODHSOD"

"Ha ha çok komik ya geberdim şu an"

"Ben sana öğretirim aşkımmm"

"Öğretirsin değil miii~ Hh, bak Jisoo'm öğretecek bana, çatla Lalisa."

"Offf çok kıskandım, çatlıyorum şu an."

Gülüştük, yemeklerimiz geldi ve sohbet ederek yemeklerimizi yedik, sonra da mekandan çıktık. Buralarda çok popüler bir gece kulübü vardı, ona da uğrayacaktık.

~

Gecenin ilerleyen saatlerinde, clubda deliler gibi dans etmiş, çok eğlenmiş ve güzel vakit geçirmiştik. Ara ara asılmaya çalışan erkekler hariç. Şimdi ben masamda ufak ufak dans etmeye devam ederken içkimi içiyordum, Jisoo ve Jennie ise pistte enerjik bir şekilde dans ediyordu. Jisoo, birkaç dakikadır beğendiği bir kızı kesiyordu, ne zaman yanına gidecekti hiç bir fikrim yoktu.

İçkimi bitirdikten ve enerji topladıktan sonra ben de piste onların yanına dansa geçtim. Biraz dans ettikten ve eğlendikten sonra Jisoo:

"Kızlar, izleyin şimdi ablanızı. Kızla tanışmaya gideceğim."

"Unnie." dedi Jennie bir anda ciddiyete bürünerek.

"Ne oldu Jennie?"

"Neden gidiyorsun?"

"Kız çok hoş, tanışmak istiyorum. Sana ne oldu?"

"Gitme."

"Neden?"

"Yabancılarla tanışmak iyi bir şey değil."

"Ahahahaha, iyi misin Jennie ya~" dedi ve kıza doğru gitti.

Jennie çok üzgün görünüyordu. Onu bir yoklamaya karar verdim.

"Hey, iyi misin?"

"Heh, iyiyim evet."

"Ne oldu bir anda?"

"Bir şey olmadı ya."

"Sallama, tanıyorum ben seni. Ne oldu?"

"Jisoo için endişelendim biraz sadece, sorun yok."

Hayal kırıklığı yaşamış gibi duruyordu ama onu daha fazla üzmek istemediğim için üstüne gitmedim.

Ama gecenin devamında Jennie hiç neşelenmedi, dans etmedi. Biz ona baktığımızda gülümsemeye çalışarak içki içti sadece.

Bu sırada Jisoo bizden biraz uzakta, turuncu saçlı, dantelli bir üst ve daracık bir mini etek giyen bir kızla konuşuyordu. Konuşmaları iyi gitmiş olmalıydı, 20 dakikadır falan oradaydı.

Ben Jennie'yi biraz neşelendirmek için sohbet konusu açmaya çalışırken Jisoo geldi. Yüzü gülüyordu.

"İşte, kızlar ablanızdan öğrenin bu işleri. Kızın adı Seulgi'ymiş. Numarasını aldım. Bir ara buluşalım dedi. Görev başarılı."

"Heyt be... Kim Jisoo etkisi diyorum ben buna." dedim onu onaylayarak.

Jennie ise hiç bir şey demedi, çok durgundu ve sadece Jisoo'yu izliyordu. Sanki bir şeyler yapmak istiyormuş ama elinden bir şey gelmiyormuş gibiydi. Onun bu durumu beni üzmüştü ama ne olduğunu asla anlayamıyordum.

Biraz daha takıldıktan sonra saatin çok geç olduğunu farkettik, bu yüzden mekandan çıktık, birbirimize veda ettik ve evlerimize dağıldık.

reflections - chaelisaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin