Kore, Seoul
2 sene sonraRoseanne'yi son görüşümün üzerinden 2 yıl geçti.
O gün vedalaşmamızdan sonra onunla bir daha iletişime geçemedim.
O günden sonra onu milyonlarca kez aramayı, mesaj atmayı veya herhangi bir yerden ulaşmayı denedim ama ulaşamadım. Aradığımda "böyle bir numara bulunmamaktadır" diyor, mesaj gönderdiğimdeyse gitmiyordu.
Roseanne sözünü tutmamıştı.
~
O zamandan beri benim hayatımda çok şey değişti.
İlk zamanlarda çok üzgündüm. Elden ayaktan kesilmiş, hiç bir şey yapmak istemez bir haldeydim.
Ancak sonra okullar açıldı, bir kafede işe girip para biriktirdim. Kendi evime çıktım, sonra ailem Tayland'a geri döndü.
Fakat ben tüm bunları yaparken yine de Roseanne'yi aklımdan çıkaramıyordum.
Sürekli içiyor, kafa dağıtmak için clublara gidiyor, onun aklıma gelmemesi için kendimi bir şekilde meşgul tutmaya çalışıyordum. Ama yine de her sarhoş olduğumda onun adını sayıklıyormuşum, arkadaşlarım öyle diyor.
Ancak zaman her şeyin ilacı derler ya, doğruymuş sanırım. Koskoca 2 senenin ardından, artık o aklıma neredeyse hiç gelmiyor. Kalbim kabuk tutmaya başladı sanırım.
Ne demişler, yazın gençlik aşkları bir başka olur.
Eylül, üniversitelerin açıldığı gün
Çok da uzun sürmeyen bir yaz tatilinin ardından üniversitenin yeni dönemi gelmiş çatmıştı. Sadece çalışmak bile yoruyorken, hem çalışıp hem okuma döngüsüne nasıl geri döneceğim konusunda endişeliydim, ama yine de bir şekilde yapmak zorundaydım.
Kapıyı kilitleyip anahtarımı cebime koydum ve evden çıktım. Evimi okuluma yakın bir yerde tutmuştum bu yüzden yürüyerek gidebiliyordum. Apartmandan çıkıp caddede yavaş yavaş yürümeye başladım. Bir nevi yolun tadını çıkarıyordum.
Ben huzurlu bir şekilde yürüyüşüme devam ederken çantamdaki telefonun sürekli olarak titremesini daha fazla görmezden gelemedim ve telefonu açtım.
Arkadaşlarımla grubumuzdan bir sürü mesaj geliyordu.
🔥🔥
kimjisoo: offf kizlar yolda misiniz ya
ilk derslere girmeden once bulusup bi energy boost mu yapsakjendeukk: bana uyar lanet ederek otobuse biniyorum suan
kimjisoo: tamam ana binanin onune gelin
kimjisoo: saygideger lisa hanim nerelerde acaba
lalalalisa: ben de okula dogru yuruyorum simdi 15 dk ordayim
kimjisoo: tamam gelin hemen agac oldum aq
jendeukk,lalalalisa gördü
kimjisoo: amk su baekyun pisligi bana dogru yaklasiyo
kimjisoo: ya gelin kurtarin beni ben bu suluk beyinliyle ugrasamicam simdi
jendeukk: geliyorum askMMMM
Okula gelmiş, kızlarla buluşmak için sözleştiğimiz gibi ana binanın önüne doğru yürüyordum. Oraya vardığımda uzaktan Jisoo'yu ve yanında iğrenerek baktığı Baekyun'u gördüm. Arkadaşımı kurtarmak için acilen oraya doğru koşmaya başladım.
Baekyun geçen seneden beridir Jisoo'ya takıntılı. Kız binlerce kez reddetti onu ama hayvan herif hala sarkıntılık yapıp onu rahatsız ediyor. Şikayet etmeyi denedik, fakat dekan akrabası mı neymiş galiba bi torpili olduğu için hiç bir şey de olmuyor adama. Zavallı Jisoo bu sene bu dertten kurtulurum sanmıştı ama sanırım Baekyun peşini bırakmak istemiyor.
"Hooop Baekyun sen yine ne ayak buralarda?" diye bir anda aralarına girdim ve kolumu Jisoo'nun omzuna attım.
"Sen karışma küçük, güzelliğimle bir şey konuşuyoruz."
"Nereden güzelliğin oluyormuşum?" diye çıkıştı Jisoo.
"Yapma böyle be kızım, bak benden iyisini bulamazsın diyorum sana."
"Senden kötüsü diyecektin heralde? Bırak peşimi be adam, istemiyorum diyorum!"
Jisoo'nun konuşmasının üzerine Baekyun ona dokunmak için elini Jisoo'ya doğru uzatıyordu ki...
Jennie bir anda köşeden çıkıp Baekyun'un yüzüne yumruğu yapıştırdı.
"Bırak peşimi diyor gerizekalı anlamıyor musun? Bundan sonra bir kez daha yanımıza yaklaşırsan daha kötü olur!"
Baekyun aldığı sert yumruktan sonra afallamış, sessizce küfrederek uzaklaşmıştı, biz de birbirimize döndük.
"J-jennie?" diye sordu Jisoo şaşkınlıkla.
"O hayvan haketmişti bunu artık. Bir senedir durmak bilmedi, sen de rahatsızdın Jisoo."
"Offf sana fena yükseldim şuan."
Jennie Jisoo'nun bu sözünden sonra anında ciddiyetten babygirl kişiliğine geri döndü.
"Çok havalıyım değil miii~?" dedi gülerek.
Jennie eskiden bir süre Taekwondo yapmış bu yüzden çok güçlü ve kendini savunabiliyor. Ama normalde sakinliğini korur, bir şey yapmazken bu gün neden hiddetlenip yumruk attığını anlayamamıştım, ama fena da olmamıştı doğrusu. Şu Baekyun salağının dersini alması gerekiyordu.
Bunları düşündüğüm sırada onların konuşmasını izleyip gülüyordum.
"Oh, en azından şu salaktan kurtulmuş olduk."
"Rahat bir nefes aldım sonunda."
"O değil de birazdan ders başlayacak, yetişmemiz lazım. Ders seçimi yaparlar bu derste, yetişemezsek gider bütün gerekli dersler."
"Evet ya, benim bu sene geçmem lazım o dersten, yoksa bir sene daha uzatmam gerekir okulu..."
Kızlarla biraz daha sohbet ettikten sonra yavaşça amfilerimize doğru dağıldık.
Kendi fakülteme gelip amfime girdikten sonra güzel bulduğum bir yere oturdum. Bölümümden pek de yakın olmadığım arkadaşlarıma da selam verdim ve hocanın gelmesini beklemeye başladım.
~
Uzun süren ders seçimleri ve ıvır zıvır işlerden sonra sonunda okul bitmişti ve biz kızlarla motivasyon mahiyetinde bu gece dışarı çıkmaya karar vermiştik. Her zamankı barımızda buluşacaktık.
Eve gelmiştim. Ders seçimi telaşından dolayı biraz yorgundum, bu yüzden duş alıp koltuğuma uzandım ve dinlenmeye geçtim.
1+1 küçük ama tatlı bir evim vardı. Almaya çok uğraşmıştım, sonunda aldığımdaysa arkadaşlarımla beraber dükkan dükkan gezip mobilya bakmıştık. Evimi en ince detayına kadar kendim dizayn etmiştim ve bu beni çok iyi hissettiriyordu evin içinde. Bu ev bana aitti ve gerçekten ev gibi hissettiriyordu.
Televizyonu açtım ve dönen k-dramalardan birini izlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reflections - chaelisa
Фанфикlalisa, kendini tutkulu bir yaz aşkının içinde bulur. gxg'