Rosé'yle buluşmamıza bir saat kalmıştı ve benim giyinmem gerekiyordu.
Zaten vaktim var diye uzun uzun duş almış ve bakım yapmıştım ama şimdi zamanım sıkışmıştı.
Üzerime siyah, kısa boğazlı bir tişört, altımaysa dar, parlak ve mini bir etek giymiştim. Sade bir makyaj yaptım, kahküllerime şekil verdim ve hazırdım.
Evden çıktım ve otobüse bindim. Çok heyecanlıydım. Bu, barıştıktan sonraki ilk buluşmamızdı. Aslında, barışmak denemezdi çünkü ortada bir yanlış anlaşılma vardı ama söyleyecek başka bir şey bulamadığım için böyle söylüyordum. Ayrıca, şu an gerçek bir randevuya gidiyordum. Hem de Rosé'yle??? Geldiğimiz noktaya hala inanamıyordum ve çok mutluydum.
Bu kadar uzun sürelik bir özlemden sonra kavuşmak insana çok taze ve hoş bir hissiyat veriyordu. Yani bıraksanız kanatlanıp uçacak gibiydim.🔥🔥
lalalalisa: kizlaRRRR
lalalalisa: ablaniz resmen dateye cikiyoRRRR
lalalalisa: bu nedir ya grup oldu mu
lalalalisa: aman duragim geldi
lalalalisa: hadi ben kacarrr18.17
jendeukk gördüMesajlara odaklandığımdan duraği neredeyse kaçıracaktım ama son dakikada inmiştim.
Az bir yürümenin sonunda restorana geldim.
İçeride güzel bir iki kişilik masa buldum ve oturdum. Bu restorana nadiren gelirdim, orta fiyatlı ve güzel bir yerdi ama bana uzak kalıyordu. Namsan-dong'da oturduğunu bildiğim için ona yakın olması amacıyla burayı seçmiştim.
Bir süre sonra Rosé de geldi. Beni gördü ve karşıma oturdu. Çok güzel ve etkileyici gözüküyordu.
"Hoş geldin. Rahat geldin mi?"
"Evet, yakındı evime. Sen peki? Sana biraz uzak kaçmıyor mu?"
"Yok ya, otobüsle 20 dakikada geldim."
"Anladım. Eee, nasılsın?"
"İyiyim, sen?"
Ondan sonra uzun bir konuşmaya daldık. Sohbetini özlemiştim. Birbirimize anlatmak istediğimiz o kadar çok şey vardı ki, konuşmalara doyamıyorduk. Nasıl bu üniversiteye geçtiğini, nerede kaldığını, ablasının şimdi ne yaptığını, en sevdiği tv programlarına kadar her şeyi sordum.
Biz gülerek konuşmamıza devam ederken garson geldi ve bizi böldü.
Siparişlerimizi verdik ve konuşmamıza devam ettik.
Uzunca oturduktan, yemeklerimizi bitirip tatlılarımızı da yedikten sonra mekandan kalktık. Saat geç olmuştu.
Restoranın kapısından beraber çıktıktan sonra kenardaki aralığa çekti Rosé beni.
"Hiç değişmemişsin Lalisa."
"Hala mükemmelsin."
Yanaklarımın kızardığını hissediyordum. Aralık dar olduğu için birbirimize çok yakındık.
Bana doğru bir adım daha attı.
Şimdi sırtım duvara yaslanmıştı.
Yüzünü yüzüme biraz daha yaklaştırdı, artık nefesini dudaklarımda hissedebiliyordum.
"Seni hala sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
"Seni sevmeyi bir an bile bırakmadığımı?"
"Biliyorum..." dedim gözlerinin içine bakarak.
"Benim için de aynı. Her günümü senin hayallerinle geçirdim..."
Şimdi yüzlerimiz daha da yakındı. Sonra gözleri gözlerimden dudaklarıma kaydı.
Ne istediğini biliyordum, ben de aynı şeyi istiyordum bu yüzden dudaklarımı yaladım.
"Beni delirtiyorsun Lalisa..."
"Seni çok seviyorum." dedi ve dudaklarımızın arasındaki mesafeyi kapattı.
Alt dudaklarımı emmeye başlamıştı, ben de onun üst dudağını emiyor, ara ara hafifçe ısırıyor ve nefesini dudaklarımda hissediyordum.
Uzun süre boyunca öpüştükten sonra birbirimizden ayrıldık.
Beni duvara sıkıştırmış olan oydu ama görünene göre yanakları kızarmış ve utanmıştı.
Onun bu halini çok tatlı bulduğum için dudaklarına ufak bir öpücük daha konduruverdim.
İkimiz de gülümseyerek birbirimize baktık.
Aşk buydu demek.
~
rosiepark: dreamy night🍷
72 like, 9 yorum
lalalalisa beğendi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
reflections - chaelisa
Fanfictionlalisa, kendini tutkulu bir yaz aşkının içinde bulur. gxg'