Yerde duran malzemelere ve kum saatine aval aval bakıyorum.Ne yapabilirdim ki bunlarla?Kılıç?Hayır çok basit.Hançer?Kullanamam ki.Ah Tanrım galiba sonum gelmişti,Dünyaya geri dönecektim;her şey bu kadarmış.Elime yerden bir parça kar alıp geçmişi hatırladım.
Yetimhanede kar yağdığı zamanlarda bakıcılarımız bizi küçük bahçemize yaşlarımıza göre çıkarırdı.Küçük olduğumuz zamanlarda sürekli büyüklerle kar topu savaşı yapardık ve ara sıra dayak bile yerdik.Bakıcılarımız da süpürgelerle büyük çocukları kovalardı.O zamanları nedensizce özlemiştim.Çocukluğum acılarla doluydu ama bir o kadar da eğlenceliydi.Yetimhanede ailem olmadan büyümüş olabilirdim ama sürekli güldüğüm insanlar vardı.Belki de ben çocuk olduğum için öyle zannediyordum.Bir keresinde kar topu oynarken yanlışlıkla baş bakıcı Mrs.Lindon'ın başına isabet ettirmiştim.Bana sertçe dönüp bakmış daha sonra o da yüzüme koca bir kar topu atmıştı.
Avucumdaki kar umutlarım gibi eriyip gidiyordu.Bir şeyler yapmam gerekiyordu artık,ama ne?
Yerden tahta parçasını aldım ve ucunu keskinleştirmeye çalıştım.Heycandan ellerim titriyordu,o kadar çok bir şey düşünmüştüm ki kum saati yarıma gelmişti.Bıçak şükürler olsun ki çok keskindi ve bir tahta bıçak ucu yapmıştım.Deri parçasını tahtanın arka tarafına doladım ve bıçağın tutacak yerini de ayarladım.Tanrım bu çok saçmaydı?Kim iki karış bir bıçakla bir iblisi öldürebilir ki?Sürem azalıyordu neredeyse çeyrek olmuştu.Yaptığım bıçağı yere sinirle fırlatıp yeni bir şeyler düşünmeye başladım.
Tabi ya!Kar topları!Onlar beni yansıtıyor,geçmişi bana hatırlatıyor.Torir de öyle demişti,beni yansıtan şey bu!Hem de bunu Skeeter'ın bana verdiği kurdeleyi kullanarak yapacaktım.Yeni bir deri parçası alıp iki uçtan düğümleyerek bir torba haline getirdim.Yaptığım bıçak yardımıyla da iki delik açtım.Bu yolculuğumun başından beri yanımdan ayırmadığım mavi kurdeleyi çıkarıp iki uçtan geçirdim.Uzun bir şey olmasına sevinmiştim.Yaptığım torbayı yanlamasına boynuma astım.Torba kalçama kadar geliyordu.Kum torbası bitti bitecekti.İlerde bir buz yığını vardı,buzları karlarla birleştirerek toplar yapmaya başladım.Ellerim soğuktan morarmıştı ama öyle ya da böyle bu havaya alışacaktım.Ben hararetli bir şekilde topları torbama atarken Torir ve Frida geldi.Frida meraklı gözüküyordu.
''Çok merak ediyorum,ne yaptın?''
Ona torbamı gösterdim.
''Ben buzdan kar topları yaptım ve onları bu torbaya koydum...atıcılıkta iyiyimdir.''
Torir yüzünü buruşturmuştu.
''Kar topu da nedir?''
''Karların,buzların içinde yaşıyorsunuz ve hiç kar topu oynamadınız mı?''Şaşırmıştım.
Frida ve Torir başlarını hayır anlamında salladı.Onlara göstermen için torbadan bir topu aldım ve arkalarındaki ağaca doğru hedef aldım.Bacağımı ve kolumu geriye çekip güç aldım ve sert bir şekilde ağaca doğru topu fırlattıp.Top ağaca değdiği gibi güçlü bir ses çıktı ve parçalara ayrıldı.
Frida çığlık atmıştı.
''Vay canına sen bir dahisin!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖRÜNMEYENLER Huldufólk
Science FictionŞeytanın Tanrı'ya karşı çıkması sonucu tarafsız kalan;Alftanes'i Reykjavik'e bağlayan yolun ortasına indirilen meleklerin,Huldufolkların, insanlarla yaşadığı aşklar sonucu doğan çocukları kabul edilmedi,yetimhanelere gönderildi.Yıllar geçtikçe insan...