yeni kişiler

82 20 17
                                    

Han

Bu çocuk beni sinir etmekten başka bir şey yapmıyordu. Sarhoşken sürekli bana yürümeye çalışıyordu.

Yatağımda uyumasına izin verdim çünkü kalçası ağrıyordu ama bu yavşak hala bana yavşıyordu. En sonunda koltuğa gittim ve uyudum. Uyku tutmadı gerçi. Ne de olsa yan koltuktaki Hyunjinin horlamasıyla uyumak zordu. Saat 4.5 gibiydi ve ben hâlâ uyuyamamıştım. Mutfağa gidip ağzıma bir ekmek attım, kulaklığımı çıkardım ve camdan dışarı bakmaya başladım. Geceleri müzik dinlemek en sevdiğim şeylerden biriydi. Dışarıyı seyrederken arkadan bir ses geldiğini duydum ve hemen arkama döndüm. Bu Minhoydu.

"Ya ödümü patlattın gerizekalı."

"Pardon, çok pardon" dedi ve ne yaptığını sorgula şekilde ona bakış attım. O da elindeki suyu gösterip salladı. Arkama dönüp camdan bakmaya devam ettim. Sonradan arkamdan iki el karnımı sardı. Ona döndüm ama o başını omzuma yaslayıp gözlerini kapatmıştı.

"Güzel kokuyorsun."

Beni daha sıkı kucakladı ve kurtulmak için önüme döndüm. Ama o hâlâ sarılıyordu. Sonunda gözünü açıp gözlerini aşağı yukarı yaptı. Sonradan göz altlarıma ellerini götürüp nazikçe okşadı.

" Gözaltıların şişmiş, uyu artık."

Ne oluyordu bilmiyordum ama kalbim istemeden hızlı atmaya başlamıştı.

"Sen neden ayaktaydın ki zaten?" diye sordu. Ben de;

"Hyunjin arkadaşımız horladığı için uyuyamadım."

"Benimle yat."

"Efendim?"

"Yani zaten senin yatağını aldım, yanımda yat bari. Vicdan azabı çekmek istemiyorum."

Bunu çok yanlış anlamıştım.

"Neye vicdan azabı çekeceksin? Seni yatağıma yatırdığım için mi?"

"Uykundan seni ve güzel zeytin gibi gözlerini alıkoyduğum için. "

Bu çocuk harbiden manyaktı. Ben bununla aynı yatakta yatsam kesin sikerdi beni. Ne kadar susuz kalmışsa aşka.

"Hadi gel aldım çarşaflarını çoktan. "

"Hay senin ben. Neyse tamam geliyorum."

Minho yastığını kenara çekip bana yer ayırdı. Minho benle yatmak çok istiyordu ama bilmiyordu ki ben uyurken çok kıpırdaşırım. Minhonun gerçekten uykusu var gibiydi ama benle konuşmaya çalışıyordu hâlâ.

" Uyumalısın Minho." dedim ve saniyesinde uyudu. Tek gözünü araladı ve;

"Sen ne istersen o tatlım." dedi ve burnumdan makas aldı. Arkamı döndüm hızlıca. Kalbim hızlanıyordu ama uykum olduğu için takmadım ve uyumaya baktım.

Uyandığımda iki çift gözün bana baktığını fark ettim. Nefesini hissedebiliyordum. Hızlıca kalktım ve ne yaptığını sordum.

"Çok huzurlu uyuyordun, uyandırmak istemedim kalkmadım."

Şöyle şeyler söylemeyi ne zaman bırakacaktı? Çünkü gerçekten beni rahatsız ediyordu. Ama bir yandan da eglenceliydi.

"Tamam anladım, kalk da yatağımı topla. Ben de kahvaltı hazırlayayım."

"Ben kahvaltı hazırlasam sana? Elimin lezzeti çok güzeldir."

"Sadece bana değil Hyunjin de var evde biliyorsun. Ağla."

Tüh dercesine bacağına vurdu ve gülerek mutfağa gitti. Ben de Hyunjini uyandırmaya giderken açık kapının kenarından bizi dinlediğini gördüm.

wrong seat/ minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin