sana şarkı söylememi ister misin?

85 20 25
                                    

Minho

Eve döndüğümde yanıma kalem kutumu  şarj aletimi ve pijamami alıp çıktım. Hyunjin de eşyalarını alıp aşağı indi. Hyunjinin elinde Twister vardı. Handa sıkılırsak oynarız diye alıyordu herhalde. Hanın evine gittiğimizde Han bir yerden gelmiş gibiydi.

"Bir yerden mi geldin?"

"Biraz kendimizi aşalım diye soju aldim" dedi ve dil çıkardı. Alkole alışkın olduğumuz için bir şey demedik ve yukarı çıktık. Hanın stüdyosu tam çatı katı olduğu için üçgen bir şekildeydi ve en kısa kısmına zıplasam kafamı çarpacak boyuttaydı. Duvarda gitarları asılıydı ve yanda da kitaplık vardı, içinde bir sürü defter ve oyuncak mikrofon vardı. Önünde de bir televizyon asılıydı. Yere oturduk ve Hyunjinin getirdiği oyunu oynamaya karar verdik.

Oyunu Han bilmiyordu ve anlatmaya başladım.
" Ilk önce çarkı çeviriyorsun ve hangi ayağınla ya da hangi elinle neye basacağını seçiyorsun. Diğer oyuncular da aynı şekilde. İlk düşen yanıyor. Böyle."

"Anladımmm. Hadi oynayalım, ilk ben başlamak istiyorum!"

"Tamamdır al çevir bakim" Hyunjin Hana çarkı verdi. Han çarkı çevirdi ve kırmızı - sol el, yeşil- sağ ayak geldi. Han elini ve ayağını yerleştirdi ve Hyunjine sıra geldi. Hyunjin de yerleşti. Şimdiden zorlanıyorlar gibiydi. Ben de çevirdim ve elimi ayağımı yerleştirdiğimde hepimiz abuk subuk bir şekilde duruyorduk ve Hyunjin gülmeye başladı. Hepimizin kolu birbirimizin bir yerlerine geliyordu. Hyunjin gülmeye başladığı için biz de gülmeye başladık, en sonunda Hyunjin dayanamayıp düştü. Düşerken ayağı bacağıma geldi ve Han'ın üstüne düştüm. Göğsüne düştüğüm için Han "aaah" dedi gülerken ve hemen kalktım. Ama hala gülüyor olmamız komikti.

"Hannie iyi misin ya of Hyunjin! HAHAHAHHA"

"IYIYIM DE MINHO US-USTUMDEN KALKAR MISIN?!!" gülmekten konuşamıyorduk. Nefes nefese kalmıştık ama Hyunjin hala kenarda yarıla yarıla gülüyordu.

"TAMAM KALK HADI!" dedim ve elimi uzattım Hani çekecekken Han beni kendine çekmesiyle yine düştüm. Bu sefer Han bilerek yapmıştı ve suan Hanın üstündeydim. Baktım ve dedim ki;

"Altımda olmak bu kadar mı istiyorsun Hannie?"

Hiç bir şey demedi ve Hyunjine doğru baktı. Hyunjin gülmeyi bırakmıştı ve bizi izliyordu.

"Ne bakıyon, gel bir işe yara da üstünden al kankanı."

Kafasını bana bakacak şekilde çevirdim ve "Sen çekmedin mi beni, utandın mı yoksa?"

"Ne utanması be, hadi kalk da bir kere daha oynayalım."

"Bence bunu bir daha oynamayalım bence, şu halinize bakın ikinizin yüzü de domates olmuş gülmekten. " dedi Hyunjin.

Hanın üzerinden kalkıp Hyunjine yalancı bir sinirle yürüdüm. "LAN BIZI GÜLDÜREN SENDIN, KALK SEN TOPLA O ZAMAN!" dedim ama hemen arkasından gülme tuttu. "HAHAHAHSHAHHAHHA TIPE BAK" dedim çünkü Hyunjinin korkmuş tipi çok komikti. Han da arkadan bana katılıyordu. Daha içmeden sarhoş olmuş gibiydik sanki.

Hyunjin yalandan ağlaya ağlaya matı topladı, o sırada ben de Hanla oturuyordum.

"Kitaplıktaki defterlerde ne var?" Bana baktı ve "Yazdığım şarkılar var." Ağzım açık baktım ve vay dedim içimden.

"Peki, şu oyuncak mikrofon ne?" Dedim. Han da "Avustralyadaki arkadaşım koreye gelmişti, o almıştı. Bilirsin onu, stalklamışsın zaten beni." dedi gülerek. Ben de ona gülerek dedim ki " Sen de beni stalklamışsın ona bakarsak. Nasıldı postlarım?"

wrong seat/ minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin