mal

69 16 16
                                    

Minho

Ben gitgide Hana daha çok aşık olmaya başlıyordum. Gerçekten kendimi o kadar kaptırıyordum ki. Derslerde kitap kenarlarına Hanı çizmeye başlıyorum. Ya da bir karakter çizmeye başlasam karakterin tüm özellikleri Han oluyor. Sırılsıklam aşık oldum galiba.

Resim demişken aklıma resim yarışması geldi ve Hanı artık çizmem gerektiğini hatırladım. Onunla buluşma ayarlayabilirdim, bu bir date olurdu. Ayrıca bunu tekrarlı bir şekilde yapmalıydık çünkü ayın yarısına gelmiştik ve ben sadece evinde yatılı kaldığımız gün çizmiştim onu. Yani bu eğer onu sıkmazsa haftada üç kere buluşmak istiyorum.

Zil çaldığında Hyunjine bu fikrimi anlatmaya başladım.

"Kanka bak şimdi bizim resim yarışması var ya onun icin Hanla haftada üç kere buluşma ayarlamak istiyorum nasıl?"

"Haftada üç mü? Han kabul edecek mi peki? Ona da sor bakalım sürekli gözlerinle tacize uğramak ister miymiş."

"Piç senle konuşulmuyor. Siktir et direkt Hana sorucam."

"Ne dedim şimdi?!! Ya beni bekle!"

Sıradan kalktım ve Hanın sınıfına doğru yürüdüm. Arkadan Hyunjin koşarak bana yetişti.

Hanın yanına gittiğimde Han uyuyordu ve sınıfta çok kişi kalmamıştı. Ön sırasına oturdum ve onu izlemeye başladım. Hyunjin bizi böyle görünce sınıftan çıktı.

Gözlerimi Handan alamıyordum, güzelim koyu kahverengi saçları kahverengi gözlerini kapatıyordu. Gözlerinin önünden saçlarını aldım ve saçını yavaş yavaş okşamaya başladım. Dudakları uyurken öne doğru kıvrılmıştı, onu izlemeye doyamıyordum. Elimi yüzünde gezdiriyordum, onun her bir tarafını hissetmek istiyordum. Elim yavaş yavaş dudaklarına kaydı. Parmaklarım dudaklarını araladı ama onu izinsiz öpmek istemiyordum. Ama kendime engel olamadım. Yakınlaştım, nefesini hissedebiliyordum ve kalbim çok hızlı atıyordu. Sonra dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Dudaklarım yanıyordu, gözlerimi açınca Han hala uyuyordu. Yavaş yavaş yüzümü geri çektim ve kulaklarımın yandığını hissettim. Hızla ayağa kalktım ve sınıftan çıktım.

ALLAHIM BEN NE YAPTIM? ONU ÖPTÜM MÜ? ONDAN IZINSIZ? AAAAAAAA ÖLECEĞIM ŞIMDI AAAAAAA

Içimden bunları düşünürken Hyunjini birileriyle konuşurken gördüm. Hemen Hyunjinin yanına gittim.

"Selam Minho, a yüzüne noldu? Kıpkırmızı olmuşsun. Hasta mısın?" dedi.

"Hayır ben iyiyim, sadece merdiven çıktım. Hyunjini alabilir miyim?"

"Bana da sorar mısın alabilir misin beni diye?"

"Şuan zamanı değil Hyunjin, gel." Hızlı hızlı konuşuyordum acelem varmış gibi.

"Noldu olum bu ne telaş?"

"Hyunjin, ben Hanı öptüm. Bu sefer yanaktan değil. Dudaktan. Ve o uyuyordu. UYUYORDU O UYUYORDU VE BEN ÖPTÜM ONU."

"MINHO NE YAPTIN NE YAPTIN?! YUH! NASIL OLDU ÇABUK AÇIKLA."

"Sakinim,sakinim tamam. Huh. Bak şimdi sınıfa gittiğimde uyuyordu, ben de ön sırasına oturdum. Sonra saçı gözlerine geliyordu, onları çektim yüzünden. Ama çok güzel gözüküyordu, yüzünü incelemeye başladım ve sonra olan oldu."

"Aminakoyim cok tatlı. Senden beklemezdim. HAN BILIYORDUR BUNU DIMI MINHO?"

"Eee en son uyuyordu işte, eeee biliyor mu bilmiyorum."

"Ne demek bilmiyorum, çocuktan yararlanmış oldun şimdi. "

"Ne."

"Öyle."

"Ne yani şimdi yaptığım şeyi söylemem mi gerekiyor?"

"Evet nasıl söylersin onu bilemem."

"Düşünürüm."

"Düşünürüm ne demek Minho?"

"Lan sus bi amk. Sevgilin var diye hemen havalara giriyorsun."

"Heheheh tamam sustum."

Hyunjinle sınıfa giderken Han'ın sınıfına da uğradım. Han uyanıktı. Beni görünce gülümsedi ve el salladı. Ben ise onun yüzüne bakamadığım için hemen kapıdan uzaklaştım.

Ben daha Hana "randevu"muzu soracaktım. Onu yüz yüze değil de onlinedan sormalıydım acaba? Okuldan dönerken sormam en mantıklısı olurdu. Hanın yüzüne bakamamam da ayrı komikti. En azından Hyunjinle birlikte gideceğimiz için çok gerici olmayacağını düşündüm.

Okul çıkışında Hyunjini de alıp çıkarken Han arkadan "Beni de bekleyin!" diye bağırdı. Durduk ve Hanı bekledik. Hyunjin telefonuna baktı ve Felixten bir mesajı olduğunu gördü.

"Ya arkıdişler benim sevgilimi okuldan almam gerekiyormuş, siz aşk böcekleri takılın tamam mı?"

Ben daha ağzımı açamadan Hyunjin koşarak"Görüşürüz!!!" diye bağırdı. Hyunjini gördüğüm yerde bayıltacaktım. Han bana bakarak;

"Yine ikimiz kaldık." dedi. Ben ona bakınca yüzümün kıpkırmızı kesildiğini anlayabiliyordum. Kafamı salladım ve güldüm. Ona dönüp tam resim olayını anlatacakken bana:

"Yüzün kızarmış,noldu hasta mısın?"

"He yok ya, değilim."

"Ee yüzün niye kızarmış?"

"Bilmem. Niye?"

Ellerini yanaklarıma ve alnıma koydu.

"Ateşin de yok. Yoksa bir şeye mi utandın?"

"Hhayır,bir şeye utanmadım."

"Emin misin?"

"Of evet Han ya iyiyim ben. HEM bak sana ne dicem. Şimdi biz resim yarışmasına katıldık ya, ayın yarısı bitti zaten. Artık buluşup bir şeyler çizmeye başlasak mı?"

"Aa doğru o vardı. Bunun için mi kızardın yoksa?"

"Hayır yok öyle bir şey."

"Hhm. Tamam o zaman. Ne zaman gidiyoruz?"

"Sen ne zaman istersen. Ne de olsa seni çiziyorum."

"Yarın başlasak nasıl olur?"

"Tamamdır, nerede yapalım?"

"Benim evimde yapabiliriz ama annem hafta içi evde oluyor, rahat olmayabiliriz."

"Benim evime gidelim o zaman, olur mu?"

"Olur öyle yapalım."

Kafamı çevirip yola bakarak yürümeye devam ettim. Tam öpüşmenin etkisi geçmeye başlamışken Han;

"Bugün bir şey mi oldu?" dedi.

Durdum ve Han'a baktım. Yoksa biliyor muydu? Nasıl açıklayabilirdim bunu?

"Bir şey olduğu yok Jisung." sesim hafif titrek gibiydi ve Han bir şey olduğunu çoktan anlamıştı.

"Tamam, bana anlatmak istemiyorsan anlarım."

"Hayır hayır öyle bir şey değil! Sadece, şuan sırası değil."

"Anladım."

"Kırılmadın değil mi?"

"Hayır, neden kırıklayım?"

"Peki.."

Evime geldiğimizde Han'a el salladım ve gülümsedim. Han kapının önünden uzaklaşmaya başlarken ona öpücük attım. Keşke yapmasaydım. O anda o da benim tarafa bakmıştı. Yani öpücüğü görmüş olmalıydı. Düşündüğümün aksine güldü ve o da öpücük attı.

Arkadaşlar öldüm bayıldım dirildim ve geç kaldim ama yeni bölüm attim
Biraz boş bi bölüm oldu ve geç geldi biliyorum 😔😔😔☹️
Umarım beğenirsiniz 🙁

wrong seat/ minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin